İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, vatandaşlık politikasının şahsının değil, hükümetin politikası olduğuna işaret ederek, vatandaşlıkların da “ahbap-çavuş” ilişkisiyle değil, yasal çerçevede verildiğini savundu.
Çavuşoğlu, mesleki sürücü belgesinin, 2012’de yaptıkları yasal değişiklikle, tamamen suçsuz kişilere verilmeye başlandığını kaydetti. Çavuşoğlu, “Sonay Adem çıktı tecavüzcüye sürücü belgesi verdiğimi söylüyor... Sonay Adem tecavüzcüye izni kendisi verdi, bu belgeler ortadadır” iddiasında bulundu.
Nazım Çavuşoğlu, Gazimağusa’ya giden kirli suların sebebinin kaçak vidanjörler olduğunu ve konuyla ilgili ciddi bir çalışma ve denetim süreci başlattıklarını belirtti.
Çavuşoğlu, İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Kıbrıs TV’de konuk olduğu programda gündemdeki konularla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“BANA GÖRE UBP KURULTAYI 21 EKİM’DE TAMAMLANDI”
Nazım Çavuşoğlu, UBP kurultay sürecine de değinerek, kurultayın çok tartışıldığını ancak kişilerin istediğinin değil, hukukun emrettiğinin yapılacağını söyledi. Çavuşoğlu, “Her türlü görüşe saygı duymakla birlikte bizim görüşümüze de saygı duyulmasını bekliyoruz. Madem hukuk yoluna gidildi, şimdi gerekçeli kararın yorumlanması bekleniyor” dedi.
Kendine göre kurultayın 21 Ekim’de tamamlandığını kaydeden Çavuşoğlu, “Daha önce Ertuğruloğlu-Özgürgün kurultayını da izledim. O gün de benzeri yaşanmıştı. İki aday yarışmış, fazla oyu alan Genel Başkan ilan edilmişti” şeklinde devam etti.
“SORUNLAR YENİ DEĞİL.. ONLARCA YILDIR BİRİKMİŞ SORUNLAR”
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Çavuşoğlu, ülkedeki sıkıntıların, tüm hükümetlerden gelen ve onlarca yıldır biriken sorunlar olduğunu iddia etti. Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“UBP içerisinde yapılan tartışmalar bir zafiyet gibi görüldüğünden bu sıkıntılar da dışarı çıkıyor. Sendikaların tavırları da bugün oluşmuş değil, geçmişten gelen bir davranış biçimidir. Bir geçiş süreci yaşıyoruz ve bu sürece tolerans tanınmıyor. Örneğin devlet dairelerinin elektrik borcunun ödenmemesi bugünün sorunu değil.”
Çavuşoğlu, LTB’de yaşanan sorunlara da değinerek, “Bursa Büyükşehir Belediyesi’nde personel giderleri belediye bütçesinin yüzde 11’i. LTB’de ise bu oranı yüzde 40’a indirmek için ikna etmeye çalışıyoruz. Böyle bir yönetim biçiminde değişim süreçleri tartışmalı kavgalı olacaktır. Biz her şeyi mükemmel yapıyoruz demiyorum ama sistem bizi doğrulara sürüklüyor. Doğruların da bedeli var. Bunun bedelini de bugüne kadar bundan faydalananlar ödeyecek, halk değil” dedi.
Her şeye rağmen belediyenin sağlıklı çalışabilmesi için müdahaleye devam ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, iş araçlarına mazot ve lastik alımı için para aktardıklarını ancak ortada yine bir şey olmadığını söyledi.
“LTB BAŞKANI’NA İSTİFASINI ÇOK ÖNCEDEN ÖNERDİM”
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, bir soru üzerine, “Cemal Başkan’ın çok daha önceden istifa etmesi gerekiyordu ki ben bu öneriyi ona çok önceden yapmıştım” dedi. Sürecin devam ettiğine işaret eden Çavuşoğlu, seçilmiş insanları zorla istifa ettirme gibi bir seçenek olmadığını ancak kendisinin hem belediye başkanına, hem de meclis üyelerine istifa etmeleri gerektiği yönünde uyarıda bulunduğunu kaydetti.
Sendikanın zamanında maaş alma ve sosyal yatırımlarının yapılması konularında haklı olduğunu ancak diğer konularda haklı bulmadığını söyleyen Çavuşoğlu, “Hükümetin değil, yasaların aciz durumu var. Zamanında yasaları yapanlar, grev erteleme hakkını koymuşlar ancak grev ertelendiğinde işe gitmeyen personele hiçbir yaptırım yok” dedi.
“YA ÖZELLEŞTİRME, YA DA ÖZELLEŞMİŞ GİBİ HİZMET VERİLMESİ ŞART”
Nazım Çavuşoğlu, özelleştirme konusuna da değinerek, dünyada artan özelleştirmelerin ekonomilere katkı sağladığını savundu.
