SAAT 20:20
Üreticilerin Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’ndaki eylemi sona erdi.
Kuraklık ödemelerinin Tarım Sigorta Fonu’nun borçlandırılarak yapılmasına karşı çıkan Çiftçiler Birliği, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ile Küçükbaş Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği üyeleri, eylemlerini sonlandırarak sadece Tarım Sigorta Fonu’nun yaptığı toplantıyı izlemek amacıyla yönetim düzeyindeki temsilcilerini bakanlıkta bıraktılar.
Bakan Nazım Çavuşoğlu ile üretici birliklerinin yönetiminde olmayan diğer eylemciler ise Tarım Bakanlığı’ndan ayrıldılar.
SAAT: 17.00
Kuraklık tazminatlarının ödenmesi talebiyle Tarım Bakanlığı’nı basarak şok eylem yapan çiftçiler ve hayvancılar, eylemlerini sürdürüyor.
Eylemcileri temsilen bir heyet, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu tarafından kabul edildi.
Eylemin şeklinin, toplantıdan çıkacak sonuca göre şekilleneceği belirtildi.
-----------
Çiftçiler Birliği ve Hayvancılar Birliği Yönetimi ŞOK EYLEM’le Tarım Bakanlığı binasına girdi, Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun makam odasını işgal etti.
Sorun çözülmeden bakanın odasından çıkmasına izin vermeyeceklerini belirten üreticiler ALACAKLARINI talep ediyor.
Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile görüşmelerden olumlu yanıt alamadıklarını da belirten Çiftçi ve Hayvancılar, Nazım Çavuşoğlu’nun da bakanlıktan ayrılmasına izin vermiyor.
“Hükümete 1 saat süre” diyen Çiftçiler Birliği Genel Sekreteri İbrahim Alkan, bir saat süre içinde olumlu yanıt alamamaları durumda eylemlerini şekillendireceklerini kaydetti.
Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Kelle'nin açıklamaları şöyle:
"Kuraklık ödemelerinin Tarım Sigortası'ndan borçlanarak yapılması istenir bu tüzüğe aykırıdır. Bizim talebimiz bu paranın tarım sigortasına hibe olarak verilmesidir. Bize ayın 17’sine kullanabileceğimiz şekilde bu paranın hesabımızda olacağı söyledi.
Biz sabırla 17’sini bekledik fakat 17’sinde aldığımız cevap bizi bir o kadar daha üzmüştür. Biz yaptığımız istişarelerde kuraklık tazminatı belirlenirken yaptığımız çalışmalarda toplamda 64 milyon TL’nin, 50 milyon TL’sinin Türkiye tarafından karşılanacağıydı. Ve ilk taksitinin de 25 milyon TL’nin Türkiye’den hibe olarak Tarım Sigortası’na verilerek bunun üreticilere aktarılması yöntemiyle olacaktı.
Pazartesinden beri Tarım Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalar, istişarelerde burada bordroların hazırlanacağı ve ödemeye hazır olduğu yönündeki çalışmaları yerinde gördük, Salı günü Serdar beyle Mecliste görüştüm ve orada benim önümde talimat vererek ödemenin Çarşamba gününe hazırlanması için talimat verdi. Fakat bugün görüyoruz ki bu ödemenin yapılması için koşullar konmaktadır. Nedir nu koşullar? Tarım Sigortası’nın borçlandırılması istenmektedir. Tarım Sigortası’nın tüzüğü yanımızdadır, çok açıktır, bu tüzükte diyor ki borçlanma imkansızdır. Tarım sigortası borçlanamaz, avans alamaz, mahsuplaşma yöntemiyle de herhangi bir şekilde devletten katkı alarak bunu üreticiye dağıtamaz. Bu yüzden burada yatacak paranın hibe yöntemiyledir, bizim talebimiz Tarım Sigortası'na hibe yöntemiyle verilmesi ve Türkiye'den gelecek kaynak ile yerine konmasıdır.
Eğer bu durumda, hükümetin ödemede herhangi bir sıkıntısı varsa ve bu parayı alamıyorsa bunun çıkıp hükümet yetkilileri açıklamalıdır. Maliye ısrarla ödemeyi Tarım Sigortası’ndan borç olarak vermek istemekte, kuraklık eğer borçlanarak ödenirse Tarım Sigortası, Toprak Ürünleri Kurumu gibi işlevini yitirecektir, Cypfruvex’in durumuna düşecektir ve yine aynı şekilde Sanayi Holding gibi kapanacaktır. Biz bu kuruma sahip çıkmak istiyoruz. Esas amaç para değildir, Tarım Sigortası’nın işlevinin sürdürmesidir.
Tarım sigortası işlevini yitirdiği gün bu ülkede tarımın bittiği gündür, don olaylarını, hayvan hastalıklarını ödeyemeyecek demektir. bize bu kaynağın nerde olduğu açıklanması gerekir. Tabii ki hükümetin diğer kanadı ile yaptığımız görüşmede, Başbakanın üreticiye olan iyi niyetini iyi biliyoruz ve bunun ödemesi yönünde çaba sarf ediyor, talimat verdiğini biliyoruz fakat bugün de Tarım bakanının yaptığı bütün girişimle neticesinde, Maliyenin ısrarla bunu Tarım Sigortası'nın borç olarak vermek istemektedir.
Biz varsak kendileri buradadır. Eğer para istiyorlarsa son yaptıkları ve ellerinde boş döndükleri, bizim büyük bir umutlarla barışın olacağı ve bir barış ortamında üretim yapacağımızı hedeflerken, harcanan o kadar para vardı bu paralar beş defa daha Cenevre’ye gitsinler, bizim paramız zaten ortaya çıkacaktır. Önemli olan biz bu ülkede para olmadığına inanmıyoruz, bu kaynağın olmadığına da inanmıyoruz."