Sıfır bütçeyle Asi Film’i oluşturan ve dostlarının gönüllü katkılarıyla Kıbrıslıermeniler’in yaşadıklarıyla ilgili belgesel film yapan Mine Balman ve Besim Baysal anlatıyor...
BİRLİKTE/TOGETHER (Belgesel film)
“1950’lerden itibaren yükselen milliyetçilik, Akdeniz’de küçük bir ada olan Kıbrıs’ta pek çok kötü anının birikmesine yol açmıştır. Genelde Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlar açısından ele alınan ve yorumlanan bu dönemi bir de arada kalmış Kıbrıslıermeniler’den dinlemek ister misiniz?
20. yüzyılın başından itibaren Küçük Asya, Kilikya ve Anadolu’dan dünyanın dört bir tarafına dağılmak zorunda bırakılan Ermeniler, Kıbrıs’a da yerleştiler. Adaya çeşitli zanaatlar getiren Ermeniler, Türkçe’yi etkin şekilde kullanabilmelerinden dolayı Kıbrıslıtürkler’in yaşadığı mahallelere yerleştiler. Birlikte hem iş yaptılar, hem de güzel komşuluklar kurdular. Arka planda, Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumlar arasında milliyetçilik artan bir ivme ile yükselirken, dükkanlar yakılmaya başlandı, Lefkoşa dikenli tellerle bölündü. Kıbrıslıtürkler arasında “Türkçe konuş vatandaş!”, “Türk’ten Türk’e alışveriş” gibi kampanyaların vardığı son nokta ise, mahallelerin Kıbrıslırumlar’dan ve Kıbrıslıermeniler’den arındırılmasıydı.
Bu sözlü tarih çalışmasının konusu ise, ailesi zorunlu göçle Kıbrıs’a gelen, her şeyini kaybedip sıfırdan yeni bir yaşam kuran Kıbrıslıermeniler’in 1963-1964’te bir kez daha evinden ve mahallesinden zorunlu şekilde ayrılması ve bu deneyimlerinin kendi ağızlarından kayıt altına alınmasıdır...”
Proje: Mine Balman & Besim Baysal
Yönetmen-Montaj: Mine Balman Işık: Besim Baysal
Transkript: Besim Baysal
Seslendirme: Aslı Murat
Çeviri: Yeşer Özdenya Cambaz
Redaksiyon: Alexander- Michael Hadjilyra
Süre/Duration: 60’
Dil: Türkçe
Altyazı: İngilizce
copyLEFT 2016-2017
Röportajlar:
Annig Tourian
Artin Anmahouni
Arto Haroutunian
Azniv Baladouni
Elsie Utidjian
Erdinç Gündüz
Fatma Kişmir
Koharig Paroian Avraam
Verkin Nahikian
Mine Balman ve Besim Baysal, çok değerli arkadaşlarımız... Her ikisi de bu adada barış ve uzlaşma istiyor, her ikisi de aktivist... Her zaman gönüllü çabalarıyla çok değerli işlere imza koyuyorlar...
Sıfır bütçeyle Asi Film’i oluşturan ve dostlarının gönüllü katkılarıyla Kıbrıslıermeniler’le ilgili belgesel bir film yapan Mine Balman ve Besim Baysal’la konuştuk... Kıbrıs’ta çatışma günlerinde arada kalmış Kıbrıslıermeniler’in öyküsünü anlatmışlar bu belgesel filmde – hem Kıbrıslıtürkler’le, hem de arada kalmış olan Kıbrıslıermeniler’le röportajlar yaparak... Sıfır bütçeyle... Dostlarının gönüllü katkılarıyla...
“Birlikte” başlıklı bu belgesel film, sanırım Kıbrıslıtürkler’in Kıbrıslıermeniler’le ilgili hazırladığı ve Kıbrıslıermeniler’den ve Kıbrıslıtürkler’den röportajların yer aldığı ilk belgesel film olma özelliği taşıyor... Bazı çevreler Kıbrıslıermeniler’le ilgili bazı çekimler yapmışlar ancak bu filmlerde konunun esas öznesi olan Kıbrıslıermeniler’den herhangi bir röportaj görememiştik... Mine Balman ve Besim Baysal’ın çektiği “Birlikte/Together” filmi bunu değiştiriyor...
