Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olma yolunda verdiği mücadelenin başlangıcını simgeleyen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, tüm dünyada ve ülkede kutlanıyor.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle, yayımlanan mesajlarda kadınların sorunları ve talepleri ve hakları dile getirilirken, yarın ülkede günün anlam ve önemine dair birçok etkinlik düzenlenecek.
Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum sendikalardan ortak basın bildirisi
“Kadınların iş yerlerinde kendilerine uygulanan ayrımcılığa ve haksızlığa başkaldırmasının üzerinden 165 yıl geçti. Binlerce kadın çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit işe eşit ücret istemiyle grev yapmış, verilen mücadelede birçok kadın hayatını kaybetmiştir. ‘8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ onurlu ve örgütlü mücadelenin, dayanışmanın simgesi olmuştur.
Kadınların yıllardır devam eden eşitlik mücadelesi, pandemiyle birlikte daha da zor hale gelmiştir. Özellikle son iki yılda pandeminin ve kapanmanın etkisiyle derinleşen ekonomik kriz kadınların yükünü ve kadınla erkek arasındaki hep var olan gelir eşitsizliğini artırmıştır. İş yaşamının eve taşınması, çocuk ve yaşlı bakımlarını çoğunlukla kadınların üstlenmesi nedeniyle ev içi yük kat kat artmıştır. Buna paralel olarak kadınların maruz kaldığı ev içi şiddet olayları da artış göstermiştir.
Bu süre içinde hükümetler kadınları güvence altına alacak ve destekleyecek sosyal politikalar oluşturmamış, kadınlara verilmesi gereken destek verilmemiştir. ‘Yeni normal yaşama’ dönmeye hazırlandığımız bu dönemde de kadınlar kendilerini bekleyen birçok sorunla karşı karşıyadır. Sorunların çözümü için kadınların hayatın her alanında ve karar mekanizmalarında aktif görev almaları önemlidir ve desteklenmelidir.
Dünyamız çatışma ve savaşlara sahne olurken, özellikle kadınlar ve çocuklar için yaşam her geçen gün zorlaşmaktadır. Son günlerde yaşanan gelişmeler hepimizi üzmekte ve korkutmaktadır. Bizler savaşı yaşadık ve sonucu bölünmüş bir ada, bölünmüş yaşamlar oldu.
Avrupa Sendikaları Eğitim Komitesi - ETUCE'e üye Kıbrıslı eğitim sendikaları olarak, 8 Mart Dünya Kadınlar gününde emekçi kadınlarımızın onurlu ve örgütlü mücadelesini selamlıyoruz. Hayatın her alanında cinsiyet eşitliği bilincini sağlayacak ve geliştirecek adımların atılması, gelecek nesillerin eşitlik, demokrasi, adalet, karşılıklı kabul ve uzlaşma değerleriyle yaşaması için ortak mücadelemizin devam edeceğini belirtmekten mutluluk duyuyoruz.”
KTOEÖS, OELMEK, KTÖS, POED, DAÜ-SEN, OLTEK
Feminist Atölye Aktivistleri 8 Mart’ın toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele verilecek gün olduğunu kaydetti
Feminist Atölye aktivistleri, 8 Mart’ın toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele verilecek gün olduğunu kaydetti.
Feminist Atölye tarafından yapılan yazılı açıklamada, kadınlar olarak farklı coğrafyalara, dillere, renklere ve koşullara doğulsa bile hayatları boyunca erkek egemen sistem tarafından cinsiyete dayalı ayrımcılığa, baskılanmalara ve ötekileştirilmeye maruz kalındığı belirtildi.
“Aktivistler olarak 8 Mart bizim için metalaşacak ve çiçeklerle kutlanacak değil, toplumsal cinsiyet eşitliği için mücadele verilecek gündür.” ifadeleri kullanılan açıklamada, dünyada ve ülkede güç kazanmaya çalışan popülist, otoriter, militarist ve muhafazakar politikaların yarattığı krizlerin bedelini kadınlar ve ötekileştirilen grupların daha ağır biçimde öderken; erkek egemen sistemin tahakküm sağanağında olan mülteci kadınlarla, LGBTQ+ bireylerle ve göçmen kadınlarla birlikte eşitlik mücadelesi vermeye devam edileceği kaydedildi.
