Yangın bitse de Mersinlik’te çalışmayı sürdürüyorlar... Onlar, yangının ‘kahramanları’, gece gündüz halen bölgedeler.
YENİDÜZEN, küllerinden yeniden doğmaya çalışan yangın bölgesine gitti, emekçilerle görüştü. Kimisi yangının ortasında kaldı, kimisi hayatını tehlikeye attı, hastanelik oldu, raporlu olmasına rağmen yeniden sahaya koştu.
Ağızlardan tek bir cümle süzüldü, “Çok büyük bir felaketi yaşadık. Yangının göbeğinde kaldık, cehennemi yaşadık. Ama vazgeçmedik. Çünkü her geçen dakika bir ağacın yanması demekti.”
YANGINLA BURUN BURUNA GELDİLER, O ANLARI ANLATTILAR:
Orman Dairesi İtfaiye Arazöz Operatörü Bilgin Gülersoy: Gözümü kaybediyordum. Ateşin içerisinde kaldım, hastaneye kaldırıldım
Mevsimlik Yangın İşçisi Mehmet Deniz: Yangının göbeğinde kaldık, cehennemi yaşadık
Orman memuru Arif Gençel: Yağmur yağdıramayacağımıza göre yangın şeritleri önceden açmalıydık
Ayşe GÜLER
1995 yılından sonraki en büyük yangın olarak resmi kayıtlarda yerini aldı Mersinlik yangını.
İlk tespitlere göre; 2 bin 300 hektar alan yandı.
Binlerce ağaç, yüzlerce hayvan yangınla birlikte yok oldu.
Olağanüstü bir çaba, gözleri yaşartan bir dayanışma olsa da yangının ardından ortaya çıkan acı tablo yürek burktu, ders alınmaması ise sorgulattı.
Yıllardır yetkili kişilerin dahi dile getirdiği Orman Dairesi’ndeki personel eksikliği, orman arazilerine yapılan ‘izinsiz kiralanmalar’ da bu acı deneyimle bir kez daha gündeme taşındı.
Yaralar sarılmaya çalışılıyor…
Yangınla ilgili bir tarafta tartışmalar sürerken, diğer yanda ise tüm olumsuzluklara rağmen Mersinlik’te yaralar sarılmaya çalışılıyor, bölgede soğutma çalışmaları sürüyor.
Geniş bir alana yayılan yangın bölgesinde şu anda 4 vardiya şeklinde, Orman Dairesi’ne bağlı 5 kişilik ekipler nöbet tutuyor. Tek tek her noktaya bakarak, olası bir alevlenmenin önünü almak için insan üstü bir çaba sarf ediyor.
Bununla birlikte İtfaiye ekipleri de halen bölgede.
Hastanelik olanlar da var, yangının ortasında kalanlar da var…
YENİDÜZEN, küllerinden yeniden doğmaya çalışan yangın bölgesine gitti, emekçilerle görüştü.
Kimisi yangının ortasında kaldı, kimisi hayatını tehlikeye attı, hastanelik oldu, raporlu olmasına rağmen yeniden sahaya koştu.
Ağızlardan tek bir cümle süzüldü, “Çok büyük bir felaketi yaşadık. Yangının göbeğinde kaldık, cehennemi yaşadık. Ama vazgeçmedik. Çünkü her geçen dakika bir ağacın yanması demekti.”
“Umarım gereken ders çıkartılmıştır”
Günlerdir ailelerinden uzakta olan emekçiler, yangında önceden atılması gereken adımlara da dikkat çekti.
İhbar geldikten 25 dakika sonra yangın bölgesine gittiklerini söyleseler de, yangın şeritlerinin açılmasında yaşanan sıkıntılara değindi, “Umarım gereken ders çıkartılmıştır” dedi.
Gözünü kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalan, Orman Dairesi İtfaiye Arazöz Operatörü Bilgin Gülersoy, ateşin içinde kaldığını, hastaneye kaldırıldığını ancak yangını söndürmek için yeniden bölgeye geldiğini anlattı.
Yangın anını anlatırken, o dakikaları yeniden yaşıyor “Bizim içimiz yanarken, yapılan eleştiriler üzüyor” diyor.
Mevsimlik Yangın İşçisi Mehmet Deniz ise, “Yangının göbeğinde kaldık, cehennemi yaşadık” derken, ilk kez böyle bir yangınla karşı karşıya kaldığını anlatıyor.
Neredeyse hiç durmadan çalıştıklarını, sadece su ve yemek molası verdiklerini ifade ediyor. Yanan ağaçlara bakarak, gözleri doluyor, “Her geçen dakika bir ağacın yanması demekti. O yüzden hiç durmadık” diyor.