“Birlikte”nin ilk gösterimi 27 Eylül 2017 Çarşamba akşamı saat 20.00’de Arabahmet Kültür Evi’nde yapılacak...
Mine Balman ve Besim Baysal’la röportajımız şöyle:
SORU: Sevgili Mine Balman, neden böyle bir belgesel film yapmaya karar verdin? Birazcık anlatabilirsan… Kıbrıslıermeniler ilk ne zaman dikkatini çektiydi?
MİNE BALMAN: Aslında Kıbrıslıermeniler benim hayatımda fiziksel olarak olmasa bile doğduğumdan beri vardı… Çünkü ben Köşklüçiftlik’te doğdum büyüdüm. Ve mahallemiz eskiden karmaydı. O yüzden da gerek babaannemin, anneannemin hep anlattıkları işte hep komşularımız, mahallemizde kimler yaşardı, hangi ev aslında kimindi, nasıl dostluklar, arkadaşlıklar vardı falan, ben hep bunları duyarak büyüdüm.
Dolayısıyla da, hiç birlikte yaşamamış olsam da her zaman mahallenin bir parçası olarak hissettim aslında ben…
SORU: Çünkü Köşklüçiftlik Kıbrıslıermeniler’in yeriydi aslında…
MİNE BALMAN: Evet, yerlerinden biriydi. Yoğunluklu yaşarlardı yani. Hatta Kıbrıslırum, Kıbrıslıtürk, Kıbrıslıermeni birlikte yaşanan karışık bir mahalleydi Köşklüçiftlik …
2003’te kapılar açıldı ve güneyde yaşayanlarla ilişki kurabilmeye başladığımızda da bir şekilde Kıbrıslıermeniler’le tanışmaya, onların yaptıkları etkinliklere katılmaya ve arkadaşlık kurmaya başladım. Bu ilişkiler bugüne kadar geldi.
Film fikri aslında çok eskiden beri Besim’le konuştuğumuz birşeydi. Yani yok ki film, bir şey yapılması fikri… Çünkü bizim kuşaktan arkadaşlarımıza Kıbrıslıermeniler’le kurduğumuz arkadaşlıkları anlattığımızda, Kıbrıslıermeniler’in varlığını bile Kıbrıslıtürkler bilmezdi. Ve doğal olarak da bizim birlikte onlarla karma mahallelerde yaşadığımızı, nasıl ki Kıbrıslıtürkler, Kıbrıslırumlar göç ettiler zamanında, onların da evlerinden göç etmek zorunda bırakıldığını da bilmezlerdi.
Dolayısıyla hep konuştuğumuz bir şeydi bununla ilgili bir çalışma yapalım diye. Halihazırda da zaten biz farklı filmler yaptık geçmişte. Baraka Film Atölyesi’ndeyken Sanayi Holding belgeseli olsun, Kıbrıs’ın Öbürleri olsun, Asimilasyon Üçlemesi olsun, filmler yaptıydık. Onun sonrasında bir kısa film çalışması yaptık, “Bir Parça Çaput ve Yanan Bir Mum”… Ve bir da “Kadının Soyadı Yok” filmini yaptık. Ama daha Sanayi Holding belgeseli öncesinde bir film yapmamız gerektiğini konuştuyduk ama başka filmler girince araya bu ertelendi bizim için.
2016’nın başında bu belgeselle ilgili çalışmalara başladık. İşte bazı okumalar yaptık önce… Kişilerle konuştuk, Kıbrıslıermeni arkadaşlarla konuştuk. Kimlerle röportaj yapılabileceğini ve hangi boyutlarına değinilebileceğini araştırdık. Öyle… İki yıllık bir çalışma oldu.
SORU: Filmde kaç tane Kıbrıslıermeni’yle konuştunuz? Kıbrıslıtürkler’le da mı konuştunuz?
MİNE BALMAN: Kıbrıslıtürkler var, önce onları söyleyeyim… İki kişi var…
Birisi Fatma Kişmir’dir… Arabahmet’ten Zahra Sokağı’ndan…
Diğeri da Erdinç Gündüz’dür, o da Köşklüçiftlik’ten.