Sosyal, ekonomik, cinsel ve psikolojik tahakkümlere karşı mücadele etmeye kararlı olunduğu belirtilen açıklamada, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin bir an önce teşkilatlanması için ısrarcı olunacağı kaydedildi.
Kamu hizmetleri için bütçe ayıranların, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bütçeleme ile tanışmaya çağırmaya devam edildiği belirtilen açıklamada, kadın emeğinin hem ev içinde hem de iş yerinde sömürülmemesi için yasal düzenlemeler yapılması gerektiği belirtildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Toplumsal cinsiyet rolleri, çocuk ve yaşlı bakım hizmetlerinin kadınlar tarafından verilmesini atamış olsa bile, bu hizmetleri verme sorumluluğunun devlette olduğunu ısrarla hatırlatmaya devam ediyoruz.
Gece kulüplerinde yaşanan cinsel şiddet ve hak ihlalleri görmezden gelince son bulmayacağı için; gece kulüplerine karşı yasal düzenleme yapılması gerektiğini hatırlatmaya devam ediyoruz.
Israrla haklarımızı hatırlatmaya ve ısrarla sesimizi çoğaltmaya devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki, Yaklaşın, şunu göreceksiniz: Feminizm Herkes İçindir.”
İş Kadınları Derneği Başkanı Candemir: “kadınlara övgüler dizip kutlama yapmak yerine somut adımlar atılmalı”
İş Kadınları Derneği Başkanı Selin Candemir, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, kadınlara övgüler dizip kutlamalar yapmak yerine, kadınların fırsat eşitliği temelinde tüm haklardan yararlanabildiği bir düzen yaratmak amacıyla somut adımlar atılmasının en büyük dilekleri olduğunu ifade etti.
Candemir yaptığı yazılı açıklamada, 8 Mart tarihinin, kadınların hayatın her alanında eşit şekilde yer alması için yürütülen kadın hakları mücadelesinde dönüm noktası olan sembol bir tarih ve büyük bir öneme sahip olduğunu kaydetti.
1857 yılında ABD’nin New York kentindeki bir tekstil fabrikasında çalışan kadın işçilerin, çalışma koşullarının iyileştirilmesi talebiyle yaptıkları grev, polisin işçilere saldırması ve sonrasında çıkan yangında birçok kadın işçinin hayatını kaybettiğine işaret eden Candemir, “O acı olayı unutmamak ve bugünü, yapılan büyük ve anlamlı mücadeleyi anarak onurlandırmak gerekmektedir” dedi.
Ülkede kadının gerek ekonomik hayatta gerekse siyasi ve idari yönetim/karar alma mekanizmalarında yeterince yer almadığını ifade eden Selin Candemir, bunun nedenlerinin başında ekonomik ve sosyal etmenler geldiğini kaydetti.
“Cinsiyetçi yaklaşımlara karşı mücadeleyi sürdürmeliyiz”
Kadınların finansmana erişim noktasında yaşadıkları zorlukların aşılabilmesi ve girişimciliğe teşvik edilmesi için düzenlemeler yapılması ve katkılar sağlanması gerektiğini belirten Candemir, şöyle devam etti:
“Kadınlarımızın toplum tarafından kendilerine biçilen ‘eş’ ‘anne’ gibi roller dışında, iş hayatında eşit şekilde var olduğu ve olması gerektiğini her gün bıkmadan usanmadan dile getirerek, her platformda cinsiyetçi yaklaşımlara karşı mücadeleyi sürdürmeliyiz.”
Selin Candemir, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün, kadınlara övgüler dizip kutlamalar yapmak yerine, kadınların fırsat eşitliği temelinde tüm haklardan yararlanabildiği bir düzen yaratmak amacıyla neler yapılabileceği konusunda fikir ve karar üretmek için bir vesile olarak görülmesi ve somut adımlar atılmasının en büyük dilekleri olduğunu ifade etti.
