Dilek Latif
dilek_latif@yahoo.com
Eğitimin toplumlararası barış ve uzlaşı sağlamada ya da tam tersi çatışma ve ötekileştirme süreci yaratma ve bölünmeye yol açmada yadsınamaz bir rolü vardır. Ayrıca eğitim, toplumsal algılamaların inşasında da etkindir. Soğuk savaş sonrası ortamda patlak veren ve bazıları günümüze kadar gelen onlarca etnik çatışmaya kalıcı barış sağlanabilmesinde eğitimin, özellikle de tarih eğitiminin önemi uluslararası toplumun son yıllarda epeyce dikkatini çekmektedir. Kıbrıs, Kuzey İrlanda, Bosna ve Hersek gibi etnik olarak bölünmüş toplumlar söz konusu olduğunda, kalıcı barışın sağlanabilmesi noktasında genelde eğitimin, özelde de tarih eğitiminin belirleyiciliği daha da artmaktadır. Tarihin objektif, dengeli ve doğru öğretilmesi bu gibi toplumlarda nefret, öfke ve güvensizlik yerine karşılıklı anlayışın, empatinin, farklı etnik ve dini kimliklere saygının geliştirilmesine katkıda bulunur. Bu yüzden etnik merkezli olmayan bir eğitimle kalıcı barış, uzlaşı ve güvenlik arasında paralel bir ilişki vardır.
Fakat etnik olarak bölünmüş toplumlarda eğitim genellikle çatışmayı ve etnik milliyetçiliği beslemek ve bölünmeyi sürdürmek gibi siyasi hedeflere alet edilmektedir. Resmi tarih ve ulusal söylemler toplumların haklı davası ve var oluş mücadelesi üzerinden kurgulanır. Anlaşmazlığın devam ettiği durumlarda bu söylemler genellikle taraflıdır; olaylar tek bir bakış açısından ve tartışılmaz bir ahlaki konumdan anlatılır (2). Tarih anlatımı kendi toplumlarının çektiği acılara odaklanırken, ötekilerin söylemlerini ve çektikleri ıstırapları göz ardı eder. Çatışma öncesi ortak geçmiş ve sosyo-kültürel etkileşimler reddedilir.
Geleneksel ve etnik merkezli bir tarih eğitimi toplumsal ya da ulusal kimliklerin oluşumunu sağlamak ve güçlendirmek adına, aidiyet hissi ve bağlılığı yaratabilecek ulusal kökenlere ve tarihi dönüm noktalarına dikkat çeker. Böylece tarih, ulusal başarı ve mücadelelerden oluşan görkemli bir anlatı olarak sunulur; bağlılığın tek seçeneği de bireyin kendi ulusal topluluğu olarak belirlenir (3). Resmi tarih anlatımları, ulusal kimliği tek bir kimlik olarak inşa etmek ve diğerlerinin kimliğini hiçe saymak için kullanılır. Milliyetçi söylemlerin çoğunda görüldüğü ve Loring M. Danforth’un da iddia ettiği gibi ‘ulusal hareketler doğası gereği çifttir. Önce bir ulusal diğeri tanımlar ve reddeder, sonra da bir ulusal benlik tanımlayıp geliştirir’ (4).
Bu bağlamda, tarih eğitimi ulusal kimlik yaratmak için önemli bir araç olarak görülür. Kıbrıs’ta tarih eğitimi ve uzun yıllar kullanılan tarih ders kitapları resmi söylemleri ve Kıbrıs Türk toplumunun ulusal amacını meşrulaştıran bir alet olarak değerlendirilebilir (5). Kıbrıs ders kitaplarında ulusal kimliğin belirlenmesinde dost ve düşman ayrımı açıkça göze çarparken, kimliğin korunması için ötekilerle ilişkilerin kesilmesi gerekliliği savunulur. Ötekilerle kurulan ilişkiler “kimlik kaybı ya da giderek yok olma” kaygısı taşır (6). Tarih, eğitimi ulusal kimlik oluşturmak için bir ‘ideolojik araç’ olarak görülüyorsa, Kıbrıslı Türklerin son yıllarda tarih kitaplarını defalarca yazma ve değiştirme süreci, önemli bir örnek teşkil edebilir.
