Gamze PİR BAYKUR
Mağusa’da 5 Ekim 2017 tarihinde kendisinden ayrıldığı ve beyanındaki iddiaya göre kendisini aldattığı ve dolandırdığı için eski sevgilisi olan Halime Çetin’i planlayarak tasarrufundaki av tüfeği ile 4 el ateş edip öldüren sanık Hayrettin Özcömert’in mahkemesi dün sonuçlandı. Başta “Taammüden adam öldürme” ve “Adam öldürme” davası olmak üzere toplamda 10 davadan yargılanan sanık Özcömert, 35 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Davanın kararını okuyan Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, kararında cinsiyet eşitliğine değinerek “Sevgi şefkatin temeli, şiddetin ise zıt anlamlısıdır. Şiddet ancak zayıflığın ses tonudur” dedi.
4 el ateş ederek öldürmüştü…
Sanık Hayrettin Özcömert, kurduğu plan doğrultusunda, 5 Ekim 2017 tarihinde, bir süre nikahsız yaşadığı ve olaydan yaklaşık 3 ay önce ayrıldığı Halime Çetin’in kalmakta olduğu eve, tasarrufuna kanunsuz olarak taşıdığı adına kayıtlı av tüfeği ve canlı fişekleri alarak gitmişti. Sanık Özcömert, Halime Çetin’e yatak odası içerisinde 4 el ateş edip öldürmüş daha sonra ise konu evin ön balkonuna çıkıp av tüfeğini çene altına yerleştirip 2 el ateş ederek intihara teşebbüs etmişti.
Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, “Bir erkeğin sırf bir kadın üzerindeki etkisini kaybetmesi ve şiddete başvurması gücün değil ancak güçsüzlüğün yansımadır” vurgusunu yaptı.
“Ortak özelliğin eş ve sevgili kaynaklı olduğu görülür…”
Davanın kararını okuyan Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Fadıl Aksun, sanık Hayrettin Özcömert’i aleyhine getirilen tüm davalardan suçlu bularak mahkum ettiklerini açıkladı. Sanığı suçlu bularak mahkum ettikleri temel ve en ağır cezayı gerektiren Fasıl 154 Ceza Yasasının 203 ve 204. Maddelerine aykırı “Taammüden adam öldürme” suçlaması olduğunu vurgulayan Aksun, Ceza Yasasına göre bu suçun azami cezasının müebbet hapis cezası olduğunu ve mevzuat gereği 40 yıl hapislik şeklinde infaz edildiğini açıkladı. Aksun, bu meselede temel etkenin sanığı suça iten etkenlerin ne olduğu hususu olduğunu belirterek, bu noktada en temel olgunun, sanığın eski sevgilisi olan maktulün kendisi ile barışmadığı ve uzun süreye yayılan maddi ve manevi şiddet ve tehditlerin ardından öldürdüğü şeklinde ifade edilebileceğini söyledi. KKTC’de kadına karşı şiddetin arttığı ve özellikle cinayet ile sonuçlanan birçok davanın olduğuna dikkatleri çeken Aksun, yine bu davalardaki ortak özelliğin eş ve sevgili kaynaklı olduğunun görüldüğünü kaydetti.
