Toplumcu Demokrasi Partisi’nin (TDP) pazar günü yapılacak 5’inci Olağan Kurultayı’nda Genel Başkanlık için yeniden aday olan Cemal Özyiğit, dün düzenlediği basın toplantısıyla vizyonunu açıkladı.
Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nda yer alan basın toplantısında , Özyiğit’e destek veren LTB Başkanı Mehmet Harmancı, TDP Milletvekilleri Hüseyin Angolemli ve Zeki Çeler, TDP Lefkoşa İlçe Başkanı Özmen Birinci, Güzelyurt İlçe Başkanı Kamil Gilanlıoğulları, TDP Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komitesi Koordinatörü İsmet Cabacaba ve diğer bazı parti yetkilileri ile partililer de hazır bulundu.
Cemal Özyiğit, Kıbrıs sorununun olası bir çözümünün ve Kıbrıslı Türklerin kurumsal olarak Avrupa Birliği’ne dahil olmasının arifesinde ihtiyaç olanın hep birlikte eski alışkanlıklardan kurtulup, daha üretken, daha özgür, daha demokratik, çoğulcu, katılımcı ve kendi ayakları üzerinde bir toplumsal yapıya doğru adım atmak olduğuna işaret ederek, Avrupa Birliği’nin rekabetçi yapısında var olabilmenin en önemli gerekliliğinin de bu olduğunu söyledi.
“Neler yaptık?”
Cemal Özyiğit, TDP Başkanlığı süresince yaptıkları icraatları da anlattı. Özyiğit, 2013 Kasım ayında devraldığı TDP yönetiminde temel hedeflerinin, partinin geleneğinden gelen sosyal demokrat düşüncenin topluma yeniden umut olacak, bununla birlikte değişen dünyaya ve siyasete uyum sağlayacak bir yapıya bürünmesi olduğunu anımsatarak, “Bir yerel seçim, bir de cumhurbaşkanlığı seçimiyle geçen yoğun bir dönem olmasına rağmen bu ödevimizde önemli mesafe kaydettiğimizi düşünmekteyim” dedi.
Özyiğit, 2014 Yerel Seçimleri’nin Lefkoşa’da partinin adayı Mehmet Harmancı’nın seçim zaferiyle sonuçlandığı, ada genelinde belediye meclislerindeki üye sayısını artırdığı; Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise bağımsız aday Mustafa Akıncı’nın cumhurbaşkanı seçilmesi ile “toplumun kaderinin doğru ellerde şekillenmesinde öncü rol oynadıklarını” anlattı.
“Temel vizyon”
TDP Genel Başkanı ve Başkan Adayı Cemal Özyiğit, sürdürülebilir bir yapıya ulaşmanın en önemli hamlesinin kendi ayakları üzerinde duran sürdürülebilir bir ekonomik yapıyı tesis etmek olduğuna işaret ederek, “Ekonomimizin acilen hem sağlıklı bir zemine oturtulması, hem de Kıbrıs sorununun olası bir çözümü durumunda uluslararası rekabete hazır hale getirilmesi gerekmektedir. Farklı vadelerdeki yatırımları doğru planlayıp teşviklendirmek, hem üretim, hem hizmet sektörlerindeki standartları artırmak ve tüm bu yatırım planlamalarını yaparken ayrıcalıklı zümreler yaratmamak bizlerin temel sorumluluğudur” şeklinde konuştu.
“Eğitimde temel hedef mutlu ve üretken bireyler yetiştirmek”
Eğitimin toplumsal planlamanın en hayati parçası olup, temel amacının üretken, mutlu, topluma ve çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek olması gerektiği, yaşayarak öğrenmenin temel alındığı, teknolojinin doğru adapte edildiği, mesleki ihtiyaçlara göre düzenlenen eğitimin ana hedefleri olduğunu vurguladı.
Maddi durumu ne olursa olsun her çocuğun eğitimde fırsat eşitliğine ve kaliteli eğitim hakkına sahip olması gerektiğine işaret eden Özyiğit, “Devlet okullarındaki eğitim seviyesinin, özel okullarla rekabet edebilecek seviyeye çekilmesi yönündeki çalışmalara hız verilmelidir” dedi.