“Öncelikle yasa koyuculara iş düşmektedir”
“Kadının her alanda eşit şekilde var olmasını sağlamak için öncelikle yasa koyuculara iş düşmektedir” diyen Candemir, şunları kaydetti:
“Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bir düzenin tesisi için “cinsiyet temelinde ayrımcılık yapmama, eşitliği güçlendirme ve bunları teşvik etme” yönündeki eğitimlerin, ilk öğretimden itibaren müfredata dahil edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.”
Daha güçlü bir toplum yaratmak için daha güçlü kadınların yetişmesi gerektiğinin yadsınamaz bir gerçeklik olduğunu ifade eden İş Kadınları Derneği Başkanı Candemir, şöyle devam etti:
“Daha güçlü kadınların yetişmesi ise onların sosyal ve ekonomik anlamda kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlamaktan geçer. Ekonomik olarak kendi kendine yeten kadınlar kendini daha güvende, daha özgür hissetmekte ve güçlüklerle daha rahat mücadele edebilmektedir.”
Selin Candemir, İş Kadınları Derneği’nin de misyonu gereği, daha çok kadının ekonomik yaşama katılımını sağlamak ve kadın girişimcileri teşvik etmek için bu kapsamda faaliyetlerini sürdürdüğüne işaret etti.
Candemir, “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik hayatta var olabilmesi, daha iyi şartlarda yaşam sürebilmesi için mücadele eden, bu anlamda rol model olan, düşünen, sorgulayan, üreten tüm emekçi kadınlarımızı en derin dostluk duygularımızla selamlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Memur-Sen: “Sıfır fiziki ve manevi şiddet ana hedefimizdir”
Kıbrıs Türk Memur Sendikası (Memur-Sen) Genel Başkanı Akın Manga, hedefin kadına şiddetin sıfırlanması olması gerektiğini belirtti.
Manga, yayımladığı mesajda, “Kadınların maddi-manevi her türlü şiddete maruz kalmasını, şiddetle kınıyoruz. Sosyal hukuk devleti olan KKTC’de kadınlarımıza, sıfır fiziki ve manevi şiddet ana hedefimizdir. Kadınlara yönelik koruyucu sosyal destek güvencesi sunulmalıdır. KKTC Meclisi’nde de, kadın-erkek eşitliğini sağlayacak kadın kotasının, yasamada istikrar sağlayacağından eminiz” dedi.
Manga ayrıca, Kıbrıs Türk kadınının da Kıbrıs Türkü’nün mücadelesinde önemli rol aldığını vurguladı.
Gıda Mühendisleri Odası: “Yaşasın 8 Mart; Yaşasın kadın hakları mücadelesi”
Gıda Mühendisleri Odası (GMO) kadına yönelik fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddetin her geçen gün artmaya devam etmesine rağmen kadınların direnmeye ve dünyayı değiştirmek için çalışmaya devam ettiğini belirtti.
GMO’dan yayınlanan mesajda, gıdanın tarladan sofraya ulaşımına kadar farklı dönemlerde ve farklı coğrafyalarda kadın emeğinin en büyük ortak payda olup, canlıların yaşamlarını sürdürmelerinde beslenme ve gıda ihtiyacının karşılanması görevinin genelde kadınlar tarafından gerçekleştirildiği belirtildi.
Mesajda şunlara yer verildi:
“Kadınlar ister ev kadını ister öğretmen ister mühendis ya da nerede olurlarsa olsunlar güçleri, kararlılıkları ve inançlarıyla dünyayı daha iyi bir yer haline getirdiler.
Yüksek oranda kadın üyeye sahip olan bir Oda olarak, emeği ve hayatı için direnen kadınları selâmlıyor, dünyada ayrımcılık ve şiddetin olmadığı, kadın varlığına ve haklarına saygı gösterilen, aydınlık ve demokratik daha güzel günlerin yaşanması umuduyla tüm kadın üyelerimiz ile birlikte tüm emekçi mücadeleci kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlarız.”
