Fayka Arseven KİŞİ
Hukuk, Siyasi İşler ve Dış ilişkiler Komitesi Başkan Yardımcısı, CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya, Evlilik Dışı Doğan Çocuklar Yasası’nın önemine dikkat çekerek, çocuklar arasındaki ayrımcılığın ortadan kalkacağını, büyük bir anomalinin yasa ile giderileceğini ifade etti.
Derya, hazırlanan bu yeni yasanın ardından verasetle ilgili düzenlemelerin yapılmasının da önemli olduğunu kaydetti.
Yurttaşlık Yasası ile ilgili bir ilerlemenin olmadığını da vurgulayan Derya, Baybars'ın 28 Mayıs 2019 tarihli bir TV programında "Yurttaşlık Yasası hazır 1 ya da 2 hafta içerisinde göndermiş olurum" dediğini hatırlatarak " bugün itibarıyla 38 hafta oldu? Niye gelmiyor?" diye sordu.
İnsan ticareti ve insan kaçakçılığı suçlarının önlenmesi konusunda da yasal çalışmanın tamamlanmak üzere olduğunu kaydeden Derya, bu hafta komiteden oylamasını yapılabilecek aşamaya geldiklerini dile getirdi.
Bu hafta CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya ile komite çalışmalarını ve gündemlerinde olan önemli yasa çalışmalarını konuştuk.
“Yürürlükte olan Fasıl 278 Evlilik Dışı Çocuklar Yasası, evlilik içinde doğan çocukla, evlilik dışı doğan çocuklar arasında ayırım yapıyor. Bir çocuk, evlilik dışında doğmuşsa, soy bağının kurulması, miras hakkı, soyadı meselesi gibi birçok problemli husus var. Bununla ilgili davalarda da insanların ne gibi mağduriyetler yaşadığını da görüyoruz.”
- YENİDÜZEN: Evlilik dışı çocuklarla ilgili yasal bir çalışma yapıyorsunuz. Nedir yasanın amacı, kapsamı, neden böyle bir yasaya ihtiyaç duyuldu?
- Doğuş DERYA: Bu ülkede eşitlik ve hak politikaları geç konuşulmaya başladı. İnsanlar arasında yaş, cinsiyet, doğum yeri, etnik köken veya cinsel yönelim açısından ayrım yapan yasaların tadil edilmesi yakın döneme kadar erteleniyordu. Biliyorsunuz, ben ilk milletvekili olduğum 2013 yılından beridir başta kadın hakları ve çocuk hakları olmak üzere temel insan hakları ile ilgili birçok yasada var olan ayrımcılıkları gidermek üzere uğraştım.
Ceza Yasası’nın çağdaş bir içerikle dönüştürülmesi, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin teşkilat yasasının geçmesi, Aile Yasası’nın toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde ve çocukların yüksek menfaatini gözetecek şekilde düzenlenmesi yönünde çalışmalar yaptık ve ciddi ilerlemeler ortaya koyduk.
Yine kadınların, siyasal katılımının artması için Siyasal Partiler Yasası’na yüzde 30 cinsiyet kotasının aday listelerine konması… Bunları başardık.
Fakat yine o dönemde çalışıp da tamamlayamadığımız Fasıl 278 Evlilik Dışı Çocuklar Yasası vardı. 2017-2018 arasındaki dönemde bu yasanın günümüz şartlarına uygun bir şekilde düzenlenmesi ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesine uygun hale gelmesi için çalışmıştık. Aile davalarına bakan birçok avukat arkadaşlar ile görüşmüş ve ortaya bir taslak çıkarmaya çalışmıştık. Seçim süreci ile bu çalışma kesintiye uğramıştı.
“Fasıl 278 Evlilik Dışı Çocuklar Yasası, çocukları doğdukları anda anne ve babalarının evli olup olmadıkları kriteri üzerinden ayırıyor. Çocukların ‘soydanlığı düzgün olan – olmayan’ ‘nesebi sahih – gayrisahih’, ‘meşru – gayrimeşru’ gibi ayrımlara tabi tutulması 1996 yılında kabul ettiğimiz BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne de aykırı."