“Şiddete başvurmak gücün değil, güçsüzlüğün yansımasıdır…”
Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, KKTC Anayasası’na göre her bireyin eşit olduğunu ve toplumda kadınların bu eşitliğin dışında olduğunu söylemenin ancak çağdışılık olacağını vurguladı. Kadının birey olduğu ve hayatının idaresini mutlak surette kendisinde olduğunu kabullenmemenin ise ancak bir zayıflık olduğunun altını çizen Aksun, bir erkeğin sırf bir kadın üzerindeki etkisini kaybetmesi ve şiddete başvurması gücün değil ancak güçsüzlüğün yansıması olduğunu açıkladı. Aksun, böyle bir eğilimin namus gibi toplumda kabul gören bir eril ile izahının da kesinlikle mümkün olmadığını belirterek, bu tarz eğilimlerin ancak kadına sahip olma gibi egosal durumla izah edilebileceğini kaydetti. Bu yaklaşımın hukukta kabul göremeyeceğinin altını çizen Aksun, her birey doğduğu andan itibaren hür olduğunu vurguladı. Aksun, olgulara bakıldığında sanık Özcömert’in, maktulün kendisi ile barışmayıp başka bir kişi ile gönül ilişkisi kurduğu için yaşadığı üzüntü ve duygusal karmaşa içerisinde olduğunun görüldüğünü ifade ederek, sanığın bu düşünceleri ile maktulü katlettiğini açıkladı. Sanığın, bu hareketini meşru göstermek adına maktul için geçmişte ciddi maddi fedakarlıklar yaptığını öne sürdüğünü belirten Aksun, sanığın maktul için yaptığı fedakarlıkları zorla yaptığı yönünde mahkeme huzurunda herhangi bir olgu olmadığını dile getirdi.
Aksun, “İnsan hayatına kasten ve planlı bir şekilde son verilmesi en başta bir insanlık suçudur. Sevgi şefkatin temeli, şiddetin ise zıt anlamlısıdır. Şiddet ancak zayıflığın ses tonudur. Şiddete eğilim mahkeme tarafından kesinlikle kabul görmez”
“Sanık soğukkanlılık ve planlı bir şekilde maktulü katletti…”
Gönül ilişkileri içinde mutluluk olduğu kadar mutsuzluk ve ayrılığın da olduğunu dile getiren Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, kişilerin birbirini sevmeye zorlamasının, ilişkinin devamına veya kendisinden başka bir kişi ile gönül ilişkisi kurmamaya zorlanmasının ne toplum yapısına ne de cinsiyetler arası eşitliğe uymadığını açıkladı. Aksun, bunun aksine bir davranışın ise bireylerin toplum içindeki huzurunu ve özgür iradelerini zayıflatıp zarar verdiğini vurgulayarak, sanığın bu olgunun aksine maktulü soğukkanlılık ve planlı bir şekilde katlederek cinayetin işlediğini söyledi. Duyguları ne olursa olsun sanığa hoşgörü ile yaklaşmanın mümkün olmadığının altını çizen Aksun, sanığın kendince maktule ceza kestikten sonra yargılanmasını önlemek amacı ile kendi canına da kıymaya çalışıp cezasını kendi vermeye çalıştığını belirtti.
“İnsan hayatına kasten son verilmesi bir insanlık suçudur…”
Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Heyet Başkanı Fadıl Aksun, sanık Hayrettin Özcömert’e ceza takdir ederken aleyhine ve lehine olan tüm faktörleri değerlendirdiklerini belirtti. Aksun, en ağır suçu işleyen sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza dışında bir ceza vermenin uygun olmadığını açıkladı. İnsan hayatına kasten ve planlı bir şekilde son verilmesinin en başta bir insanlık suçu olduğunu vurgulayan Aksun, sanığın ne kadar pişman olsa da giden insan hayatı olduğu için bunun telafisinin olmadığını belirtti. Aksun, cinayetin soğuk kanlılık ile işlendiğinin göz önüne alınmasından sonra sanığın lehindeki faktörlere gereğinden fazla değer verilmesinin uygun ve dengeli bir sonuç yaratmayacağını ifade etti. Bu planlı cinayet meselesinin, sanığın beyanı ile, “sevgi ve aşk yüzünden” açıklamasının kabul edilemeyeceğini belirten Aksun, “Çünkü sevgi şefkatin temeli, şiddetin ise zıt anlamlısıdır. Şiddet ancak zayıflığın ses tonudur. Şiddete eğilim mahkeme tarafından kesinlikle kabul görmez” ifadelerini kullanarak, sanık Özcömert’i oy birliği ile 35 yıl hapis cezasına mahkum ettiklerini açıkladı.