TC’nin bırakın Cumhurbaşkanı’nı, Lefkoşa’daki Büyükelçisi’nin bile bize her konuda ayar çekme hakkı vardır. Peki, KKTC’de bir siyasetçinin Türkiye’deki gidişatla ilgili yorum yapması, sizce vatana ihanet midir?
-*-*-
TC’de gazeteciler oturuyor ve televizyonda tartışıyor; Kıbrıs meselesi ile ilgili, Kıbrıs’taki iç olaylarla ilgili akla gelebilen her türlü iftirayı atıyor, atabiliyor, eğer KKTC’den bir gazeteci, “ma nedir be bunların dediği?” derse, kesinlikle Rumcu mudur?
-*-*-
Yukarıdaki iki paragrafı düşündüğünüz zaman, sizce Ersin Tatar ve saz arkadaşları, “egemen eşit devlet” iddiasına gerçekten inanmakta mıdır yoksa bizimle maytap mı geçmektedir?
-*-*-
“Türkiye’deki bet mafyası veya yasal bet şirketinin güzel yüzünün nuru hikmetine, KKTC’deki yasal bet şirketleri patronları hapsediliyor” diye yorum yapmak, “yabancı güçlerin adamı olmak” mıdır?
-*-*-
Maraş’taki açılım konusunda, kelimenin tam anlamıyla çuvallama söz konusu mudur? Şöyle sorayım; oradaki şov, BM’nin devreye girmesi ile birlikte, sadece şov olarak kalmış mıdır? Bunu yazmak, Mossad’a çalışmak mıdır?
-*-*-
Yeni bir BM Temsilcisi kesinlikle atanacaktır. Eğer atanırsa, Ersin Tatar istifa eder mi, yoksa “zaten ben kabul etmiştim” mi der? Bunu yazmak, Anastasiadis taraftarı olmak mıdır?
-*-*-
Ersin Tatar Gaziantep’e gidiyor, dönecek ve Cuma akşamı veya cumartesi sabahı Trabzon’a gidecek… Gitsin, hatta dilerse orada kalsın ama masrafları kim karşılamaktadır? Bu konuyu deşmek, ayıp mıdır? Milli davaya ihanet midir?
-*-*-
Rauf Raif Denktaş’ın anıt mezarının tamamlanmama sebebi, olayın içerisinde Erdoğan’ın önemli rakibi Ekrem İmamoğlu’nun olması mıdır yoksa, Erdoğan’ın da içinde olduğu “Radikal İslamcı” bakış tarzı mıdır? Yoksa, bizimkilerin dibelik acizliği midir? (İslam’ın bazı tarikatlarında ya da inanç gruplarında anıt mezar, puta taparlık olarak kabul ediliyormuş da…)
-*-*-
31 videosu konusunda “önceden bildikleri halde”, polise veya savcılığa şikayet etmedikleri anlaşılan Ersan Saner veya Faiz Sucuoğlu hakkında, “adaletin tecellisini engellemek”ten dolayı, aleyhlerine yargı yolunun açılabilmesi için dokunulmazlık tartışması açılır mı?
-*-*-
Hazır yeri gelmişken sormak lazım; UBP’li olup da bu ülkeyi gerçekten seven çok insan tanıyorum… Hala kurultaya gidip oy kullanmak hatta daha da ötesi, bu hale düşürülmüş bir partiye, olası erken genel seçimde oy vermek gibi bir niyetleri var mıdır?
-*-*-
Sanal medyada neden dürüst milliyetçi sayısı neredeyse sıfıra yakındır ve neden milliyetçilik adına sağa sola ayar çekenler hep gizli hesaptır? İsimlerini gizleme sebepleri nedir? Savundukları düşüncenin utanılacak bir düşünce olması mıdır acaba?
-*-*-
Türkiye’de 10 büyükelçiyi persona non grata yani istenmeyen kişi olarak ilan edip, akabinde bundan vazgeçmek, “büyükelçiler korktu ve özür diledi” anlamına mı gelmektedir? Eğer öyleyse, buna inanmayan herkes de salak mıdır?
-*-*-
“Kıbrıs Türkü’nün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için…” diye başlayan TMT Andı’na, şu anda inanan kaç TMT’ci kalmıştır? Kıbrıs Türkü’nün yaşayış ve hürriyeti; hatta canı, malı ve her türlü ananesi ve hatta ve hatta mukaddesatı yani kutsal sayılan her türlü inanç bütünü “mangal ve gonyak dahil” tehlike altında mıdır değil midir? Bize milliyetçilik dersi veren bir yığın efendi, bu yemine sadık mıdır değil midir?