Yürürlükteki yasanın problemi ne? Bir kere evlilik içinde doğan çocukla, evlilik dışı doğan çocuklar arasında ayırım yapıyor. Bir çocuk, evlilik dışında doğmuşsa, soy bağının kurulması, miras hakkı, soyadı meselesi gibi birçok problemli husus var. Çocukları doğdukları anda anne ve babalarının evli olup olmadıkları kriteri üzerinden ayırıyor. Çocukların “soydanlığı düzgün olan – olmayan” “nesebi sahih – gayrisahih”, “meşru – gayrimeşru” gibi ayrımlara tabi tutulması 1996 yılında kabul ettiğimiz BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne de aykırı. Bu tanımların onur kırıcı olması bir yana, daha dünyaya ilk geldiği andan itibaren çocuklar arasında ayrım yapılması da çocukların geleceğinin şekillenmesi anlamında ciddi sosyal sıkıntılar üreten bir durum. Bu konuda yaşanan davalarda da hem ebeveynlerin hem de çocukların ciddi sıkıntılar yaşadığını da görmekteydik. Geçtiğimiz dönem tamamlayamadığımız bu Yasa çalışmasını tamamlamak için, 2019 yılında, ben bu çalışmayı devam ettirdim. Çünkü sadece KKTC vatandaşı olan değil, KKTC vatandaşı olmayıp da bu ülkeye işçi olarak gelmiş insanların da çocuk sahibi olup yaşadıkları sıkıntılara şahit olmuştuk.
"Barolar Birliği Başkanı sayın Hasan Esendağlı ile birlikte yeni bir çalışma yaptık ve evlilik dışında doğan çocukların, evlilik içinde doğan çocuklarla eşit haklara sahip olduğunu net bir şekilde ortaya koyan, çocuğun yüksek menfaatini koruyarak eşitlik sağlayan bir yeni yasa hazırlandı.”
“Tertemiz, yeni bir yasa”
Bununla ilgili çalıştığım taslağı Barolar Birliği Başkanı Sayın Hasan Esendağlı’ya gönderdim. Kendisi hem mevzuatı iyi bilen hem de dava deneyimi açısından oldukça tecrübeli biri olduğu için konuya hâkimdi. Sayın Hasan Esendağlı, sağ olsun, benim yaptığım değişikliklerin ötesine geçerek, tertemiz yeni bir yasa çalışması yaptı. Bu düzenlemede evlilik dışında doğan çocukların, evlilik içinde doğan çocuklarla eşit haklara sahip olduğu net bir şekilde ortaya koyuldu. Tüm çocukların doğum anından itibaren eşit olduğu temel prensibi üzerine kurgulanmış; Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan haklara ve evlilik içinde doğan çocukların statüsünü düzenleyen Aile Yasası’ndaki düzenlemelere paralel düzenlemeleri içeren bir taslak ortaya çıktı.
“Eşitlik prensibi”
Evlilik dışında doğan çocukların yasal statüsü “eşitlik prensibi” temel alınarak belirlenmesi yanında, evlilik dışında doğan çocukların soyadlarının belirlenmesine ilişkin kurallar ile anne ve babanın birlikte müracaat etmek suretiyle evlilik dışında doğan çocuğun babasının kayıt altına alınabileceğine ilişkin kurallar düzenlendi. Babalığın mahkeme kararı ile kayıt altına alınmasına ilişkin kurallar, evlilik dışı çocukların velayetinde mahkeme kararı ile değişiklik yapılabilmesi ile ilgili kriterler ve yönteme ilişkin kurallar düzenlendi. Ayrıca velayetin ölüm sebebiyle değişmesi, anne ve babanın evlilik dışı çocukların eğitim ve diğer giderlerini müştereken karşılamakla yükümlü olduklarına; bunun yanında ekonomik güçsüzlük halinde çocuğun gelirlerinin bu amaçla kullanılmasına mahkeme tarafından yetki verilebileceğine ilişkin kurallar bütünsel olarak ele alındı. 2015 yılında Aile Yasa'sında yaptığımız değişikliklerle de uyumlu hale gelmesi sağlandı. Evlilik dışı çocukların eğitim ve diğer giderleri için mahkemenin nafaka emri vermesine ilişkin kriterleri, yöntemleri, bu gibi emirlerin değiştirilebilme veya iptal edilebilme koşullarını ve bu emirlere uyulmamasının cezai yaptırımına ilişkin kurallar, evlilik dışı çocuğun, velayeti elinde bulundurmayan veya çocukla aynı ikametgâhta yaşamayan anne veya babasıyla kişisel ilişkisinin düzenlenmesine mahkeme tarafından emir verilmesinde uygulanacak kriterler ve izlenecek yönteme ilişkin düzenlemeler, evlilik dışı çocukların yurtdışına götürülebilmesi için velayeti elinde bulundurmayan tarafın yazılı onayının alınması gerektiğine ve böyle bir onayın verilmemesi halinde mahkeme tarafından verilebilecek izin ve emirlere ilişkin kurallar düzenlendi.
