Cinayete teşebbüs

Cenk Mutluyakalı

 

Peşine düşmek, önüne kesmek, kapısını zorlamak ve yola indirmek geldi içimden!
Elbette bunu yapmadım.

Trafik ışıkları var, başşehrin en işlek caddesi, belki tek bulvarı, tören alanının orada...
Adanın kuzey yarısının “geçiş” hattı!
Mağusa, Lefkoşa, Ercan, Omorfo, Lefke, Girne hepsini birbirine bağlıyor.
Sanayiden buraya çıkarken kırmızı ışığı 90 saniye beklememiz gerekiyor.
Yeşil ışık ise 14 saniye yanıyor.
Ve doğal olarak, bu “sınırlı” zamanda hemen ana yola fırlamak istiyorsunuz.

*  *  *

Gece saat yedi gibi gazeteden çıktım, bir toplantıya gitmem gerekiyor.
Trafik ışıklarına geldim, ki aslında  burası kendimi en güvenli hissetmem gereken yer.
Ne de olsa “kırmızı” dünyanın her yerinde “dur” demek, “yeşil” de geç.
Daha ana okulda bunu öğretiyorlar.

*  *  *

Yeşil yandı!
Yola fırlamam lazım.
İyi ki bunu yapmamışım.
Tam geçeceğim ki, bir beton kamyonu, nasıl da son sürat...
Beton mikserli canavar!

Ve  aslında onun önündeki kırmızı ışık dört-beş saniye önceden yanmış olmalı.
Geçti!
Eğer “yeşil”le birlikte geçsem, şu anda, bu köşe muhtemelen “siyah” olacaktı.
Hemen yan şeridimdeki araç da yola çıkacak gibi oldu, kıl payı durdu.
O da kurtardı.

*  *  *

O an direksiyonu ters istikamete çevirmek, aracın peşine düşmek, o şoförü araçtan indirmek ve ne kadar gücüm yetiyorsa saldırmak istedim.
Hiç yalanım yok, bu geçti aklımdan.
Geceydi, süratliydi, karanlıktı, plakasını da alamadım.
Trafik ışıklarını ihlal etmek, hem de ağır vasıtayla, hem de diğer şeritten gelenler böylesine savunmasız durumdayken…
Cinayete teşebbüstür bu!

Kaza yaşandıktan, birileri öldükten sonra suçluyu ilan etmenin faydası da yoktur.

*  *  *

Seyyar kameralar yer almalı böylesi kavşaklarda, trafik ışıklarında, hele de şu ana yolda, bulvarda mutlaka olmalı.
Ve evet, böylesi sorumsuzlar cinayete teşebbüsle yargılanmalı!