Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, POLİTİS’e konuştu, Kıbrıslı Rumlara mesaj verdi:
“İlk önce bize, hangi çözümü istediğinizi söyleyiniz”
Yorgos Kakuris / Politis
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Politis gazetesine verdiği röportajda, Kıbrıslı Rum liderliğine “önce hangi çözümü istediğinizi söyleyin” çağrısı yaptı.
Çavuşoğlu, güvenlik ve garantiler ayrıca Maraş’ın açılması dahil önerilerini müzakere olursa masaya getirmeye hazır olduklarını belirtti.
“Hiçbir çözüm formülüne karşı reddetmiyoruz ve ısrarcı değiliz” diyen Çavuşoğlu, önce çözüm formülünde netleşmek gerektiğini belirtti.
Yiorgos Kakouris imzalı röportajı okurlarına manşetten aktaran gazeteye göre, Türkiye’nin hem iki bölgeli, iki toplumlu federasyona, hem desantralize federasyona, hem konfederasyona, hem de iki devlet çözümüne hazır olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, Kıbrıslı Rum liderliğine hitaben “önce hangi çözümü istediğinizi söyleyin” dedi.
Röportajın tam metni
- Soru: Ülkelerimiz arasında kötü bir tarih yaşandı, ancak o zamandan beridir, Kıbrıs Rum tarafı iki kesimli iki toplumlu federasyonun kabulüne ilişkin olarak ve uzlaşma yönünde adımlar attı. Ancak Türkiye karşısındaki korku, yaşananlar nedeniyle, çok ilerici Kıbrıslı Rumlar arasında bile hala devam etmektedir. Siz daha büyük bir ülke olarak, bu korkuyu nasıl bertaraf edebilir, ya da azaltabilirsiniz?
- Çavuşoğlu: Sizinle aynı fikirde değilim. 2001 yılından beri aktif politikadayım. Adalet ve Kalkınma Partisi’ni kurduğumuz zamandan beri, Kıbrıs’ta çözüm, Erdoğan ve Hükümetimiz için öncelikti. Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafının masadan kalkmak istediği 2004 yılında Bürgenstock’ta biz bunu yapmadık, anlaşmayı imzaladık ve referandumlara götürdük. Kıbrıs Türk tarafı planı %65 oranında kabul ederken, Kıbrıs Rum tarafı bunu reddetti. Bu durumda çözümü Kıbrıs Rum tarafı istemedi.
- Soru: Ancak bu, Kıbrıslı Rumların, Türkiye karşısındaki korkularının ve güven eksikliklerinin bir sonucu değil miydi?
- Çavuşoğlu: Bu ilk yorumunuza yanıtımdı. Bugün mevcut sorun ve neden, adanın bölünmüş olmasıdır ve soru, kimin kimden korktuğudur. 1974 yılındaki müdahalemiz nedeniyle siz korkabilirsiniz, ancak bu müdahalenin nedeni nedir? Kıbrıslı Türklere yapılanlardır. Bu konuyu Londra’da Kıbrıslı Rum Üniversite arkadaşlarımla tartıştım. Sonunda Türklerin öldürüldüğünü kabul ettiler.
Barış ve güven
- Soru: Bu korku hislerini geride bırakmamızın en iyi yolu nedir?
- Çavuşoğlu: İlk önce, iki tarafın yan yana barış içinde yaşaması gerektiğini anlamalıyız. İkinci olarak, bu, Güven Artırıcı Önlemlerle aynı zamanda adil ve kalıcı çözüm aracılığıyla olmalıdır. Korkuyu ve taraflar arasındaki kötü hisleri geride bırakmanın en iyi yolu budur.
Bu karşılıklıdır. Bir tarafın ya da öteki tarafın hislerini hiçbir zaman yadsımadım. Ancak birlikte yaşamaları için iki tarafı yakına getirmeye çalışıyoruz. Çok samimiyiz ve tüm çabaları destekledik. Bu nedenle bir çözüm, bir arada yaşama kültürünü geri getirmemiz için en iyi yöntemdir.
İş birliği mesajları gönderiyoruz
- Soru: Çözüm yolunda Kıbrıslı Rumlar olarak Güven Artırıcı Önlemleri uygulayıp, Kıbrıslı Türklerin korkularını bertaraf etmeye çalışıyoruz. Siz Türkiye olarak, Kıbrıslı Rumların korkularının göğüslenmesi konusunda elle tutulur nasıl bir katkı yapabilirsiniz?
- Çavuşoğlu: Hali hazırda buna çok önemli ölçüde katkı yaptık. Tüm yakınlaşmaları destekledik, tüm Güven Artırıcı Önlemleri destekledik. Mobil telefonlar konusunda da, elektrik şebekelerinin enterkonnekte olmasında da dini liderleriniz, Türk tarafından elektrik satın almaktansa, elektriksizlikten ölmenin daha iyi olacağını söylüyorlar.