Bunun üzerine ben de hem Komite Başkanı Sayın Oğuzhan Hasipoğlu ile hem de komitede görev yapan Asım Akansoy, İzlem Gürçağ, Yasemin Öztürk, Erek Çağatay ve Hasan Büyükoğlu ile görüşüp, bunun partiler üstü bir mesele olduğunu, birçok insanı rahatlatacak bir konu olduğunu söyleyip çalışmayı birlikte vermeyi önerdim. Hepsi duyarlılık gösterip destek verdi. Elbirliği ile Hukuk Siyasi İşler Komitesi üyeleri olarak geçtiğimiz hafta hep birlikte bu yasa önerisini verdik ve ivediliğini talep ettik.
"2015 yılında Aile Yasası'nda yaptığımız değişiklikte, boşanma ve mal paylaşımı konusunda ev içi emeğin Mahkeme tarafından göz önünde bulundurulmasını sağlayacak bir düzenleme yapmıştık. Benzer bir düzenlemenin Veraset Yasası'nda da yapmamız gerek"
“Veraset Yasası’nda her hâlükârda değişiklik yapmalıyız”
- YENİDÜZEN: Bu Yasaya paralel olarak Veraset Yasası'nda değişiklik de yapmak gerekiyor mu?
- Doğuş DERYA: Fasıl 195 Vasiyetnameler ve Veraset Yasası’nda her hâlükârda değişiklik yapmalıyız. Sadece çocuk hakları bakımından değil, Yasa'nın 3'üncü bölümünde yer alan "Diğerinden sonra hayatta kalan eşin hakları ve veraset" kısmı ile ilgili tadilat gerekiyor. Yürürlükte olan Yasa'da bir eş öldüğü zaman geride kalan eş mirastan 6’da 1 oranında yararlanır. Bu madde muhtemelen geçmişte çok çocuklu aileler söz konusu olduğu için böyle düzenlenmişti. Hâlbuki bir evlilik birliği içerisinde özellikle kadın emeği görünmeyen emek olarak ortada durduğu için, bu emeğin maddi değeri hesaplanmadan ele alınıyor. Edinilen mülklerde parayı kazanan sadece erkek değil, kadınlar da artık çalışma yaşamında. Ama durum farklı bile olsa, yani maaş karşılığı çalışan sadece erkek bile olsa ve kadın maaşlı bir çalışan olmasa dahi, bir kadının evde harcadığı emeğin de maddi bir karşılığı var. Kadınların ev içinde yaptıkları işler, temizlik, yemek, yaşlı veya çocuk bakımı gibi hizmetler yapılmasa ve bu hizmetler dışarıdan satın alınsa aile bütçesine aylık ortalama 3 bin TL civarında bir yük biner. Bu da aslında kadınların görünmeyen emeğinin miras hususunda niye dikkate ele alınması gerektiğini gösterir. 2015 yılında Aile Yasası'nda yaptığımız değişiklikte, boşanma ve mal paylaşımı konusunda ev içi emeğin Mahkeme tarafından göz önünde bulundurulmasını sağlayacak bir düzenleme yapmıştık. Benzer bir düzenlemenin Veraset Yasası'nda da yapılması gerektiğini düşünüyorum.
"İstisnai yurttaşlık" ortadan kaldırılmalıdır
- YENİDÜZEN: Yurttaşlık Yasası da sürekli gündeme geliyor ama bir sonuca ulaşılamıyor. Şuan ki durum nedir?
- Doğuş DERYA: Sayın Teberrüken Uluçay İçişleri Bakanı iken, biz Yurttaşlık Yasa'sını yeniden düzenleyen bir Tasarı hazırlayıp Meclis’e göndermiştik. O dönemde sağ partiler karşı çıkmıştı, akabinde de hükümet bozulduğu için biz bunu geçiremedik.
