İşten durdurulan CAS çalışanlarının 115 gün boyunca devam eden eylemi, siyasetin ‘Turnusol Kağıdı’ oldu biraz.
KTHY kapatıldığında sokakta kalan insanlar eylem yaparken, en ön safta sıra durup hükümeti protesto eden muhalefet partisinin, hükümette olduğu bir dönemde benzer nitelikli bir eylem karşısında bu denli ağır davranmasını en iyi açıklayabilecek olan, ‘Turnosol Kağıdı’ metaforudur çünkü muhtemelen.
Adam, ‘çocuğumun doktor parasını veresiye yazdırdım’ diyor.
Var mıydı bunun ötesi?
Sosyalist bir partinin hükümeti döneminde, 64 kişi 115 gün boyunca sokakta eylem yapmışsa ve iş açlık grevi noktasına varmış, insanlar hastanelere taşınmaya başlanmışsa, bu partinin artık hükümetteki varlık nedenini sorgulama vakti gelmişti.
Neyse ki dün akşam itibarıyla, sorun halledildi.
***
Bugün yaşanmakta olan bu sorunun başlangıç noktası, yani ana nedeni KTHY’nin UBP hükümeti döneminde, ardında birçok soru işareti bırakarak kapatılmasıdır, doğrudur.
Ancak o günün hükümetinin bu vahim tasarrufu, bugünün hükümetinin tasarruflarının mazareti olmamalıydı.
2011 yılının Mart ayında KTHY çadırını ziyaret eden CTP heyetinin o gün orada kameralar karşısında yaptığı açıklamalardan kısa bir alıntı:
“Kıbrıs Türk Hava Yolları eski çalışanlarının daha fazla mağdur edilmelerine göz yumulmamalıdır, devlet bu insanları sahipsiz bırakmamalıdır”…
Peki CAS’ın kapatılmasıyla birlikte işsiz kalan ve 115 gün boyunca eylem yapan bu insanların devleti, yaklaşık 4 ay boyunca neredeydi?
Konunun ciddiyetle ele alınır aşamaya gelinmesi için, mağdur olan bu insanların açlık grevine başlamaları mı gerekiyordu illâ ki?
Adam, ‘çocuğumun doktor parasını veresiye yazdırdım’ diyor.
Var mıydı bunun ötesi?
***
Hükümetin, polisin 15 Kasım törenleri sırasında vicdani ret hakkı için eylem yapan insanları yaka paça tutuklamasıyla ilgili sorumluluğu, ‘polis örgütü bize bağlı değil’ mazeretinin ardına saklanılarak önemsizleştirilmeye çalışılıyor olabilir.
Ancak çalıştıkları kurum kapatıldığı için işlerini kaybeden ve aylardır evlerine ekmek götüremeyen bu insanlarla ilgili sorumluluğu, herhangi bir mazeretin ardına saklanılamayacak kadar nettir, ortadadır.
Tıpkı yukarıda bahsettiğim CTP heyetinin de Mart 2011’de KTHY eylem çadırını ziyaret ettiğiniz sırada dediği gibi;
‘Bu insanların daha fazla mağdur edilmelerine göz yumulmamalıydı, devlet bu insanları sahipsiz bırakmamalıydı’…
Şu anda devlet SİZSİNİZ ve neyse ki geç de olsa, bu sorumluluğun gereğini yerine getirdiniz.
64 CAS mağduru, nihayet artık rahat bir nefes alabilir.