Verkin Nahidyan var… Annik Turyan var. Annik, Salpi’nin nenesidir bu arada… Azniv Baladuni var. Bunlar, Kalayciyan Yaşlılar Evi’nde kalan üç kadındılar… Onlarnan konuştuk…
Onun haricinde Arto Hartunyan var. O da Köşklüçiftlik’tendi…
SORU: Çerçeveci olan mıdır Arto?
MİNE BALMAN: Yok, Arto Birleşmiş Milletler’de çalışır.
SORU: Doğru, çerçeveci olan Arto Tavityan’dır…
MİNE BALMAN: Artin Anmahuni var. O da şu anda dünyada yaşayan en yaşlı izci… Ve bir da Koharig Paroyan Avram var… Bir da Elsi Udciyan var. Bunlarla görüştük. Genel olarak bizlere Kıbrıs’a nasıl geldiklerini, yani ailelerinin Kıbrıs’a nasıl geldiğini anlattılar, hatta kendisi gelen de var, mesela Annik Turyan, Anadolu’da doğup Kıbrıs’a gelen Ermeniler’dendir. Diğerleri hep burada doğdu. Ailelerinin nasıl Kıbrıs’a geldiğini, burada nasıl bir yaşamları olduğunu, Kıbrıslıtürkler’le ilişkilerini – gerek komşuluk, gerek iş ilişkilerinin nasıl olduğunu anlattılar.
Ve milliyetçiliğin yükseldiği 1950’lerden işte 60’ların ortasına kadar, o dönemde şu artık göçler başladı, Kıbrıslıermeniler’in nasıl zorluklar yaşadığını, nasıl evlerini terketmek zorunda bırakıldıklarını, hatta nasıl birkaç saat içinde terketmek zorunda bırakıldıklarını anlattılar.
Tabii ki Kıbrıslıermeniler’in hepsi 1963’te göç etmedi, 1974’e kadar kalabilenler da oldu. Ama özellikle karma mahallelerde yaşayanlar, Kıbrıslıtürkler’le birlikte yaşayan Kıbrıslıermeniler’in birkaç saat içinde mahallelerini terketmek zorunda bırakıldıklarını anlattılar.
SORU: İngiltere’de okurken mi filme merak ettiydin?
MİNE BALMAN: Evet… İşte yüksek lisans yaparken dedim ki bir şekilde bir kurs alıp da sinemaynan ilgili kendimi biraz geliştireyim. Çünkü sinemaya hep bir merağım vardı. Ve London Film Academy’de hızlandırılmış bir kurs yaptıydım film yapımıyla ilgili.
SORU: Peki o dönem gördüğün kursnan şimdiki teknolojik gelişmeler… Herhalde şimdi çok daha kolaylaştı…
MİNE BALMAN: Gerçi o kursta 1950’lerde nasıl film yaptıklarını da öğrettilerdi bize… Şeritleri kesip, jelatinle yapıştırıp, birleştirip makinede böyle çevirerek küçücük ekranda sahneleri görüp öyle montaj yapmayı da öğrendiydik.
SORU: Şimdi neredeyse her uluslararası örgüt çağrı yapar, “Kendi cep telefonunuzdan bir video çekin ve bizimle paylaşın” diye… Böylece herkes “filmci” oldu gibi… Çok ilkel şekli bu tabii…
MİNE BALMAN: Bence bu güzel bir şey, görüntülü videolar… Hem görsel, hem işitsel olarak bize ulaştığı için daha çok aklımızda kalır.
O yüzden ben çok güçlü bir araç olduğunu düşünürüm…
Ben kendimi okullu olarak görmem, çok kısa bir kurs yaptığım halde.
Bence zaten film yapmak için okumak gerekmez, bir şeyi hissetmek yeterlidir.
Zaten bizim filmimiz da biraz böyle ev yapımı, amatör bir filmdir.
Tamamen sıfır bütçeyle yapıldı.
Dışarıdan Besim’le bana katkı koyan kişiler oldu, bunlar hep gönüllü yardım eden arkadaşlardı.
Ve bu film öyle çıktı yani ortaya…
DEVAM EDECEK