Çavuşoğlu; “Özelleştirme olmasa bile o kurumların özelleşmiş gibi hizmet vermesi gerekiyor. Ya tam ciddi bir kurumsallaşma olacak ve yahut da bu özelleşmenin önü açılacak. Başka türlü yapamıyoruz. En yakınımızdaki Türkiye özelleştirmelerle iyileşti. Özelleştirmenin korkulacak bir durum olduğunu düşünmüyorum” ifadesini kullandı.
“KURULTAY İŞLERİ BAKANLIK DIŞINDADIR”
Halk için çalışmaya devam ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“E-pasaport, Ülkesel Fiziki Plan, e-kimlik, e-nüfus, e-tapu ve benzeri uygulamalar yıllarca iktidar olanlar tarafından yapılmadı. Bizim dönemimizde gururluyum ki hayat buldu. Bakınız ben mesaim sırasında kurultayla hiç ilgilenmeden bu işlere konsantre oluyorum. Her şey Kıbrıs Türk halkı içindir. Bakanlıkta çalışmam sırasında inanın 10 dakikamı ayırmam kurultay işlerine. O iş başkadır. Kurultay işleri bakanlık dışındadır."
Çavuşoğlu, işlerini yaparken kurultayı ya da mevkisini korumayı düşünmediğine işaret ederek, “Ben hayata öğretmen olarak başladım. Müdür muavinliği yaptım, sonra siyasete atıldım ama siyaset meslek değildir. Ben günün sonunda müdür muavinliğine dönmeye hazırım ve bu yüzden kimseye eyvallahım yoktur, hiçbir siyasi baskıya da boyun eğmem. Kendi doğrularımla yoluma devam ediyorum” dedi.
“VATANDAŞLIK YASAL ÇERÇEVEDE VERİLİYOR”
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Çavuşoğlu, vatandaşlık verilmesiyle ilgili eleştirilere de değinerek, “Vatandaşlık verdiğimiz bir gerçek ancak gayri yasal verilip verilmediğini konuşmak lazım” dedi.
Çavuşoğlu, “Bu ülkede 5 mührü tamamlayan herkes vatandaşlığa başvurma hakkına sahip, onay makamı da İçişleri Bakanı’dır. Bir de Bakanlar Kurulu kararıyla gelen vatandaşlıklar ve evlilik yoluyla olanlar var. Bizim yabancı uyruklularla ortalama evliliğimiz 150 civarıdır. Bunu rakamsal olarak göz önüne almak lazım” şeklinde devam etti.
Bakanlığında gayri yasal işler olmadığını ve her şeyin düzgün bir şekilde yapıldığını savunan Çavuşoğlu, “Yaptığımız bütün vatandaşlıklar Resmi Gazete’de yayınlanıyor, her şeyi vatandaşın bilgisine sunuyoruz” dedi.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Vatandaş yapılıyor ama ahbap-çavuş ilişkisiyle değil, tümü yasal çerçevede yapılıyor. Hepsinin altında imzam var, hepsini de açıklarım. Şahsımın değil, hükümetimin politikasını yürütüyorum. Ben Bakanlar Kurulu’nda hükümetimizin vatandaşlık politikası konusunda neler yaptığını anlatıyorum ve tamam mı devam mı diye soruyorum. Hiçbir şeyi saklama gizleme gibi bir durumumuz yoktur” dedi.
“VATANDAŞLIK POLİTİKASI ŞAHSIMIN DEĞİL HÜKÜMETİNDİR”
Vatandaşlık politikasının şahsının değil, hükümetin politikası olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu politikayı yürütmek için bu görevdeyiz. KKTC’de nüfusa ihtiyaca bakıldığında askeri alanda vardır. Bu nüfusla askerlik yaparsak hepimizin 10 sene askerlik yapması gerekiyor. Yine ekonomik yatırımların yapılması için de nüfus yeterli değil ki şu anda 35 bin çalışma izinli kişi var. Bizim nüfusumuz olsa 35 bin kişi burada iş bulamaz. Demek ki burada bir iş gücü ihtiyacı var, bu insanlar burada ekmek bulabiliyor. Bizim insanımızın bu ülkenin ihtiyaç duyduğu tüm iş kollarında çalışabilme düşüncesine ulaşması gerekiyor”
“BİR SİYASETÇİ, İSTİHDAMLA İLERİYE GİDEMEZ"
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, devlete istihdam baskısının, bütün hükümet dönemlerinde yapıldığını ve siyasi partilerin en büyük sorunu olduğunu iddia etti.
İstihdamla bir siyasetçinin ileri gidemeyeceğine işaret eden Çavuşoğlu, “İstihdamları siyasi kazanç olarak yorumlarken şu unutulmamalı, bir kişiyi mutlu ederken 20 kişiyi mutsuz edersiniz... CTP döneminde 5 bin 700 kişi istihdam edildi ve bunun seçimlerde CTP’ye oy olarak gelmediğini görüyoruz. Yüzde 50 oy kaybettiler seçimde” iddiasında bulundu
“MESLEKİ SÜRÜCÜ BELGESİ İÇİN TAMAMEN SUÇSUZ OLMAK GEREKİYOR”
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, sürücü belgesi verilmesi konusunda bakanlığa ve şahsına yönelik eleştirilere de değinerek, 2012’de yaptıkları yasal değişiklikle mesleki sürücü belgesi için başvuran kişilerin tamamen suçsuz olması şartı getirildiğini söyledi.
