“Cinsel yönelimi nedeniyle hücrede tutulması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasamıza aykırı”

Sanığın avukatı, cezaevinde trans birey olmasından ötürü güvenliğinin sağlanamayacağı gerekçesiyle bekleme süresini hücrede geçirdiğini iddia etti, mahkeme heyeti konunun araştırılması ve gereğinin yapılması hususunda emir verdi.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nden yine ders niteliğinde bir karar çıktı. Ülkeye tasarrufundaki şahsi kullanımlık uyuşturucu madde ile giriş yaparken tespit edilen ve yargı süreci başlatılan trans birey sanık Marin Tonev aleyhindeki karar açıklandı.

Kararın konusu olan uyuşturucu meselesinden çok ortaya atılan iddia Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesini de harekete geçirdi.

Sanığın cezaevinde trans birey olmasından ötürü güvenliğinin sağlanamayacağı gerekçesiyle bu bekleme süresini hücrede geçirdiği avukatı Yağmur İzcan tarafından ortaya atılması mahkeme heyeti tarafından konunun araştırılması ve gereğinin yapılması hususunda da emir verildi.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkan Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Vedia Barkın ve Yargıç Murat Soytaç’ın oy birliği ile vermiş olduğu kararı Başkan Fadıl Aksun açıkladı.

Mahkeme, Marin Tover’i 75 gün hapis cezası ile cezalandırırken, iddiaların da araştırılmasını talep etti.

Sanığın avukatı, ortaya koyduğu iddiada Tover’in ‘cinsel eğiliminden veya trans bir birey olmasından ötürü koğuş yerine hücrede tutulduğu’ bunun insan haklarına aykırı bir muamele olduğu belirtildi.

 

“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Anayasamıza aykırı”

Kararda Fadıl Aksun sanık avukatının yapmış olduğu ‘insan haklarına aykırı muamele’ üzerine “Bu durum bir hukuk devletinde kabul görmeyecek bir uygulamadır ve mutlaka düzeltilmelidir” değerlendirmesinde bulundu. Aksun, bu durumun gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde belirlenmiş temel haklara gerekse Anayasamızda düzenlenen eşitlik ve kişisel hak ve özgürlüklerin korunması kurallarına aykırı olduğuna vurgu yaptı.

 

Aksun, değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

“Sanık avukatı sanığın trans bir birey olduğunu ancak kimlik belgesinde hala “erkek” olarak göründüğünden cezaevinin erkek bölümünde tutulduğunu; bu hususun anlaşılabilir olduğunu ancak sanığın merkezi cezaevi tarafından şahsi güvenliğinin sağlanamayacağı gerekçesi ile koğuş yerine hücrede tutulduğunu ifade etmiş; bunun da sanığın görüş ve telefon hakları gibi birçok konuda mağdur olmasına yol açtığını ifade etmiştir. Öncelikle bu hususun bir iddia olduğu ve cezaevinden bu yönde bir görüş almadığımıza değinmek isteriz.

Nitekim, sanık avukatının da sanığın mahkememiz huzurunda bulunduğu celse böyle bir yakınmada bulunmadığından bu hususun cezaevinden soruşturulması mümkün olmadığı gibi mahkememizin konuya müdahil olma imkanı da olmamıştır. Ancak Sanığın davası hakkında bugün nihai kararı vereceğimizden sanık avukatının yakınmalarını tekrar ele alma olasılığımız kalmayacaktır; dolayısı ile bu hususlara değinmemizin yerinde olacağını düşünmekteyiz.

Sanık avukatı sanığın cinsel eğiliminden veya trans bir birey olmasından ötürü koğuş yerine hücrede tutulduğunu ifade etmiştir; “Hürce Hapsi” değiştirilmiş şekli ile Cezaevleri Tüzüğünün 146. Maddesinde bir “disiplin cezası” olarak tanımlanmıştır. Durum böyle olmakla birlikte huzurumuzdaki sanığın cezaevinde disiplin suçu işlediğine dair bir olgu yoktur. Eğer sanık avukatının dile getirdiği şekilde sırf cinsel eğilimi veya trans birey oluşu dolayısı ile (kendi güvenliğinin sağlanabilmesi için) hücrede tutulduysa bu sanığın yok yere cezalandırılması anlamına gelir ki bu ağır bir hak ihlalidir. Bu durum (eğer var ise) gerek hukukumuzun parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde belirlenmiş temel haklara gerekse Anayasamızda düzenlenen eşitlik ve kişisel hak ve özgürlüklerin korunması kurallarına aykırıdır. Bu durum bir hukuk devletinde kabul görmeyecek bir uygulamadır ve mutlaka düzeltilmelidir. Dolayısıyla Merkezi Cezaevinin bağlı bulunduğu İçişleri Bakanlığının konu hakkında bilgilendirilmesi ve eğer yukarıdaki iddiaların doğruluğunun tespit edilmesi halinde gereğini yapması gerekecektir” dedi.

 

75 gün ceza aldı…

Başkan Fadıl Aksun değindiği bu özel hususun ardından sanığın işlemiş olduğu Uyuşturucu madde ithal ve tasarruf suçundan suçlu bulup mahkum ederken sanığın tasarrufunda bulunan az miktarda ve kendi kullanımı için olan miktar nedeni ile 75 gün hapis cezası ile cezalandırdıklarını açıkladı.

(Kamalı Haber)

Haberler Haberleri