Küçük Kaymaklı ve Lapta birbirinden farklı iki profil.
Lapta fizik kondisyonu yüksek buna bağlı olarak da çok koşan bir takım. Hemen söyleyeyim sadece koşmak istediğini almak için önemli bir özellik değil.
Mustafa hocanın öğrencileri maç boyunca inanılmaz bir istekle oynadı.
İstemek bence başarmanın yarısıdır. Buna bir de oyun disiplinine bağlılığı eklersek karşında kim olursa olsun fark etmez.
Lapta kendinden kat kat yüksek teknik kapasite ile oynayan bir takım karşısında yukarıda bahsettiğim özelliklerden dolayı maç boyunca ayakta kaldı. Oyuna hep ortak oldu.
Savunmada Salih ve İbrahim, orta alanda Gökhan öne çıkarken, Zihni yaptığı kurtarışlar ile takımın moral kaynağı oldu.
Ahmet Coşkun gol yollarına biraz daha yakın oynar ve savunmanın sağındaki zafiyet giderilirse Lapta hiç kuşkusuz her takımın canını yakar.
Küçük Kaymaklı’yı rakibinden ayıran en belirgin özellik top tekniği yüksek futbolculardan kurulu olması.
Buna bir de gol yollarında etkili ayakları eklersek son şampiyon maçın favorisi.
Tabi bu saydıklarım kağıt üstünde geçerli.
Lapta karşısında sahada kendi yeteneklerini ortaya koyamayan iki pası bile yapmakta zorlanan bir Kaymaklı izledik.
Nedenler:
* Savunma birinci bölgede gereksiz yan paslar yapıyor. Bu sayede rakibin adam alması kolaylaşıyor.
* Hazırlık pasları yapar gibi görünen Kaymaklı savunması baskı yiyince gelişi güzel vurmak zorunda kalıyor. Bu durumda orta alan es geçiliyor. Hücumda gerekli çoğunluk sağlanamıyor.
* Ortada Çağrı ve Yasin Kurt hareketli ve top almaya hevesli. Geriye kalanlar statik oynuyor. Lapta’nın sağ tarafı SOS veriyor ama ne hikmetse tüm toplar Çağrı yerine Yasin Kurt’a atılıyor. Yasin 1970’lerde oynanan mantıkla kafasını yere sokup rakip kaleye top taşımaya çalışıyor. Birisi Yasin Kurt’a futbolun takım oyunu olduğunu hatırlatmalı. Aynı zamanda enerjiyi akılcı ve ekonomik kullanmanın önemi hakkında bilgi vermeli. Soldan gelen ilk organize
* Hamis ve Coşkun dışarıda. İçeride ise yeni transferler Jeffrey ve Şenol. Jeffrey Bağcıl’da takımın dinamosuydu. Hem ofansif hem de defansif katkı sağlıyordu. Burada kayıp.
Şenol aynı şekilde penaltı pozisyonuna kadar saymadım ama topla üç veya dört kez oynadı.
*Topu alan futbolcu etrafında bir tur atmadan pas vermiyor. Bu alışkanlık sayesinde rakibi hataya zorlayacak tempo yakalanamıyor.
*Takım büyük bir alanda oynuyor bu sayede rakibe baskı yapılamıyor. Durum böyle olunca değil Lapta hangi takım olursa olsun Küçük kaymaklı karşısında bu maçta olduğu gibi doksan dakika boyunca direnç gösterip oyuna asılabiliyor.
Galibiyet tartışılan penaltı ve son dakika golü ile geldi. Top kaleye vurulduğu anda Debola ve kaleci Zihni baş başa kalmıştı. Topun Debola’ya çarpıp geri dönmesi ve sonrasındaki devam kararı hatalıydı.
Çekirge geçen yıl sıçraya sıçraya mutlu sona ulaştı. Ama belli ki sıçrarken gerekli dersleri çıkarmadı.
Bu yıl yine emin adımlarla değil sıçrayarak hedefe ulaşmaya çalışıyor. Ama yol geçen yılki kadar net görünmüyor.