Başka bir bölünmüş toplum, 1990’lı yıllardaki en kanlı etnik çatışmanın ve soykırımın yaşandığı Bosna-Hersek’te de tarih, Boşnak, Sırp ve Hırvat okullarında kültürel mitlerin, kalıp yargıların ve önyargıların ışığında yorumlanıp anlatılmakta, barış ve uzlaşı sağlamak yerine düşmanlık ve korku aşılamaktadır. Bosna’daki savaşı sona erdiren Dayton Anlaşmasına göre eğitim, merkezi değil, oluşturucu devlet ve kantonların sorumluluğu altındadır. Federal bir çatı altında tek bir devlet olarak yaşaması hedeflenen Bosna-Hersek’te üç farklı toplum tarafından uygulanan üç farklı eğitim sistemi bulunmaktadır. Hırvat kantonlarında Hırvatistan’daki müfredat, Sırp oluşturucu devletinde ise Sırbistan ve Karabağ’da kullanılan müfredat işlenmektedir. Federasyon müfredatı sadece Boşnaklar tarafından uygulanıp diğer iki toplum tarafından göz ardı edilmektedir.
Bu yüzden son yıllarda Bosna-Hersek’te öncelikli hedeflerden biri etnik ayrımcılık ve dışlamadan uzak, siyasi, dini ve kültürel önyargıların ötesinde tüm çocukların haklarına saygı duyan çok-toplumlu/çok-kültürlü okullar ve eğitim sistemi yaratmaktır. Bu amaçla Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) 2002 yılından beri Bosna-Hersek’te eğitim reformlarını koordine etme misyonunu yüklenmişti. Dini, etnik ve kültürel farklılıklara saygı duyan, istikrarlı ve demokratik bir toplum için eğitim sisteminin değiştirilmesinin kaçınılmaz olduğuna inanılmaktadır (7). Bu bağlamda, yeni kurulan Revizyon Komisyonu barış ve uzlaşı sağlamak adına tarih kitaplarındaki uygunsuz ve itiraz edilen konuları çıkarma görevini üstlenmiştir. Bosna-Hersek’te yasayan Müslüman Boşnakları, Ortodoks Sırpları veya Katolik Hırvatları hedef alan, suçlayan, aşağılayan tarih, edebiyat, dil ve din kitaplarındaki temalar gözden geçirilmektedir. Komisyon üyelerine kendi çocuklarını diğer etnik gurupta hayal etmeye veya çocuklarını kendi halkları hakkında çarpıtılmış bilgileri okurken düşünmeye teşvik edilmiştir.
Bosna-Hersek’e benzer şekilde Kıbrıs’ta da adanın iki tarafında tarih eğitimi devam etmekte olan Kıbrıs sorunu yüzünden siyasi bir boyut kazanmıştır. Kıbrıs’ta tarih eğitimi bölünmüş toplumlarda görüldüğü gibi Kıbrıs sorununun organik bir parçası olup “biz ve ötekiler” ayrımı üzerine kurulmuştur. Bu sebeple, kullanılan tarih kitapları da Kıbrıs sorununu ve süregelen etnik bölünmeyi yansıtır ve etnik merkezci bir yaklaşıma sahiptir. Buradaki en önemli amaç tarihin doğru öğretilmesinden öte, ulusal davaya ve milli birlik ve beraberliğe katkı sağlamaktır (8).
