Çiçeklerin faturasını Akça ödesin!

Sami Özuslu

 

Buket Çiçekçilik’in sahibi Gönül Şekerci isyan ediyor.
Dışişleri Bakanlığı’na yolladığı çeşit çeşit, renk renk çiçekler, hatta meyve fidanları ve külliyatını henüz bilinmeyen bahçe malzemelerinin parasını kimden alacağını soruyor.
Elinde 2012’den kalanlar dahil 15 bin TL’lik fatura olduğunu söylüyor.
Daha önce Dışişleri Bakanlığı’na kaç paralık çiçek yolladığını ise Sayıştay ve denetimle görevli diğer kurum ve daireler kılını kıpırdatırsa öğrenebileceğiz!
Gönül hanım ilk açıklamasında ‘naylon faturalar’dan da söz etmişti, ama sonradan bundan vazgeçti. Herhalde kendi başının da yanacağını birileri kendisine söyledi.
‘Naylon fatura’ olmasa da Dışişleri’ne bunca çiçek faturası gitmesinin mantıklı izahı olamaz. Aralarında isimlerini bile duymadığımız, yabancı menşeli ve çok da pahalı saksı bitkilerine ödenen devlet parasının hesabını birilerinin sorması gerekiyor.
Gönül hanımın işi ise zor… Zira faturaların ‘alıcı’ kısmında imza yok!
**
‘Alıcı kısmında imza neden yok’ sorusuna verilebilecek en mantıklı senaryo şu:
Gönül hanıma bu çiçekleri bakanlıktan birileri sipariş etti, ama faturayı bakanlığa götürünce imza atacak birini bulamadı. Çünkü bakanlık personeli faturada yazılan çiçekleri hiç görmedi.
Saksı saksı çiçek gelmiş olsaydı, Dışişleri bakanlığı binasının neresinde olsa mutlaka görünür, bilinirdi.
Olmayan, görünmeyen bir emtianın ödeme emri için kimse kendini riske atmadı. Dolayısıyla Buket Çiçekçilik faturaları işleme giremedi.
En azından Gönül hanımın elinde kalanlar için bunu söylemek mümkün…
Çiçekleri sipariş eden de ortalıktan kayboldu.
Olan da küçük bir işletmeye sahip Gönül Şekerci’ye oldu!
**
Konu gündeme geleli üç günü geçti ama ciddi suçlamalarla karşı karşıya kalan Hüseyin Özgürgün bir tek cümlelik açıklama yapmadı.
Defalardır arayan, kendisine ulaşmaya çalışan gazetecilere cevap bile vermiyor Özgürgün…
Bu suskunluğun sebebi ne olabilir?
Eğer kendinden emin olsaydı herhalde ilk günden ortaya çıkar, “Külliyen yalan” der, yazıp çizenleri topa tutardı.
Mecliste pazartesi kürsüde ‘deliganlılık’ yaparken bile ‘çiçekler’ mevzuunu es geçmeyi tercih etti.
Ama nereye kadar?
Yarın ‘gündem dışı’ konuşmalar var mecliste… Anlaşılan bu yeni dönemde ‘muhalefetin iktidarı denetimi’nden çok ‘iktidarın muhalefeti denetimi’ni izleyeceğiz.
**
Çiçekçi Gönül hanım soruyor, “Paramı kimden alacağım?” diye…
Bence Gönül hanım çiçeklerin parasını ya Özgürgün’den talep edecek ya da TC Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’dan…
Neden mi Akça’dan?
UBP’ye kefil olan, illa hükümette yer alması için elinden geleni yapan, Beşir Atalay’ın Özkan Yorgancıoğlu’nu arayıp “DP ile değil UBP ile kurarsanız daha iyi olur” dedirten Akça’dır da ondan!..
Türkiye’deki bürokrasi deneyiminden aldığı feyzle KKTC’deki ekonomik ve sosyal yaşamı Türkiye’ye benzetmeyi hedefleyen ekonomik programa kayıtsız şartsız ‘evet’ diyen UBP’nin ödeyemediği bütün faturaları üstüne aldı TC Büyükelçisi…
Halkın iradesine karşı inatla uygulanmak istenen paketi “emret elçim” diyerek halka dayatan UBP’nin devr-i iktidarında gerçekleşen ‘çiçek’ misali bütün alengirli işlerin doğal sorumlusudur Halil İbrahim Bey…
Gönül Hanım’ın çalacağı kapı da elçiliktir haliyle…