Bu tür mesajlar, Türkiye’den veya Kıbrıslı Türklerden gelmiyor. Biz, Türkiye’den Türk tarafına gelen suyun ve getirmeye çalıştığımız elektriğin Kıbrıslı Rumlarla paylaşılabileceğini söylüyoruz.
Bizim, GSM şirketlerinin iş birliği yapması ya da roaming uygulanması gibi Güven Artırıcı Önlemlere destek vermemize rağmen, bunlar gerçekleşmedi. Maronitlerin köylerine dönüşü için çalışıyoruz ve hiç tereddütsüz Güven Artırıcı Önlemlere destek veriyoruz.
Güvenlik ve garantiler hakkında kritik soru
“Müzakereler olursa, önerilerimizi masaya getirebiliriz.”
- Soru: Şimdi Guterres çerçevesi konusuna geçelim. BM Genel Sekreteri bugünkü güvenlik ve garanti sisteminin çağdışı ve yaşayabilir olmadığı konusunda ortak bir görüşü not etti. Türkiye bu konuda ne düşünüyor?
- Çavuşoğlu: Türkiye Crans-Montana’da güvenlik ve garantiler konusunda tek esnek ülkeydi. Ancak ilk baştan sıfır asker sıfır garanti konusunun non starter (en başından kabul edilemez) olduğunu netleştirdik. Garantör güçler süreci desteklemek için çeşitli öneriler yaptı. Üstelik bugün kuzeydeki korku nedeniyle sıfır garanti kabul edilemez. Bu, yalnızca Türkiye ile alakalı değil, aynı zamanda 1974 yılına kadar olanlar nedeniyle Kıbrıslı Türklerle de alakalıdır.
- Soru: Ancak tek taraflı müdahale hakkından feragat etmeye hazır olduğunuz sinyalini verdiniz.
- Çavuşoğlu: Bunu kim söylüyor? Biz hiçbir şey vermedik. Crans-Montana’da bu konuyla ilgili dört aşamalı bir plan vardı, ancak ne yazık ki ikinci aşamadan sonra Guterres toplantıyı bitirdi. Amaç, tüm konuları müzakere etmemizdi. Ancak diğer masada, Kıbrıslı Rumlar, Crans Montana’da iki taraf arasında sağlanan, yönetim ve dönüşümlü başkanlık gibi bazı yakınlaşmalardan geri adım attı. Guterres de sadece Türkiye’nin adım attığını, esnek olduğunu, ancak sonunda hiçbir şey olmadığını anladı ve sürece son verdi. Çerçevesi bile işlemedi. Bize, son toplantı olduğu söylendi.
Süreç başarısız olunca, Crans Montana’da attığımız adımları ve yaptığımız önerileri geri çektik. Müzakereler olursa, önerilerimizi masaya getirebiliriz.
- Soru: Garantör ülkelerin müdahiliyet şeklinin değişmesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşunda öngörülen küçük askeri birliklerin kalması yönünde bir öneri vardı.
- Çavuşoğlu: Bu doğru değildir. Bir müzakere idi, başarılı olmadı ve her şey orada kaldı. Bu nedenle ne olduğunu tartışmamız anlamsızdır. Ancak herkes, hem diğer garantör ülkeler, hem de AB sadece Türkiye’nin esnek olduğunu kabul ediyor.
- Soru: Kıbrıs Rum tarafında güvenlik konusunun çözümü ile ilgili olarak federal Kıbrıs’ın NATO’ya üye olma olasılığına ilişkin bir tartışma başladı. Türkiye’nin bu konudaki görüşü nedir?
- Çavuşoğlu: Çözüm olduğunda ve Türk tarafı AB içinde olduğunda, elbette adanın başka örgütlere katılımına ilişkin düşünceler olacak. Çözüm olduğu zaman, olumlu bir atmosfer olacak. Bu şekilde tüm bunlar değerlendirilecek.
Maraş yalnızca paket olarak
- Soru: Mesela kapalı bölge Maraş’ın açılması gibi büyük adımlar atmayı düşünüyor musunuz?
- Çavuşoğlu: Bütün bunlar Crans-Montana’daki paketimizin içindeydi, ancak başarılamadı. Toprak, mülkiyet, dönüşümlü başkanlık, yönetim... Bütün konuları bir arada çözebilirdik. İki taraf bunun için 2014’ten beri aylarca, hatta yıllarca müzakere etti, ancak ne yazık ki Crans-Montana’da konuları kapatmayı başaramadık.