Ders kitaplarındaki milliyetçi ve şövenist unsurların yanı sıra, iki toplum arasındaki bölünmeyi derinleştiren temalar, çocukların yıllarca Kıbrıslı Rumlarla Türkler arasında hiç bitmeyen bir düşmanlık ve çatışma fikriyle karşılıklı güvensizlik geliştirerek yetişmelerine yol açmıştır. Kıbrıs tarihindeki 1963, 1974 ve 1983 gibi hassas konular iki farklı toplumun resmi devlet politikaları çizgisinde yorumlanmış, aynı olaylar taraflarca farklı aktarılmıştır. Oysa iki toplumun da kabul edebileceği objektif ve dengeli bir tarih anlatımı toplumlar arasında karşılıklı anlayış, uzlaşma ve kalıcı barış sağlanmasında etkili olabilir ve bu doğrultuda karşılıklı eğitim reformlarına gidilebilirdi. Önyargılara ve genellemelere dayanan bir üslup yerine Kıbrıslı Türkler gibi Rumların da geçmişte adadaki çatışma ve savaşlardan zarar gördüğü, kayıplar verdiği, bu savaşta her iki toplumdan da sivil halkın acı çektiği anlatılabilirdi. Böylece, Kıbrıs’ta iki toplum için de travmatik olan bu tecrübenin daha dengeli anlaşılmasına yardımcı olunabilirdi. Bu durum Kıbrıs Rum tarafı için de geçerlidir. Ancak Kıbrıs Rum toplumunda tarih eğitimi gerçek bir tartışmaya açılamayacak kadar hassas bir noktada olduğundan yeni bir yapılandırılmaya gidilememiştir.
Devam edecek…
Kaynaklar
(1). Bu yazı “Eğitim, Çatışma ve Toplumsal Barış: Türkiye’den ve Dünyadan Örnekler” başlığı altında, editörlüğünü Kenan Çayır’ın yaptığı ve Mega Basım tarafından basılan Tarih Vakfı yayınlarında çıkmıştır.
(2). Zvi Bekerman, ‘Giriş’, Barış için Eğitim III: Kıbrıs Tarihi Ders Kitaplarının Metinsel ve Görsel Analizi, Dilek Latif
ve Hakan Karahasan (yazarlar), Lefkoşa: POST Araştırma Enstitüsü, Haziran 2010, (http://wwwpostri.org sitesinden de ulaşılabilir).
(3). Yiannis Papadakis, ‘Bölünmüş Kıbrıs’ta Tarih Eğitimi: Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerin “Kıbrıs Tarihi” Konulu
Ders Kitaplarının bir Karşılaştırması’, PRIO Cyprus Center, Rapor 2/2008,sayfa 2.
(4). Panayote E. Dimitras, ‘Writing and Rewriting History in the Context of Balkan Nationalisms’, Southeast European Politics, 1(1), Ekim 2000, sayfa 41-59.
(5). Dilek Latif, Hakan Karahasan, ‘The Current debates and dilemmas on history and reconciliation amongst the Turkish Cypriots’, Peace Research Institute of Oslo (PRIO) Cyprus Centre, Annual Conference: Learning from
Comparing Conflicts and Reconciliation Process: A Holistic Approach, Lefkoşa, Kıbrıs, 18-20 Haziran 2009.
(6). Niyazi Kızılyürek, Doğmamış Bir Devletin Tarihi Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti, İstanbul: İletişim Yayınları, 2005, sayfa 44.
(7). Valery Perry, ‘Reading, Writing and Reconciliation: Educational Reform in Bosnia and Herzegovina’, European Center for Minority Issues (ECMI), Flensburg, Germany, Working Paper no 18, September 2003, http://www.ecmi.de.
(8). Dilek Latif, ‘Dilemmas of moving from the divided past to envisaged united future: Rewriting the history books in the North Cyprus’, The International Journal for Education Law and Policy, Ingo Richter (ed.) Legitimation and Stability of Political Systems-The Contribution of National Narratives, Wolf Legal Publishers (WLP), Special Issue 2010, sf. 35.