Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu ile yaklaşık 2 saatlik çalışma toplantısı gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından her iki bakan basının karşına geçerek açıklamalarda bulundu.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay açıklamasında, Türkiye Cumhuriyeti’nın KKTC'nin tam anlamıyla her konuda yanında olduğunu görmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Bakan Özersay Kıbrıs sorunu ve Kıbrıs adasının geleceğiyle ilgili farklı farklı istişarelerde bulunduğunu belirtti. Özersay, “Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon zenginlikleriyle ilgili istişarelerimiz oldu” dedi.
Guterres raporuna da değinen Özersay, BM Genel Sekreteri’nın Kıbrıs sorunuyla ilgili son ortaya koyduğu taslak raporun gerçekçi ve ayakları yere basan değerlendirmeler içerdiğini söyledi. Özersay, şöyle devam etti:
“Bir kere Kıbrıs’ta her iki tarafın da önce neyi müzakere edeceklerini ve nasıl müzakere edecekleri konusunda kendi aralarında diyalog yoluyla anlaşmalarının gereğine ve önemine vurgu yapmıştır Sayın Genel Sekreter. Dolayısıyla iki tarafın da geleceğe yönelik ortak vizyon ortak bir hedef olmak durumundadır. Biz bunu hep zaten vurguluyoruz. Sayın Genel Sekreter’in de bunun altını çizmiş olması ve hadi kaldığı yerden müzakerelere oturun ve tekrar başlayın demek yerine müzakere edebilmenin belli bazı şartları olmasına dikkat çekmiş olması bize göre gerçekçi yaklaşımdır. Önümüzdeki dönemde Kıbrıs Türk tarafı bütün yetkililer düzeyinde istişareler halinde ve tam bir diyalog çerçevesinde barışçı işbirliği vurgusu yapan ve gerçekten işbirliğine açık bir duruş sergilemeye devam edeceğiz”
Kudret Özersay, en önemli müttefikleri ve stratejik ortakları olan Türkiye Cumhuriyeti'nin tam desteğine teşekkür etti.
“LAF OLSUN DİYE MÜZAKEREYE BAŞLAMAK ANLAMSIZ”
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da konuşmasında, görüşmede her zaman olduğu gibi TC-KKTC ilişkilerini değerlendirdiklerini söyledi .
Çavuşoğlu, “Özelikle Crans Monta’dan bu yana müzakerelerle ilgili son durum, keza yine Kıbrıs etrafında doğal gaz ve petrol rezervlerinin nasıl çıkarılacağı konusunda ne yapmamız gerektiği; tek taraflı atılan veya atılmakta olan adımlara karşı ne yapılacağı konusunu değerlendirdik” dedi.
Son zamanlarda bazı ülkelerin Rum kesimiyle üçlü, dörtlü temaslar kurduğuna işaret eden Çavuşoğlu, bunlara karşı Kıbrıs Türk halkının ve Türkiye’nin çıkarlarını nasıl korunabileceğini değerlendirdiklerini belirtti.
BM Genel Sekreteri'nin raporunda herhangi bir devlet ya da çözüm modeli dayatılmamasının önemli olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu , şöyle devam etti:
“Esasen Crans Monta'dan sonra biz hep aynı şeyi tekrarladık. Maalesef on yıllardır iyi niyetle sürdürdüğümüz müzakerelere Rum tarafı iyi niyetle yaklaşmadı. O nedenle bir çözüme ulaşamadık. Şimdi laf olsun diye yeniden bir müzakereye başlamanın bir anlamı yok. Artık yeniden bir başarısızlığı hiç kimse kaldıramaz. O sebeple bir müzakereye başlamadan önce hiçbir alternatifi, federal çözüm dahil, dışlamıyoruz. Neyi müzakere edeceğimizi ve bu müzakerenin nasıl bir çerçevede olacağını önceden taraflarla görüşüp, bir mutabakat sağlamamız lazım. Ve sonuç alıcı bir müzakere olması gerekiyor . Bu süreçte KKTC ile yakın işbirliği içindeyiz. Atacağımız her adımdan önce ya arkadaşlarımız Türkiye’ye geliyor, ya da biz adaya gidiyoruz. Ve Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, hükümette ve muhalefette olan tüm partilerin başkanlarıyla konuşup, istişare ediyoruz. O çerçevede adımlarımızı atıyoruz. Bundan sonraki süreçte de bu uyum ve yakın işbirliği içinde olacağız” dedi.
Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz’de hidrokarbon konusunda atılacak tek taraflı adımlara yanıt vereceklerini ve bu konuda zamanlamanın da bugünkü toplantıda ele alındığını ifade etti.
Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Herkes şunu bilsin biz bu Kıbrıs Adası etrafındaki rezervlerde her iki halkın da hakkı olduğunu söylüyoruz. Tek taraflı adımlara karşı Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye’nin menfaatlerini korumak için her türlü adımı bundan sonra da atmakta hiçbir zaman çekinmeyeceğiz. Kalıcı bir çözüm, barış istiyoruz. Türkiye başından beri sadece sözleri ile değil attığı adımlarla bunu tüm dünyaya göstermiştir. Bundan sonraki süreçte de çözüm için biz üzerimize düşeni yapacağız.”
ÇAVUŞOĞLU-ANASTASİADİS GÖRÜŞMESİ
Özersay ve Çavuşoğlu, konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Bir soru uzerine, Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Yeni bir müzakereye başlamadan önce tüm taraflarla görüşerek nasıl bir müzakere yapacağımızı ve ne için müzakere yapacağımızı belirlememiz gerekiyor. New York 'ta garantör ülkelerin Dışişleri Bakanları olarak bir araya geldik ve konuştuk."
"Esasen Rum tarafı ile gayri resmi olarak AB toplantıları olsun diğer BM toplantılarında zaten görüşüyoruz, konuşuyoruz, selamlaşıyoruz ama Rum tarafını tanıdık anlamı gelmez. Crans Montana’da da Anastasiadis ile bas başa görüşme yaptım. Daha önce AKEL Genel Sekreteri ile de biraya geldik. O da Avrupa Konseyi’nde beraber çalıştığım arkadaşım. Davetimiz üzerine yine Türkiye’ye geldi, biraraya geldik. Şu bilinsin biz Türkiye olarak hiç kimseye, hiç bir konuda hesap vermek zorunda olmayan bir ülke olarak Kıbrıs konusu bizim ortak davamızdır. Attığımız her adım ve söylediğimiz her söylemi KKTC yönetimiyle istişare ederiz. Gerek Türkiye’de, gerek Kıbrıs’ta istişare ederek, birlikte aldığımız kararlar doğrultusunda yapıyoruz. Yani bu tür temasları yapacağımızı, adaya yaptığımız ziyaretlerde gündeme getirmiştik. Gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerekse Başbakan, Başbakan Yardımcısı ve diğer partilerin genel başkanlar bu tür temasların faydalı olacağını söyledikten sonra biz bu tür temaslarda bulunuyoruz. Yani KKTC yönetiminden, Cumhurbaşkanından tutun da Başbakanından muhalefete kadar, ayrı hiç bir adım atmıyoruz. Çünkü Kıbrıs davası ortak davamızdır. Crans Monta ‘ya ve Cenevre'ye giderken de yine aynı uyum içinde çalıştık”
Çavuşoğlu, Rum tarafı ile görüşmesine ilişkin haberleri kasıtlı olarak nitelendirdi.
Özersay: Temaslar sürecek, doğrusu budur
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da konuşmasında Kıbrıs Türk tarafının muhatap alınmaması halinde bugün Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nda bulunamayacağını ifade etti.
Özersay, şöyle devam etti:
“KKTC muhatap olmamış olsaydı Sayın bakanın söylediği gibi KKTC ’ye gelip, Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileriyle bu toplantıları yapmazdı. Kıbrıs Türk tarafı muhatap olmamış olsaydı, BM Genel Sekreteri düzeyinde New York 'ta bu görüşmeler olmazdı. Dolayısıyla böyle bir sorunun veya sıkıntının olduğu kanaatinde değilim. Sayın bakanın az önce ifade ettiği gibi, Kıbrıs’ta yapılan toplantılarda biz farklı kesimlerle yaratıcı bazı düşüncelerin tartışılabileceği konusunda hepimiz hem fikir kalmıştık ve bu doğrultuda hareket ederek birtakım temaslar yapıldı. Birtakım temaslar yapılmaya devam edecek, doğru olan da budur. Özellikle gayri resmi diyalog kapısının her tür sorunun çözümlenmesinde yegane gerekli unsur olduğu aşikardır. Dolayısıyla böyle bir tartışma yaratmak ve bunun üzerine konuşmak TC'nin KKTC arasındaki ilişkilerin geleceği açısından bize yarar değil zarar getirir” dedi.