“Sürdürülebilir çevre vazgeçilmezimizdir”
Özyiğit, çevre konusunda ise, küresel anlamda yaşanan ekolojik sorunlar, türlerin yaşam alanlarının kirletilmesi ve daralmasını yerkürenin önündeki en büyük tehdit olarak gördüklerini belirterek, özellikle Kıbrıs gibi küçük bir coğrafyada ekolojik dengenin, tür çeşitliliğinin ve doğal kaynakların korunmasının tüm toplumsal planlamaların vazgeçilmezi olması gerektiğini söyledi. Özyiğit şunları kaydetti:
“Yatırımlar çevrenin sürdürülebilirliği ilkesiyle ele alınmalı, özellikle sahillerin ve yeşil alanların korunumu, taş ocakların denetimi ve doğaya yeniden kazandırılması gibi konularda somut adımlar atılmalıdır. Bizler devletin çevre korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi konusunda ciddiyetle ele alıp, sivil toplumla gerekli düzenlemelerin ve uygulamaların yapılması noktasında ortaklaşacağı bir ilişkiyi öngörmekteyiz.”
“Çalışanların huzur ve güvenliği”
“TDP, sol bir parti olarak üretimden ve emekten yana tavrını ileriki dönemde de devam ettirecektir” diyen Özyiğit, kamuda ve özelde çalışanların çalışma şartlarının iyileştirilmesi, emekçilerin sağlıklı ve güvenli şartlarda huzur içinde ve emeğinin karşılığını alarak çalışma yaşamlarına devam etmeleri yönündeki kararlılığını sürdüreceğini söyledi.
Özyiğit, “Kamu ve özel sektör çalışma şartları ve sosyal hakların eşitlenmesi konusunda daha ileri adımlar atılması gerekmektedir. Bu anlamda özel sektördeki paydaşlarla biraraya gelerek özelde sendikalaşmayı hayata geçirmek bizlerin olmazsa olmazıdır” şeklinde konuştu.
“Kamu düzeni ve temiz siyaset”
Kamuda “torpil mekanizmaları”, “plansızlık” ve “verim düşüklüğüne” dikkat çeken Özyiğit, “ Bizler geleneğimizin bize verdiği sorumlulukla, kamu kadrolarıyla siyasetin arasındaki yozlaşma üzerine kurulmuş bağları koparmak için üzerimize düşeni yapacağız” dedi.
Devletin denetçilik görevinin, siyasetin bazı sermaye kesimleriyle iç içe girmesiyle yerine getirilmediğini savunan Özyiğit, şunlar ifade etti:
“TDP bundan sonraki süreçte de, üyelerinin ve gönüllülerinin oluşturduğu öz kaynaklar ile yoluna devam edecek, siyasetini etkileyecek herhangi bir kirli ilişki içine girmeyecektir.
Devlet yönetmek ciddi bir iştir ve ister muhalefette ister iktidarda siyaset her yurttaşa eşit mesafede durma gerekliliğini getirir. Bizler hiçbir vatandaşımız arasında fark gözetmeden insanların sorunlarını dinleyecek, onların sesleri olacak ve sorunlarının çözümü noktasında var gücümüzle çalışacağız. TDP son dönemlerde tüm kesimlerin takdirini alan temiz siyasetine ve yenilikçi anlayışına kararlılıkla devam edecektir. “
Mart’ta referandum…
Basının sorularını da yanıtlayan Özyiğit, Mart ayında referanduma gidilebileceği yönündeki haberlere atfen, bunun mümkün olup olmadığı ve toplumun buna hazır olup olmadığı şeklindeki bir soruya karşılık, çalışmaların bu yönde devam ettiğini ifade ederek Cumhurbaşkanının planın ocak sonuna ortaya çıkabileceği yönündeki sözlerine dikkat çekerek, müzakerelerin olumlu seyretmeye devam etmesi ve planın da ortaya çıkması halinde referandumun kaçınılmaz olacağını ifade etti.
“Dolayısıyla biraz daha sabır” diyen Özyiğit, önümüzde kısa bir dönem kaldığını, Cumhurbaşkanı ve ekibinin yoğun, kararlı bir müzakere süreci geçirdiğini anlattı.
Özyiğit, kendi beklentilerinin de Rum tarafındaki seçimlerden önce bu referandumun yapılması olduğuna işaret ederek, aksi halde seçimlerin öne çıkması durumunda ister istemez referandum ve olası bir çözümün de ötelenebileceğini ve zaman kaybı olacağını kaydetti.
Halkın yeterince bilgilendirildiğine inanıp inanmadığı sorusuna ise Özyiğit, müzakere tutanaklarının düzenli olarak Mecliste gönderildiğini, milletvekillerinin de cumhurbaşkanlığında düzenli olarak bilgilendirme toplantılarına katıldığını belirterek, eksik olanın Cumhurbaşkanlığı sözcüsünün düzenli olarak basınla bir araya gelmemesi olduğunu, bunu kendilerinin ilettiğini söyledi. TAK