Çarpışan Ruhların Bayramı

Çarpışan Ruhların Bayramı

 


Gürkan Gökaşan

Şüphesiz, Bayramların en güzel yanlarından biri; kırgın veya küs kişilerin barışması ile olan imtihanıdır. İmtihan diyorum ya azizim! Niye imtihan olacak ki bu? Alt tarafı konuşmadığın ya da kırgın olduğun kişiyle barışacaksın. Ama, yoook! Sadece bu yeter mi? Barışman için gerekçe ararken; ruhunun ipleri ayağına dolanmaz mı? Ya tekrar düşersen? Bu defa ayağa kalkmak o kadar kolay olur mu dersin? Çok mu kolay affetmek? Hiçbir şey olmamış gibi konuşmaya veya görüşmeye devam etmek? Üç günlük hayat değil mi yaşadığımız? Ona da mı maraz yoksa?..

BIR ÇINGI HATIRA

Bildiğiniz gibi boşuna uğraşıyoruz! Onca hırs, onca mutluluk, onca acı ve keder… Günün sonunda hiçbir şey kimseye kalmıyor. İster iyilik yap, ister kötülük; yanına kalan bir çıngı hatıra sadece… İyi bir insan olmak için uğraşıyorsun belki de; kötü bir insan olduğunu kabul ettiğin için mi? Yoksa ‘gideceğin’ yer için kendini mi sağlama alıyorsun? Kötülük yapan kimsenin “Ben çok kötü biriyim!” dediğini duymadım bugüne kadar… “Benden kötülük gelmez” diyene de pek itimat etmemekte fayda var.

BÜYÜKLÜK İLÜZYONU

Bayram yaklaşıyorken bir düşün; hayatında olmaması gerekenlerle mi devam edeceksin yola, yoksa affetmek büyüklüğünün ilüzyonuna mı kaptıracaksın yine kendini? Hiçbir kötülük, yapanın yanına kâr kalmıyor. Öteki dünya diye birşey var mı bilmem ama, yaşadığın ve yaşattığın herşeyin bedelini bu dünyada ödüyorsun. Bunu unutma…

Hayyam’ın da dediği gibi;

Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş!
Bırak onu bunu da, gönlünü hoş tut hoş.
Durmadan kurulup dağılan bu evrende,
Bir nefestir alacağın, o da boştur, boş!

Dergiler Haberleri