Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği, ülkeye ithal edilen sertifikalı buğday, arpa ve ülkede geliştirilen Reşatbey ve Beşparmak arpalarının çimlenme, kuraklık, hastalık ve dona karşı dayanıklılığı ile verimini kıyaslayabilmek için Alaniçi köyü bölgesine adaptasyon takip parselleri kurdu.
Sertifikalı tohumların tercih edilmesinin nedeninin, çiftçilerin kendileri için ürettiği tohumlukların yıllar içerisinde veriminin düşmesi, sertifikalı tohumların ise yüzde 25 daha çok verim sağlaması olduğu kaydedildi.
Denemede, ithal edilen sertifikalı tohumluk 9 çeşit buğday, 5 çeşit arpa ve Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Devlet Üretme Çiftlikleri Dairesi ve Türkiye Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) iş birliğinde geliştirilen Beşparmak, Reşatbey ve henüz tescillenmemiş bir çeşit arpa ile slajlık olarak da tritikale bulunuyor. Toplam 17 çeşit tohum, 30 dönüme ekildi.
Yan yana bulunan ve aralarında 1-2 metre aralık olan parsellerde çeşitlerin çimlenme, hastalıklara dayanıklılığı, soğuk (yatma eğilimi) ve verimi, çiftiler tarafından gözlemlenebilecek.
Nizam: "Amaç üreticinin daha yüksek rekolte ve kaliteli verim alması"
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Mehmet Nizam, TAK'a yaptığı açıklamada, genetiği yüksek tohumlukların ülkeye adaptasyonu çalışmasının ana amacının, girdi maliyetlerinin yükselmesiyle üretimin zorlaşmaya başladığu bu dönemde üreticinin daha yüksek rekolte ve kaliteli verim almasına yardımcı olmak olduğunu ifade etti.
Nizam, üreticilerin kendi değerlendirmelerini yapabilmek adına diledikleri zaman deneme parsellerini ziyaret edebileceğini ifade etti.
İleriki yıllarda Karpaz ve Güzelyurt’ta da adaptasyon gözetleme parselleri kurmayı planladıklarını ifade eden Nizam, yıllara göre de farklılıkları görebilmek adına parsellerin her yıl kurulacağını belirtti.
Nizam, parsellerin Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü ve Ziraat Mühendisleri Odası mühendislerinin kontrolünde olacağını da kaydetti.
Ekimin hububat mibzeri ile ekildiğini, mibzerle ekim yapıldığında hem gübre ve hem de tohumun aynı çizgiye düştüğünü ve tohum israfının önüne geçildiğini ifade eden Nizam, dönüme 28-30 kilogram tohum kullandıklarını kaydetti.
Çiftçiler Birliği Başkanı Mehmet Nizam, parsellerin Alaniçi bölgesinde kululmasının bir avantajının da Alaniçi bölgesinde iyi performans sergileyen çeşitlerin ülkenin her köşesinde iyi performans sergilemesi olasılığının yüksek olması olduğunu kaydetti.
Yüzde 40 verim kaybı
Sezonun kurak geçtiğine değinen Mahmet Nizam erken ekim yapılan ve ihtiyaç duyulan yağmurun yağmadığı yerlerde yüzde 40 verim kaybı beklediklerini ifade etti.
Buğday ekimi
Buğdayın daha çok su ihtiyacı bulunduğuna dikkat çeken Nizam, buğdayın verimini martta yağan yağmurların belirlediğini, yılın kurak geçmesi halinde dönüm başı 100 kilo verim alındığını ancak martta yeterli yağış düşmesi halinde 300 kilonun üzerine çıktığını anlattı.
Değirmenci: "Çeşitler bazında farklılıklar görülecek"
Tarım Dairesi Müdürü Reşat Değirmenci de çalışmanın en büyük getirisinin çeşitler bazında farkılıkları görebilme ve değerlendirebilme imkanı olacağını kaydetti.
Tohumluk arpa ve buğdayın yıllar içerisinde verim kaybı gösterebileceğini, buna "genetik olarak açılım" dendiğini kaydeden Değirmenci, sertifikalı tohumların sertifikasızlara göre yüzde 25 daha fazla verim verdiğini, hatta Kuzey Kıbrıs’ta kullanılan tohumlukların genetik olarak daha çok açılım yaşadığından, sertifikalı tohum kullanıldığında iki katına kadar verim alınabileceğini kaydetti.
Değirmenci, sertifikalı tohumlardan çiftçilerin ciddi verim kaybı olmadan 3-5 yıl kendi tohumunu da üretebileceğini de kaydetti.
Uluçam:" Sertifikalı tohumla daha çok verim"
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Erkut Uluçam ise adaptasyon gözlemleme çalışmasının çiftçilerin kendilerinin kıyaslama yapma imkanı tanıması açısından çok değerli bir çalışma olduğunu söyledi.
Ülkede çiftçilerin yüde 90’ının tohumluğunu kendisinin ürettiğini, ancak tohumların yıllar içerisinde verimsizleştiğini kaydeden Uluçam, çiftçilerin bu çalışmanın da yardımıyla kendilerinin tercih ettiği sertifikalı tohumu ekerek daha çok verim alabileceğini, tohumluğunu da daha verimli çeşitlerden elde etmeye devam edebileceğini kaydettti.
Uluçam ayrıca, çalışmanın süresinin önemine işaret ederek, 5-6 yılın ortalamanın görülmesi gerektiğini kaydetti.