Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) ve Kamu İşçileri Sendikası’nın (KAMU-İŞ), Merkezi Cezaevi’ndeki teknik işlerde çalışan personel eksikliği nedeniyle 9 Nisan'da başlattığı grevi, 15 gündür sürdürüyor.
Sendikalar, bu sabah yeni cezaevi binasında basın açıklaması yaptı, personel sorununun bir türlü çözülememesi nedeniyle hükümete eleştirilerde bulundu.
Bengihan: “Sözler yerine getirilmedi”
Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası Başkanı Güven Bengihan, KTAMS ve KAMU-İŞ'in cezaevinde teknisyen olarak çalışan personel eksikliği sebebiyle grev başlattıklarını ve bugün grevin 15’inci gününde olduğunu ifade etti.
Cezaevinde elektrik, su tesisatı, kaynak ve teknik işler adı altındaki görevlerin grev nedeniyle aksadığını kaydeden Bengihan, grev gerekçesi sorunların çözüleceği yönünde söz aldıklarını ancak sözlerin yerine getirilmediğini söyledi.
Grevin ertelenmesi için cezaevine iki personel gönderildiğini ancak söz konusu kişilerin ‘burada çalışamayacaklarını söyleyip’ geri gittiklerini dile getiren Bengihan, “O insanlar da maalesef yanıltılarak buraya gönderildi. ‘Kendilerine su borularında bir tamirat işlemi var. Tamirden sonra gideceksiniz’ denildi.” ifadelerine yer verdi.
Bengihan, 15 gündür cezaevinde grev olduğunu, "iş yükünün artmasından dolayı arkadaşları mücadele ederken bir çalışanın kendilerini yarı yolda bırakarak görevine devam ettiğini" belirtti.
“Bakanlığın ve hükümetin duyarsızlığı kabul edilemez” diyen Bengihan, 15 gündür grevin sürdürüldüğü cezaevinde istihdam yapılması konusunda hareket edilmediğini söyledi.
“Mücadelemizi Başbakanlığı taşıyacağız”
Sonuna kadar mücadelelerini sürdüreceklerini vurgulayan Güven Bengihan, grevlerinin cezaeviyle sınırlı kalmayacağını ve ileriki haftalarda mücadelelerini Başbakanlığa taşıyacaklarını dile getirdi.
Bengihan, “Cezaevinde 15 gündür grev var. İstihdam yapacak kadar basiret gösteremiyorsanız koltuklarda da oturmayın.” ifadesini kullandı.
“Su tesisatı ve elektrik işleriyle ilgili arızaları mahkum ve tutuklular yapıyor”
Cezaevinde yasalara aykırı davranıldığını, teknisyen ve ustabaşıları görevde olmadan su tesisatı ve elektrik işleriyle ilgili arızaları mahkum ve tutukluların yaptığını savunan Bengihan, bunun bir suç olduğunun altını çizdi.
Söz konusu suçu işleyenlerle ilgili idari işlem başlatılması gerektiğini ifade eden Bengihan, "cezaevi yasasına göre yanında ustaları, teknisyenleri olmadan bir mahkumun elektrik sistemi, su altyapısı sistemi gibi atölyelere bırakılamayacağını" belirtti.
Mahkumların iş yaparken başına herhangi bir olay gelmesi ya da firar, teknik ve ya elektrik sistemine yönelik bir müdahale yapılması durumunda ‘bunun hesabını kim verecek’ diye soran Bengihan, “Önce cezaevi müdürü sonra da Bakan verecek bunu hesabını…” şeklinde konuştu.
“Merkezi Cezaevi’nde 886 hükümlü ve tutuklu var”
Merkezi Cezaevi’nde toplam 886 hükümlü ve tutuklunun bulunduğunu, 348’inin üçüncü ülke uyruklu, 53’ünün ise kadın olduğunu belirten Bengihan, 121’inin ise eski cezaevinde bulunduğunu belirtti.
“Bir günlük kişi başı yemek parası 1005 TL”
Cezaevinde sabah, öğlen ve akşam yemeklerinin kişi başı toplam maliyetinin 1005 TL olduğunu
Bengihan, “Cezaevinde bulunanların çoğu üçüncü ülke uyruklu. Dünyanın neresinde var böyle. Bu insanlara yemek vermek ve onları topluma kazandırmak zorundayız. Ancak neden ülkeye girişte önlem alınmıyor.” dedi.
Serdaroğlu: “Toplumun dayanacak gücü kalmadı”
Kamu İşçileri Sendikası Başkanı Ahmet Serdaroğlu, sözlerine “üzgünüm memleketim” diye başladı.
Memleketin bu duruma düşürülmesinden örgütler olarak üzüntü duyduklarını belirten Serdaroğlu, "hükümetin cezaevindeki personel eksikliğini dahi çözemediğini" dile getirdi.
Serdaroğlu, “toplum olarak hükümetin sağlığı, eğitimi çözmesini mi bekliyoruz. Yolları ve her gün kazalar nedeniyle artarak devam eden genç ölümlerin önüne geçmelerini mi bekliyoruz. Maalesef ölüden gözyaşı beklenmez.” ifadelerini kullandı.
Muhalefetin de artık üzerine düşeni ciddi anlamda eylem veya söylemlerle yapmasını ve ortaya çıkmalarını isteyen Serdaroğlu, toplumun dayanacak gücünün kalmadığını savundu.
Başka bir yerdeki çalışma ortamı bozularak personel eksikliğinin çözülemeyeceğini kaydeden Serdaroğlu, “2023 yılında 149 kişi istihdam edildi. ‘İşe göre adam’ olarak istihdam edilmesi gerekiyordu. Elektrikçi, su tesisatçısı, berber olmuş olsaydı, bugün bu sorunlar yaşanmayacaktı” dedi.
“Cezaevi kimsenin malı değildir”
Daha önce cezaevindeki sorunlara hak veren Merkezi Cezaevi Müdürü’nün bugün çalışanları polise vermekle tehdit ettiğini öne süren Serdaroğlu, ‘Cezaevi kimsenin malı değildir’ diyerek, makamların hiç kimseye kalmayacağını kaydetti.
Emekçilerin 15 gündür sorunlarının çözülmesini beklediğini söyleyen Serdaroğlu, farklı eylem modelleriyle de hükümetin karşısına çıkacaklarını belirtti.
Haber: Mehmet Kara / Fotoğraf: Timuçin Yıldırım