Lefke ve Çevre Köyleri Dayanışma ve Kalkındırma Derneği’nin (Lekad) küresel iklim krizine ilişkin son bir yıldır yürüttüğü “Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevrenin Korunması’’ projesinin birinci bölümü olan “Çevre Bilinci Anketi”nin sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı.
Anketin sonuçlarına göre, ülkede çevresel olumsuzlukların azaltılması veya oluşmasını engellemek için toplumu oluşturan bireylerin sorumluluk bilinci ile hareket etmesi konusunda yeterince gayret gösterilmediği ve çevre terimleri ile ilgili yeterince bilgi sahibi olunmadığı gözlemlendi.
Bu nedenle, ülke genelinde çevre bilinci konusunda çeşitli panel, konferans ve seminer gibi çalışmalara toplumun değişik kesimlerinden katılım sağlanması, sıfır atık projesi gibi konuların ayrıntılı olarak anlatılması gerektiği yönünde öneride bulunuldu.
Eğitim programları ve çeşitli etkinliklerle çevre duyarlılığının artırılması gerektiğine işaret edilen sonuç raporunda, geri dönüşüme katılma konusunda vatandaşın istekli olduğu fakat bu konuda merkezi ve yerel yönetimlerin proje üretme konusunda yetersiz kaldığına da işaret edildi.
Sonuç raporunda ayrıca, çevrenin korunması konusunda “katılımcıların yüzde 100’ü caydırıcı cezalar uygulanmasını isterken, çevre kurallarına riayet edilmesi konusunda caydırıcı ceza faktörünün uygulandığı konusunda ise toplumda olumlu bir inancın olmadığı” da belirtildi.
“Çözüm şekli tektir: Sürdürülebilir kalkınma anlayışının sağlanmasıdır”
LEKAD Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Çevre Teknik Komite üyesi Hakan Oran tarafından “Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevrenin Korunması’’ projesine ilişkin yapılan açıklamada, küresel iklim değişikliğinin sonuçlarının, artan sıcaklılar, buna bağlı hastalıklar ve ölümlerle daha çok hissedilmeye başlanıldığı bu çağda dünyanın ve ülkenin temel ve öncelikli konusunun, çevreyi koruma ve çevreyle uyumlu olması gerektiği ifade edildi.
“Günümüzde teknolojinin de sağladığı imkanlarla sonsuz olan ihtiyaçlarımızı karşılamak için savurgan bir tüketim, aşırı üretim ve kaynakların bilinçsiz ve korumadan kullanımıyla çevreyi tahrip ediyoruz” diyen Oran, açıklamasında şu ifadelerde bulundu:
“Doğal kaynakların sınırlı olduğu ve tükenebileceği bir gerçek olarak karşımızda dururken çevrenin korunması ve bu durumun süreklilik arz etmesi kaçınılmaz olmaktadır. Bir tarafta hızla artan nüfus olgusu diğer tarafta ise tükenmekte olan doğal kaynakların varlığı insanlık için yeni çözüm arayışlarını zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede ortaya konulan çözüm şekli tektir. Doğal kaynakların tamamen tüketilmeden, gelecek nesillere de aktarılmasının sağlanmasıdır. Yani sürdürülebilir kalkınma anlayışının sağlanmasıdır.”
“Proje, küresel iklim krizi önlemleri ve ülkenin kalkınması için yapılması gerekenler konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyor”
Açıklamada, sürdürülebilir kalkınma ve çevre kavramı arasındaki ilişkinin teorik olarak incelendiği bu proje çalışmasında pratikte yapılan anket ve diğer çalışmalarla da küresel iklim krizi önlemleri ve ülkenin kalkınması bağlamında yapılması gerekenlere dikkat çekilerek, farkındalık oluşturulmasının hedeflendiği kaydedildi.
Proje; “Çevre Bilinci Anketi” yapılması, “Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevrenin Korunması Bağlamında Bir Yöntem: Yeşil Bina Uygulaması’’ ve bu uygulamanın çevre ve ulusal ekonomiye katkısının tüketilen su, ortaya çıkan atıklar ve harcanan enerji göz önüne alınarak hesaplanması, dernek üyelerinin karbon ayak izinin hesaplanması, dernek üyelerinin su ayak izinin hesaplanması ile Ulusal Yeşil Bina Sertifika Kılavuzu’nun hazırlanması olmak üzere beş farklı kısımdan oluşuyor.