Daha sonra 4’lü koalisyon döneminde Yurttaşlık Yasası’nın reforme edilmesi, herkese eşit şekilde uygulanacak bir yasanın geçmesi Hükümet Programına girmişti. Fakat o yasa bir türlü İçişleri Bakanlığı tarafından meclise gönderilmedi. Sadece çalışmasının sürdüğü ve içerisinde öngörülen hususların ilkesel düzeyde bize aktarılması söz konusu olmuştu. Dönemin Başbakanı Tufan Erhürman 2019 yılının Mart sonu bize çerçeve ile ilgili bilgi vermişti. Biz de Meclis grubumuzda yapılması gereken değişikliklerle ilgili bu prensipleri kabul etmiştik ve Yasa'nın meclise gelmesini bekliyorduk.
Kısa bir süre sonra hükümet bozuldu ve İçişleri Bakanı Sayın Ayşegül Baybars katıldığı bir TV programında dedi ki; ‘aslında ben yasayı bitirmiştim fakat ortaklarımızdan gerekli geri dönüş gelmediği için geçiremedik’.
Bu TV programının tarihi 28 Mayıs 2019. "Peki yasa hazırsa Meclis’e gönderecek misiniz?" diye gelen soruya karşılık da " 1 veya 2 hafta içerisinde göndermiş olurum" demişti. Ben o günden beridir gün sayarak, ara ara bu konuyu gündeme getiriyorum. Bununla ilgili kaç defa Meclis kürsüsünden de Yasa'nın akıbetini sordum. Ama hükümetten bir türlü cevap gelmiyor.
"Bu çalışma tamamlandı ama hükümet mutabık değil mi de göndermiyorsunuz?", "Yoksa çalışma tamamlanmadı mı?", "Hani bitmişti? 1 ya da 2 hafta içinde gönderecektiniz, bugün itibarıyla 38 hafta oldu? Niye gelmiyor?" diye soruyoruz ama hiçbir somut cevap almadık.
“Ülkeye gelen insanların insan olduğunu unutmadan, insanlara rakam muamelesi yapmadan, onlara verilmesi gereken hizmetler de göz önünde bulundurularak Yurttaşlık Politikası belirlenmeli"
- YENİDÜZEN: Yurttaşlık Yasası ne gibi maddeler içermeli?
- Doğuş Derya: Şahsi kanaatim bu yasa reforme edilirken, çok fazla istismar edilen, "istisnai yurttaşlık" maddesinin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü Bakanlar Kurulu’na verilen bu yetki, olur olmaz vatandaşlık verme aracı olarak kullanıldı. İstisnai değil, istismarı yurttaşlık oldu. Eğer bu madde kalacaksa, mesela çok büyük hizmetleri geçecek bir iş insanı, istihdam alanı yaratacak, yatırım yapacak ve onu vatandaş yapacağız bu nedenle istisnai yurttaşlık maddesini tutmak isteriz diyorlarsa… Veya çok önemli katkılar sağlayacak bir bilim insanı veya sanatçı söz konusu ise, o zaman istisnai yurttaşlık verme yetkisi meclise verilsin. Nasıl ki bazı kurumların başkanları ve üyeleri Meclis’e geliyor, cv ve sicillerini inceleyip Genel Kurul'a havale ediyoruz, böyle insanların da bilgileri gelsin, yurttaşlık verilip verilmeyeceği Genel Kurul’da kabul edilsin.
Çünkü bu ülke artık kendi kapasitesinin üstünde bir insan sayısına hizmet veriyor. Bunlar sadece yurttaşlık hadisesi ile de ilgili değil. Yüz bine civarında öğrenci olduğunu biliyoruz. Bu ülkede yaşayan tüm insanların, barınma, ulaşım, sağlık vb. hizmetlere duyduğu ihtiyaç yanında öğrencilerin yabancı iş gücü olarak istihdam edilmesi veya seks kölesi olarak istismar edilmesi gibi vakalar da var.
Bir türlü oturtulamayan Yurttaşlık Politikası yüzünden toplumsal gerilime oynayan gruplar da var. Ülkede ırk, doğum yeri ya da etnik köken ayırımı yaparak, kendine siyaset devşirmeye çalışan siyasal eğilimler giderek artıyor. Şimdiye kadar İçişleri Bakanlığı’nın altında çoktan bir 'Göçmenlik ve Sosyal Entegrasyon bürosu açılmış olması gerekiyordu.
Şunu da unutmayalım, buraya gelen insanlar artık sadece Türkçe konuşanlar değildir.