- Soru: Ancak BM Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplum kararları nedeniyle Maraş konusu ayrı bir konu olabilir.
- Çavuşoğlu: Sizin tarafın bazı öncelikleri vardır. Ancak Türk tarafının da hemen çözülmesini istediği bazı öncelikleri vardır. Ancak en iyi yöntem, tüm konuları çözmemiz ve bir pakette çözüme varmamızdır. Bu yüzden Annan Planı ya da adını vermediğimiz başka yeni bir plan için çalıştık, ancak Guterres çerçevesine vardık.
Her iki tarafın da çıkarına olan, konuları ayrı ayrı seçmek ve adım adım gitmek yerine, kapsamlı bir çözüme varmaktır.
“Bir başarısızlığa daha lüksümüz yoktur”
- Soru: Cumhurbaşkanı Anastasiadis ile olasılıkları görüşürken, iki devlet konusunu gündeme getirdiğinizi öğrendik. Anastasiadis’in buna cevabı ne oldu?
- Çavuşoğlu: Türkiye Crans Montana’dan itibaren hiçbir seçeneği reddetmedi. Hiçbir seçenekte ısrar etmedi. Bakınız, farklı alternatifler var diyoruz. Hepsini masaya koyalım, adadan ya da garantörlerden farklı fikirlere açığız. Neyi müzakere ettiğimizi önceden görüşüp, anlaşmamız gerekir.
Mesajım budur. Herhangi biriyle konuşurken, hiçbir çözümde ısrar etmiyorum. Ne Kıbrıs Türk tarafıyla, ne Anastasiadis’le, ne Andros Kiprianu’yla, ne de BM Genel Kurulu vesilesiyle, New York’ta üç garantör ülke olarak görüştüğümüz Yunanistan ve Birleşik Krallık ile… Söylemeye çalıştığımız nettir. Bir başarısızlığa daha lüksümüz yoktur. Bu nedenle, zaman ve enerji harcamadan, araya seçimler girmeden önce, kendi aramızda anlaşmamız gerekir. Çok zaman harcadık. Yalnız Türkiye ve Kıbrıslı Türkler tarafından değil, ortak kabul görecek bir kalıcı çözümün zamanı geldi. Nihayetinde her çözüm, her iki taraftaki referandumda halk tarafından desteklenmeli, aksi halde yeniden başarısız oluruz.
Kıbrıslı Türkler de alternatiflere açık
- Soru: Kıbrıs Rum tarafından, iki kesimli iki toplumlu federasyon çerçevesinin dışında çözümlere olumsuz bakmadığımız mesajı aldınız mı?
- Çavuşoğlu: Anastasiadis daha gevşek bir federasyon ve yeni fikirlerle ilgili tezinde çok netti ve basınınızdan okuduğum kadarıyla, bunu kamuoyuna da açıkladı. Bunu ihtimal dışı bırakmadığımızı söyledik, bunu reddetmiyoruz ve bu nedenle Avrupa Konseyi’nde olduğum zamandan beri iyi dostum olan Andros Kiprianu ile görüştüm. Kıbrıs Türk tarafına gittiğimde de hep birlikte görüştük. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve hükümet ortağı ve muhalefetteki bütün siyasi parti liderleriyle de bunu ele aldık.
- Soru: Ancak Mustafa Akıncı’nın federasyondan başka alternatif çözümlere karşı oluğu herkes tarafından bilinmektedir.
- Çavuşoğlu: Bu onun şahsi görüşü olabilir.
- Soru: Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş lideri olduğu zaman, bu kendi şahsi görüşü olamaz.
- Çavuşoğlu: Hem Kıbrıs Türk hükümetinin, hem de Kıbrıslı Türklerin söz hakkı olabilir. Ancak Crans Montana’da, Cenevre’de, aynı zamanda Annan Planı’yla bütün federasyon çabaları başarısız oldu. Federal çözüm başarısız oldu. Türkiye olarak bu çözümü dışta bırakmıyoruz. Federasyon olabilir, ancak kişisel olarak, bunca yıllık deneyimimiz nedeniyle, hep birlikte başka seçenekleri incelememiz gerektiği görüşündeyim.
- Soru: BM şemsiyesi dışında başka çözümleri görüşmemiz güvenli midir?
- Çavuşoğlu: Günün sonunda ne görüşürsek görüşelim, bu, BM şemsiyesi altında olacaktır. BM’nin arabuluculuğunda gerçekleşecek bir süreç olacaktır. Bugün yaptığımız şey, tercihler ve çözüm konusunda hepimizin fikir ve tezlerine ilişkin gayrı resmi tartışmalardır. Günün sonunda süreç BM süreci olacaktır ve güvenilir olması gerekir.