-*-*-
Ersin Tatar’ın Kıbrıs tarihi veya Türkiye tarihi ile yakından uzaktan alakası olmadığı açıklamalarından anlaşılıyor ama yine de sormakta fayda görüyorum; “Bu topraklarda var oluşumuzu Türkiye’ye mi borçluyuz; yoksa Türkiye, bu topraklardaki varlığını bize mi borçludur?”… Ayrıca, Ersin Tatar, kendi toplumundan mı yanadır yoksa soyuna ihanet eden keklik midir?
-*-*-
UBP kurultay heyecanına geri döneceksek; Saner’in istifasını istemek, yanlış bir şey midir? Saner’in özel hayatına müdahale midir? İhale Sucuoğlu’nun üzerine yıkılır ve Taçoy kurultaydan galip ayrılırsa, “atanmış başkan”dan, “oyunla gelen başkana” bir geçiş mi olacaktır. Haliyle soruya soru eklemek istiyorum; “UBP’de, tamamen gençleri seçecek temiz, dürüst, çıkarcı olmayan, biattan ve yalakalıktan, Tatar’dan da Saner’den de öteki gitmek bilmezlerin tümünden de usanan, bıkan yok mudur?
-*-*-
UBP’li olmak, illa ki yağcı, yalaka, çıkarcı, biatçı, itaatçı ve şükrancı olmayı mı gerektirir? Tüzük bunu mu emreder? Sizin çok inandığınız iddia edilen eşit egemen devlet nerededir?
-*-*-
Ve yine UBP demişken aklıma geldi; bu partinin yayın organına göre, UBP’de genel başkan sayısı üç müdür yoksa dört müdür? Zorlu Töre adı neden bu gazetede “yasaklı isim” muamelesi görmektedir? Yoksa acaba Zorlu Töre, “gizli Rumcu” falan mıdır? Yoksa gerçekten dürüst aşırı milliyetçi olmak, kabul edilmez bir durum mudur? UBP’li olmak illa ki “sahte milliyetçiliği” mi gerektirmektedir? (Mesela bu ülkede en büyük Türk milliyetçilerinden birinin geçmişinde türk Bayrağı yakmış olması gibi…)
-*-*-
Rum faşistlere göre, Kıbrıs’ta herkes Elen’dir… Türk faşistlere göre Kıbrıs’ta sadece Elenler ve Türkler yaşamaktadır; Kıbrıslı yoktur… Peki, Kormacit’te Maria’nın anneciğinin yaptığı hellimden tattınız mı, kebabını yediniz mi?
-*-*-
Ersin Tatar’ı çok gezdiği ve BTM’deki köy takımlarına söz verdiği parayı sağlamadığı için eleştiren Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Sertoğlu da artık kesinlikle “vatan hainleri” arasında yerini alacak mı? Daha önce “evrodo muyuk?” sorusu ile efsane olan Sertoğlu, “sonunda sen de fark ettin, evrodo bile değilik Hasan başkan” yorumuna ne demektedir?
-*-*-
Çok güvenilir bir kaynak, “Tatar’ın Türkiye ziyaretlerinden medet umanlar olabilir, Sayın Erdoğan’ın 2023 seçim kampanyası için çalıştırılıyor da olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri de bu gezmelerden rahatsızdır” dedi… Vallahi bana söyledi… Yeminle… Böyle bir durum varsa, Tatar’ın kalbi kırılır mı?
-*-*-
Ve son soru; Türkiye Dışişleri bir yana; Kıbrıslı Türkler Ersin Tatar’ın Türkiye gezilerinden rahatsız mıdır?
Bu soruya müsaadenizle cevap veriyorum: Beşiktaş taraftarı Kıbrıslı Türkler, Ersin’i, Çarşamba akşamı Galatasaray’ın mısırlı golcüsü Mustafa Muhammed’in penaltısını kurtardığı için çok sevmektedir!
Hatta şunu da eklemek istiyorum; Gönyeli’nin efsane başkanı Sanlı Çoban, gazeteci kardeşim Rasıh Reşat ve amcam Fadıl İncirli’ye göre “Ersin”, gerçek bir kahramandır!
Beşiktaş taraftarı Kıbrıslı Türklerin kahramanı 20 yaşındaki kaleci Ersin Destanoğlu… (Başka Ersin’lerle karıştırmayalım…)