Öte yandan orman memuru Arif Gençel ise “Yangın şeritlerini önceden açmalıydık. Daha önceden yapılması gerekenleri şimdi yapıyoruz” diyor, bu konuda özeleştiri yaparak ekliyor, “Çünkü ne kadar hızlı ulaşım yaparsak o kadar hızlı müdahale edebiliriz”
“Buradan çıkarılacak çok ders var. Orman işini ormancılara bıraksınlar” şeklinde konuşan Gençel, “Ormancıların tavsiyesi ile bu iş çözülür. Yangının içinde olup da dışardan olup da bakmak çok farklı. Dışardan söylenenler bir yere kadar” diyor.
Yangınla karşı karşıya kaldılar, mücadeleyi anlattılar:
Orman Dairesi İtfaiye Arazöz Operatörü Bilgin Gülersoy:
Gözümü kaybediyordum. Ateşin içerisinde kaldım, hastaneye kaldırıldım
“Yangına ekibimizle giden ilk ekiptik. İhbar geldikten sonra 25 dakikada yangın yerindeydik. Biz geldiğimizde ateş dağın tepesinde ilerliyordu. Biz ikinci ekiptik. Korkunç bir manzara vardı. Ekibimizle birlikte ateşe müdahale ettik. 10 kişiydik. Sonrasında Sivil Savunma ekipleri, vatandaşlar vardı. Rüzgarla daha da büyüdü. Olağanüstü bir çaba sarf ettik. 4 günde rüzgar işimizi çok zorlaştırdı. 2-3 kez yangını kontrol altına aldık ama yeniden alevlendi. Kuleler çalışıyor. Bu kadar çaba sarf etmişken, yapılan eleştirileri görmek bizi üzüyor. Bizim içimiz yandı. Ateşin içinden, ölümden döndük, canımızı tehlikeye attık. Gözümü kaybediyordum. Ateşin içerisinde kaldım, hastaneye kaldırıldım. Raporum olduğu halde yeniden yangın yerine geldim. Bölgede 7’inci günüm. Evime de 3 saat uyumaya, 2 gün gittim. Onlar da bizimle birlikte endişe yaşadı.”
Mevsimlik Yangın İşçisi Mehmet Deniz:
Yangının göbeğinde kaldık, cehennemi yaşadık
“Bu yaşıma kadar böyle büyük bir yangını görmedim. Tam bir telaş içerisindeydik. Ateşin gücünü, ne yapacağımızı kestiremedik. İlk kez böyle bir şey gördük. Yangın esnasında dozerdeydim, yangın şeritlerini açtım. Ama ne yaptıysam nafile, yangın yine geçti. Neredeyse hiç durmadan çalıştık. Yalnızca su ve yemek molası verdik. Çünkü her geçen dakika bir ağacın yanması demekti. Yangının göbeğinde kaldık, cehennemi yaşadık. Orman Dairesi olarak 4 gün cehennemi yaşadık. Alevler etrafımı sardı, kendimi kurtardım. Bizlerle birlikte ailemiz de endişe etti. Bu yıl 6’ıncı senem. Halen bölgedeyiz, bir süre daha burada kalacağız. Arazi planlarını çıkaracağız, iş araçlarıyla yolları açacağız. Makinelerimiz buradaydı, yangın şeritlerinin hepsi açılmış değildi ama açtıklarımız da vardı.”
Orman memuru Arif Gençel:
Yağmur yağdıramayacağımıza göre yangın şeritleri önceden açmalıydık
“Çok büyük bir yangın felaketi yaşadık. Bazı arkadaşlarımız hastaneye kaldırıldı, bazıları ateşin içerisinde kaldı. Arabası yanan vatandaş oldu. Bireysel olarak vatandaşlarımızdan destek gördük. İlk gün geldim, yangın yerinde iki gün kaldım. Sonra gittim, dinlendim. Sonra yeniden bölgeye geldim.
Meslekte 15. yılım. Gördüğüm en büyük yangın. Umarım başka da görmeyiz. Buradan çıkarılacak çok ders var. Orman işini ormancılara bıraksınlar. Ormancıların tavsiyesi ile bu iş çözülür. Yangının içinde olup da dışardan olup da bakmak çok farklı. Dışardan söylenenler bir yere kadar. Daha önceden yapılması gereken çalışmaları şimdi yapıyoruz. Yağmur yağdıramayacağımıza göre yangın şeritleri önceden açmalıydık. Yangın yollarının da düzgün, her yere gidilebilir tutarsak riski olabildiğince düşürürüz. Çünkü ne kadar hızlı ulaşım yaparsak o kadar hızlı müdahale edebiliriz. Bunlar düzgün şekilde risk çok düşecek. Şeritler ufak olduğunda, kozalak da sıçrar gider, o riski olabildiğince azaltmalıyız. Herkes var gücüyle çalıştı. Vatandaşlar, umarım gelecekte de duyarlı olursalar, bunun gibi bir felaketle karşılaşmayız.”
Fotoğraflar: Burçin AYBARS