Girne Düşünce Derneği: Emekçi kadın sosyal güvenceden yoksun
Girne Düşünce Derneği, mesajında, 8 Mart’ın kadın haklarına dair bir gün olarak ilk kez kutlanmaya başlamasının üzerinden 100 yılı aşkın zaman geçtiği ancak, 2022 yılında hala toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı, kadınların ve LGBTI+ bireylerin ayrımcılık ve hak ihlalleri yaşadığı, eril tahakküm altında baskı ve çeşitli şiddet türlerine maruz bırakıldığı bir düzende yaşandığı kaydedildi.
Kuzey Kıbrıs’ta özel işte çalışan, sosyal güvenceden yoksun emekçi kadınlara karşı pandemiden dolayı ekonomik şiddetin dozunun arttığı ileri sürülen açıklamada, sosyal devlet olmayan yapının içinde, kayıt dışı ekonomide kadının emeğinin de daha da görünmez hale geldi belirtildi.
“1 Ocak 2008'de yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Yasası ile bu tarihten itibaren kamuda göreve başlayan kadınların yasal olarak sahip olduğu beş yıla bir yıl yıpranma payının yürürlükten kaldırıldığı” kaydedilen açıklamada, Türkiye Cumhuriyetinde var olan muhafazakar politikaların Kuzey Kıbrıs’ta da uygulanması için Kuzey Kıbrıs’ta ‘Aile Çalıştayı’ düzenlenerek kadının yerinin kamusal alan değil, ev içinde ‘anne’ kimliği ile var olmasının öngörüldüğü, Aile Çalıştay’ına katılan ve katkı koyanların devletin belirlediği aile kavramının dışında kaldığı, LGBT+ bireylerin yer almadığı kadınlarla ilgili politikalar üreterek kararlar alındığı iddia edildi.
Kuzey Kıbrıs’ta yapılan son seçimlerde mecliste kadın milletvekili sayısının artmış olsa da bakanlar kurulunda hiçbir kadının olmamasının, kadının siyasetteki temsiliyetinde var olan ataerkil ve muhafazakar zihniyetin devamının göstergesi olduğu ileri sürülen açıklamada, dünya gündeminde savaşlar devam ederken kadının özgürleşmesi ve varoluş mücadelesinin göz ardı edilmeye devam edildiği kaydedildi.
Daha özgür ve daha eşit bir yaşam için muhafazakar ataerkile, neo-liberalizm politikalarına, sömürüye baskı ve kolonyalist politikalara karşı kadınlar ve LGBTİ+ bireylerin dayanışmayı büyüterek Kıbrıs’ta federasyon ve barış için eril tahakkümden bağımsız, örgütlenerek mücadele etmeye devam etmesinin şart olduğu kaydedilen açıklamada, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, insanın öteki üzerinde her türlü tahakkümünün son bulduğu, her türlü ayırımcılığın ve hak ihlallerinin yaşanmayacağı düzen için eşitlikçi ve adil toplum ilkelerini benimsemiş herkes ile omuz omuza mücadelelerinin süreceği belirtildi.
Avrupa Komisyonu’nun Desteğiyle “Bilimde Kadının Rolü” konulu webinar düzenlenecek
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Avrupa Komisyonu’nun desteğiyle “Bilimde Kadının Rolü” konulu webinar düzenlenecek.
AB Bilgi Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre 9 Mart Çarşamba günü 16.30-18.00 saatleri arasında Zoom platformu üzerinden gerçekleştirilecek webinarın açılış konuşmasını Avrupa Komisyonu Reform Genel Müdürlüğü Koordinasyon, Kaynaklar ve Yardım Programı Direktörü Judit Rozsa yapacak.
Katılımcıların Kıbrıs'ta Kayıp Şahıslar Komitesi bünyesinde çeşitli bilim dallarında çalışan Kıbrıslı kadın bilim insanlarıyla tanışma ve onlardan ilham alma fırsatı bulacağı webinar İngilizce dilinde gerçekleştirilecek; Türkçe ve Yunanca dillerinde eş zamanlı çeviri yapılacak.
Etkinliğe katılmak için https://bit.ly/3vnLloy linkinden kayıt formunu doldurulması gerekiyor.
FOTO TAK EROL UYSAL