Gelen insanların neredeyse yarısı, dili itibarıyla yabancı, ülkeyi tanımıyor, yasal haklarını bilmiyor, çalıştığı sektörde istismar edildiği zaman onu koruyacak herhangi bir kurum yok. Dolayısıyla bu hak ihlallerini gidermek için bir "göçmenlik ve sosyal entegrasyon" bürosunun açılması gerektiğini düşünüyorum. İnsanlara hem yasal hakları konusunda danışmanlık hizmeti vermek, dil bilmiyorsa, istismar edilme ihtimali varsa o konuda yardımcı olmak gerekiyor. Yurttaşlık verirken de sağlam kriterler konulmalıdır. Bugün birçok Avrupa ülkesi ‘benim ülkemde yurttaş olacaksan yaşayacağın belli bir sürenin yanında en az B1 seviyesinde dilimizi bilmelisin, tarihini, sosyolojik yapısına aşina olduğunu görmek istiyorum diyor. Beraberinde ülkeye getirdiği bir ailesi mi var? Onları idame ettirecek maaşı var mı, iş güvencesi var mı?’ diye bakıyor ve devletler hem nüfus politikalarını hem de kalkınma planlarını böyle hazırlıyor. Benim öngörülebilir kalkınma planım nedir? Sektörel ihtiyaçlarım nelerdir? diye da bakıyor. Bence bir ülkeye gelen insanların insan olduğunu unutmadan, insanlara rakam muamelesi yapmadan, onlara verilmesi gereken hizmetler de göz önünde bulundurulmalı. Yıllarca uygulanan politikalar insanları rakam olarak gören politikalar.
İnsan ticareti ve insan kaçakçılığı
- YENİDÜZEN: İnsan ticareti ve insan kaçakçılığı konusunda da bir yasal çalışma olduğunu biliyoruz. Yasayla ilgili çalışmada sona gelindi mi?
- Doğuş DERYA: 2018 yılının Mayıs ayında da Fazilet Özdenefe ve Sıla Usar İncirli ile birlikte Ceza Yasası’nda insan ticaretini ve ayrıca insan kaçakçılığı suçunu engellemeyi hedefleyen bir Ceza yasası önerisi hazırlayıp vermiştik. Bu suçlar mevzuatımızda düzenlenmiş olmadığı için polis gerekli tahkikatı yapmak ve cezai işlemleri uygulamak konusunda zorluk yaşıyor. Dolayısıyla bu toplumsal ihtiyaca cevap vermek için bir öneri hazırlamıştık.
Elbette insan ticaretinin önlenmesiyle ilgili özel bir yasa çalışması yapılması gerekiyor. Şu anda Barolar Birliği, Mülteci Hakları Derneği, KUİR Kıbrıs ve Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı, insan ticaretini önlemekle ilgili özel yasa yapmak için girişim başlattı. 13 Şubat’ta bununla ilgili bir çalıştay düzenlendi. Biz de gidip bu çalıştaya katıldık.
Yasa nasıl olmalı, koruyucu mekanizmaları neler olmalı, ne tip kurumsal düzenlemeler yapılmalı, suçun önlenmesinde paydaşlar kim olmalı? gibi önemli sorulara cevap bulmaya çalışan bir çalıştay oldu. Ceza Yasası da bu çalışmada ele alındı. Bir özel yasa hazırlanacak. Ama bu özel yasa hazırlanıncaya kadar polisin elini güçlendirebilmek açısından Ceza Yasası'nda da düzenlemenin yapılması gerekiyor. Bu konuda bir ay kadar önce komite başkanı Oğuzhan Hasipoğlu ile görüştüm. ‘Hali hazırda ivediliği alınmış Ceza Yasası önerisi var. Gelin bu insan ticareti ve insan kaçakçılığı maddelerini geçirelim’ dedim. Komite başkanı ve üye arkadaşlar bu konuda olumlu davrandılar. Hem ilgili sivil toplum örgütlerini hem de DAÜ’den ceza hukuku konusunda uzman olan hocalarımızı komiteye davet ederek çalışmaya nihai halini verdik. Şu an oylaması kaldı. Savcılıktan 3 hafta önce görüş istedik. Henüz görüş gelmedi. Tahminin bu hafta komitede oylaması yapılacak. Bu iki maddenin geçmesi özellikle birçok açıdan işe yarayacak, hareket alanı açacak.