Çavuşoğlu, yolcu taşıyan araç mesleki sürücü belgesi verilmesi konusunda 2007’de çıkarılan tüzükte, 3 aydan daha az ceza alan kişilere mesleki sürücü belgesi verilebileceği yönünde bir düzenleme bulunduğunu ancak 27 Şubat 2009’da neredeyse bütün suçlara af getirildiğini belirtti.
Nazım Çavuşoğlu, “CTP döneminde bütün suçlular sürücü belgesi alabilecek duruma geldi. Biz iktidara geldiğimizde 26 Eylül 2011’de ben bu tüzüğün yanlış olduğunu, bu kadar geniş olmaması gerektiğini düşündük ve tüzük tadiline gittik. Buna göre son 5 yılda her hangi bir suç işlerse almamasını istedik ancak bunu da yeterli olmadığını gördüm. 18 Haziran 2012’de sivil toplum örgütleriyle görüş alışverişinde bulunarak 3 aydan az cezası olanlar da sürücü belgesi alamaz dedik. Bu tüzükler Resmi Gazete’de de yayınlandı” dedi.
“SONAY ADEM TECAVÜZCÜYE ÇALIŞMA İZNİNİ KENDİSİ VERDİ”
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Çavuşoğlu, şu iddiada da bulundu;
“Sonay Adem çıktı tecavüzcüye sürücü belgesi verdiğimi söylüyor. Bahsettiği kişiye sürücü belgesi, kendi Çalışma Bakanlığı döneminde verilen çalışma izniyle verilmiştir. Bu çalışma izni üzerine dönemin İçişleri Bakanı Özkan Murat mesleki sürücü belgesi verdi... Sonay Adem tecavüzcüye izni kendisi verdi, bu belgeler ortadadır. Yalanın sınırı olmadığı gibi öğrenmenin de yaşı yok, Sonay Adem bunları öğrenecek... Bizim Haziran’da çıkarttığımız tüzükle bu adam mesleki sürüş belgesi alamayacaktır”
“TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER EN İYİ NOKTADA”
Nazım Çavuşoğlu, Türkiye ile ilişkilere yönelik eleştirilere de değinerek, eski politikacıların Türkiye ile ilişkiler konusunda doğru olmayan bazı tanımlamalarda bulunduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, “Şu anda Türkiye ile ilişkiler en iyi noktadadır. Oradaki bakan arkadaşlarımız ile görüşmeyi akşamüstü talep etsek, akşam görüşebiliyoruz. Bir telefon kadar bizlere yakınlar ve KKTC ile doğrudan ilgileniyorlar" dedi.
“GAZİMAĞUSA’YI KİRLETEN HASPOLAT DEĞİL, KAÇAK VİDANJÖRLER”
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Çavuşoğlu, Gazimağusa’da etkili olan kirlilik konusuna da değinerek, bölgeye giden kirli suların sebebinin kaçak vidanjörler olduğunu söyledi. İnönü ve Çayönü bölgesinde derelere vidanjörlerle şiddetli dökümler yapıldığını tespit ettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, konuyla ilgili ciddi bir çalışma ve denetim süreci başlattıklarını ancak belediyelerin yardımcı olması gerektiğini belirtti.
Gazimağusa Belediyesi ile yaşanan dere kapatma krizi konusunda da “Gazimağusa belediyesi derenin önünü tıkadı. Buna hakkı yok ama bizi eleştirmeye hakları var” dedi. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bu konu gündeme geldikten sonra Temel Sağlık Birimi ile ilgili arkadaşları uyardık. LTB yetkilisinin yaptığı tahlillerde, dereye deşarj edilen suyun Mağusa’yı kirletmeyecek şekilde olduğunu açıkladı. Çok farklı yerlerden su örnekleri alındı, tahlil sonuçları çıktı. Haspolat’tan çıkan su bu raporlara göre Gazimağusa’yı kirletemez”
"ÖRP KONUSUNDA HALA AYNI NOKTADAYIM"
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Çavuşoğlu, ÖRP’nin UBP’ye katılımı konusunda hala aynı noktada olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, ÖRP ve DGP’nin UBP’ye katılımının görüşüldüğü UBP GYK toplantısına tepki olarak katılmadığına da işaret ederek, “Partim karar verdi ve onları geri aldı. Bende demokrasinin gereği buna saygılıyım. Demokraside oy çokluğu vardır ve partiye katılımları da böyle olmuştur.Partime saygılıyım. Ancak kişisel olarak ben aynı yerdeyim" dedi.