Proje sonuçlarının ilgili kurumlarla da paylaşılacağı ifade edilirken, projenin Ulusal Yeşil Bina Sertifika Kılavuzu’nun hazırlanması aşamasında ise söz konusu bu kurumlarla iş birliklerinin oluşturulmasının hedeflendiği de kaydedildi.
“Çevre Duyarlılık Anketi Değerlendirme Sonuç Raporu”
Projenin birinci kısmı olan “Çevre Bilinci Anketi” tamamlanarak, “Çevre Duyarlılık Anketi Değerlendirme Sonuç Raporu” kamuoyu ile paylaşıldı.
KKTC’de çevre duyarlılığı ve bilincinin saptanması ve çevre farkındalığı yaratmak amacıyla hazırlanan anket, bu yılın 15 Haziran–15 Temmuz tarihleri arasında, katılımcılar rastgele davet edilerek çevrim içi olarak gerçekleştirildi. Anketin, dernek internet sitesinde çevrim içi veri girişine açık kaldığı da belirtildi. Ülkedeki çevre bilincinin ortaya çıkarılmasını ve potansiyel iyileştirme alanlarının belirlenmesini hedefleyen, üç bölüm ve toplam 40 sorudan oluşan anket, katılımcıların demografik bilgilerini, çevre duyarlılıklarını ve çevre terimleri ile ilgili bilgilerini ölçmeyi amaçladı. Ankete, 69’u erkek, 43’ü kadın olmak üzere toplam 112 kişi giriş yaptı.
“Çevresel olumsuzlukları azaltmak için yeterince gayret gösterilmiyor”
“Çevre Duyarlılık Anketi Değerlendirme Sonuç Raporu”nun sonuç kısmında, şu ifadelere yer verildi:
“Çevreyi korumak için toplumu oluşturan bütün bireyler ortak bir sorumluluk bilinci ile hareket etmelidirler. Çevresel olumsuzlukları azaltmak veya oluşmasını engellemek toplumsal sorumlulukların en önemlisi sayılabilir. KKTC’de çevre konusundaki farkındalık düzeyleri, çevre duyarlılığı ve farkındalığı ile ilgili faaliyetlere katılımları ve çevre terimleri ile ilgili bilgilerini incelemek üzere yapılan anket çalışmasında ülkemizde bu olumsuzlukları azaltmak için yeterince gayret gösterilmediği ve çevre terimleri ile ilgili yeterince bilgi sahibi olunmadığı gözlemlenmiştir. Bu sebeple ülke çapında çevre bilinci konusunda çeşitli panel, konferans ve seminer gibi çalışmalara toplumun değişik kesimlerinden katılım sağlanmalı sıfır atık projesi gibi konular ayrıntılı olarak anlatılmalıdır.”
Eğitim programları ve çeşitli etkinliklerle çevre duyarlılığının artırılması gerektiğine işaret edilen sonuç raporunda, “Geri dönüşüme katılma konusunda vatandaşın istekli olduğu fakat bu konuda merkezi ve yerel yönetimlerin proje üretme konusunda yetersiz kaldığı, özellikle evsel atıkların geri dönüşüme gitmesi konusunda henüz bir çalışma yapılmadığı ve bu atıkların da diğer atıklar gibi vahşi çöp depolama alanlarına götürülmek suretiyle bertaraf edildiği görülmektedir” denildi.
Anket sonuçlarına göre, “çevrenin korunması konusunda katılımcıların yüzde 100’ü caydırıcı cezalar uygulanmasını isterken, çevre kurallarına riayet edilmesi konusunda caydırıcı ceza faktörünün uygulandığı konusunda ise toplumda olumlu bir inanç yok. Katılımcıların yüzde 92’ye yakın bir kısmı, idarenin çevrenin korunması için gerektiğinde caydırıcı cezaları uyguladığına inanmıyor”.
Foto arşiv