Büyükelçi, dört beş vekille birlikte yemek yedi, siyaset gündemi çalkalandı.
Seçime ‘açık’ bir müdahaleydi bu!
İnkar edilmedi.
Peki, sizce bu ‘özel görüşme’ kimin oylarını artırdı?
***
Kendi yanıtını versin herkes, samimiyet ve bu sorunun yanıtını cebinize koyunuz.
***
Ankara’ya çağrıldı dört parti başkanı, üçü gitti, koşa koşa!
Anketler masaya serildi.
İttifak arzulandı, olmadı.
Bu duyuldu.
İşin aslı gözümüzün içine sokuldu.
Uçak saati dahi özellikle fısıldandı medyaya…
Göz göre göre seçime müdahale edildi.
Peki, sizce, bu gelişme kimin oyunu artırdı, neye yaradı?
***
Bu soruya samimiyetle yanıt veriniz, o yanıtı saklayınız!
***
Birleşmiş Milletler’den ‘planlı’ bir açıklama geldi: Seçimden sonra 5’li zirve!
Önceden uzlaşılmıştı aslında…
Türkiye Dışişleri Bakanı önce “Türkiye olarak Kıbrıs sorununun adil şekilde çözümünden yanayız" dedi; “Referans belgesini oluşturmamız lazım, siyasi eşitlik gibi unsurları başta oraya koymak lazım. Bir de zaman belirlemek lazım.”
Kimsenin de itirazı olmazdı bu sözlere…
Ne olduysa oldu, 24 saat sonra üslup bir anda değişti.
“Bizim önceliğimiz federasyon dışındaki seçeneklerdir. İki devlet veya konfederasyon gibi seçenekleri değerlendirebiliriz.”
Seçime yönelikti bu sözler de!
***
Kıbrıs’ta ‘statüko’ kelimesinin eş anlamlısı ‘çözümsüzlük’ demektir.
Yani bugünkü durum!
Sözlük anlamı da “süregelen düzenin korunması” ya da “sürür durum”dur zaten!
‘Federal çözüm’ dışındaki seçenekler ‘süregelen düzeni’ anlatır.
Tamı tamına!
“İki ayrı devlet” mi dediniz tam da o vardır şimdi!
Bana sorarsanız statükonun ruh ikizidir, KKTC.
***
Birileri seçime dair “gerçek manzarayı” gördü!
Korku büyüdü.
O nedenle seçimi ‘referandum’a dönüştürmek üzerinden bir kampanya başladı.
“Cepheleştirmek” istiyorlar seçmeni!
İkinci tur için şans arıyorlar.
İki kutup yaratmak istiyorlar, bıçak gibi keskin…
O nedenle zaten böylesine açık oynuyorlar, o nedenle göz göre göre…
***
Gün gele, o yanıtları cebinizden çıkartır, bakarsınız.
Umarım bu oyuna gelmeyiz.
Çünkü olabildiğince iki ayrı cepheye bölmeye çalıştıkları bu memleket bizim, hepimizin…