- Soru: Peki bugünkü gayrı resmi istişarelere Kıbrıs Türk tarafı katılıyor mu? Türkiye Dışişleri Bakanının anayasal ve iç yönetim konularını doğrudan Kıbrıs Cumhurbaşkanı ile görüştüğünü görüyoruz.
- Çavuşoğlu: Müzakere değil, görüş alışverişi yapıyoruz. Kıbrıs Türk tarafına, KKTC’ye gittiğimde, bütün konuları muhalefet de dahil, bütün liderliğe açtım. Hem Anastasiadis’le, hem de Kiprianu’yla gayrı resmi görüşmeler yapabileceğim, yapmam gerektiği konusunda uzlaştık. Kıbrıs Türk liderliğiyle uzlaştığımız bu noktada bir çelişki yok. Aynı zamanda, tıpkı benim Kıbrıslı Rumlarla görüşmede hiçbir sorun görmediğim gibi, Yunan tarafının da Kıbrıs Türk tarafıyla görüşmesi gerekir.
Doğal gaz konusundaki güvenceler laf
- Soru: Doğal gaz konusunda Kıbrıs Rum tarafı doğal kaynakların federal yetki dahilinde olduğu yönünde masada varılan yakınlaşma konusunda ve Kıbrıslı Türklerin paylarını kaybetmeyecekleri konusunda kamuoyu önünde taahhütte bulundu.
- Çavuşoğlu: Bunu kim garanti ediyor? Önümüzdeki yıllarda çözüm olmazsa ve doğal kaynaklar kullanılmaya devam ederse, Kıbrıslı Türklerin hakları nasıl garanti edilecektir? Hayır, bunlar sadece laftır. Güvensizlik de var. Güven eksikliği olduğunu kabul ediyorsanız, güvenceye almak için neden şimdi çözüm bulmuyorsunuz? Kast ettiğiniz, söyledikleriniz değil de ondan…
- Bu nedenle garantör ülke olarak, Kıbrıslı Türklerin haklarını garanti etmem gerekir. Yalnızca tepki göstermiyorum. Aynı zamanda adım da atıyorum. Şimdi biz de sondajlara başlıyoruz. Sondajlara, doğal gaz çıkarılmasına ve bunun değerlendirilmesine karşı değiliz. Ancak biz Kıbrıs Rum tarafının tek taraflı faaliyetlerine karşıyız. Eğer Kıbrıs Rum tarafı ve Kıbrıs Türk tarafı, gerek şirketler, gerekse AB aracılığıyla anlaşırsa, bizim bu faaliyetlerle hiçbir sorunumuz olmaz. Ancak Kıbrıslı Türklerin haklarının sağlama alınmadığını görüyoruz. Neden şimdi Kıbrıslı Türklerin haklarını sağlama almıyorsunuz? Diyorsunuz ki, “satarsam, alacağım.”
- Soru: Eğer yakın zamanda çözüm olursa, neden bu kaygıyı, gelirlerin bir bölümünün sağlama alınacağı hidrokarbon fonunun oluşturulması gidermiyor?
- Çavuşoğlu: Eğer öyleyse, o zaman sözünü ettiğim bu anlaşma kapsamlı çözüme dahil edilebilir. Ancak yakın zamanda çözüm olacağının bir garantisi var mıdır? Hayır. Bu nedenle bu hakların sağlama alınması gerekir.
- Soru: Bu konuyu Anastasiadis ile görüştünüz mü?
- Çavuşoğlu: Tabii ki… Bunu da konuştuk. Aynısını söylüyor, satmaya başladığımızda gelirleri garanti atında olacak diyor. Bunu neden şimdi yapmıyorsunuz diye sorduğumda, şimdi yapamayacağını söyledi. Bu da, hiçbir zaman yapmayacağı anlamına geliyor.
- Soru: Çözüm çerçevesinde Türkiye tüm askerlerin aşamalı olarak çekilip geriye küçük bir birliğin kalmasını kabul ediyor mu?
- Çavuşoğlu: Güvenlik konusunu peşinen görüşmemiz doğru değildir. Başka konular da var, sorun sadece asker değildir. Annan planında, Türkiye’nin ne kadar esnek olabileceğini gösterdik. Plan başarılı olmadı.
Her şeyden önce neyi müzakere ettiğimizde anlaşmamız gerekir. Ne tür çözüm? Federasyon mu, konfederasyon mu, iki devlet mi, dördüncü veya beşinci seçenek mi? Önce kendi aramızda görüşüp müzakere çerçevesinde, bir müzakerenin görev tanımlarında gayrı resmi olarak uzlaşalım. O zaman işin içine diğer tüm unsurlar da girecektir.