YENİDÜZEN ADVERTORIAL
Casino İşletmecileri Birliği | Ahmet Arkın
Covid-19 virüsünün ne olduğunu az-çok öğrendik. Nasıl korunacağımızı biliyoruz artık. Doktorlarımız bu virüse yaklananların tedavisi konusunda oldukça başarılı oldular, bilgi biriktirdiler ve deneyim kazandılar. Herşeyden önemlisi, aşının bulunması oldu. Şimdiki günlerin en önemli sorunu, aşıya ulaşmak ve aşılanmak olarak ortaya çıktı. Bütün ülkeler, daha fazla aşı elde etmek için mücadele ediyor. Bir yıl önce, benzer bir mücadeleyi test kitleri konusunda veriyorduk. Aşı üretimi arttıkça bu sorunu da geride bırakacağız. Aşımızı olacağız, korunma önlemlerine uyacağız ve hayatımıza devam edeceğiz.
Şimdi, koruma önlemlerine sıkı sıkıya uyarak bu hedefe doğru ilerleye başlamak gerekiyor. Özellikle ekonomik alanda bir geçiş süreci yaşayacağımız kesindir. Hiçbir işletme veya hiçbir sektör, çalışmaya başladığı gün, salgın öncesindeki durumuna gelemeyecektir. Kimilerinin “yeni normal” dedikleri bu ortamı, adım adım ve çalışarak inşa etmek zorundayız.
Hemen işe koyulmalıyız... Özellikle turizm sektöründe geç kalmamak gerekiyor. Belli başlı ülkeler, Nisan ayından itibaren turist kabulüne başlıyorlar. Turistleri hangi koşullarda kabul edeceklerini resmi bir şekilde duyurdular ve kendileri için çalışacak tur operatörlerini harekete geçirdiler bile. Güney Kıbrıs, bu konuda dikkatle izlenmesi gereken bir örnektir. Vaka sayılarının düşmemesine, geleneksel Limasol Karnavalı’nı bile iptal etmelerine karşın, turist kabul etme konusunda çalışmalarını tamamladılar. İsrail yurttaşları Nisan ayından, İngilizler Mayıs ayından itibaren Güney Kıbrıs’ta tatil yapabilecekler.
KKTC yönetiminin ekonominin başlıca gelir kaynağını oluşturan turizm için yaşamakta olduğu tereddüt, bu sektörü tam olarak öldürebilir. Bu yaz sezonunu başarı ile yönetemezsek, gelecek yıllardaki turizm potansiyelimizi de elimizle yok etmiş olacağız.
Yapmamız gerekenler bellidir: Turistleri güvenli bir şekilde kabul etmek ve sağlık koşullarına uygun bir şekilde ağırlamak.
Güvenli kabul koşullarının neler olduğunu yeniden keşfedecek değiliz. Turist kabul eden ülkeler aşılanmış turistleri büyük bir memnuniyetle kabul ediyor. Türkiye gibi ülkelerse daha şimdiden PCR testleri negatif olan turistleri de kabul ediyorlar zaten.
Bizim yaşadığımız deneyim de gösteriyor ki PCR testleri negatif olan kişilerin 3-5 günlük kısa ziyaretleri hiçbir risk taşımıyor. Daha uzun ziyaretler için ise aşılanmış olmak koşulunun aranması hem turist sağlığı, hem de halk sağlığı için bir zorunluluk olacak gibi görünüyor.
KKTC yönetimi, belirleyeceği bir tarihten sonra (1 Nisan veya 1 Mayıs) adaya turist kabul edeceğini şimdiden ilan etmek zorundadır. Turizm şirketleri ancak böyle bir güvence aldıktan sonra harekete geçebilecek, rezervasyon alabilecek, uçuş organize edecek ve pazarlama yapabilecektir. Aksi durumda, bugün yaşamakta olduğumuz ekonomik sorunlar derinleşecek ve halk sağlığı da tehdit altına girmiş olacaktır.
“Ekonomi mi; sağlık mı?” diye soramayız. Böyle bir ikilem içinde değiliz. KKTC devletinin ekonominin çalışmadığı koşullarda halkını besleme olanağından bile yoksun olduğu zaten yeterince kanıklanmıştır. Tek seçeneğimiz sağlıklı bir ekonomik hayat yaratmaktır. Bu, turizmsiz olamaz. Turizm gelirlerini geri kazanmaya başlayamazsak bozulan ekonomi, halk sağlığını da tam anlamı ile bozmuş olacaktır.