Her ne kadar bir insanın dış güzelliği değil iç güzelliği önemlidir desek de bir insanı tanımadan önce fiziksel görünümü karşı taraftaki insan için önemlidir.
Dış görünüm olarak çirkin birey yoktur ancak görünümüne gerekli özeni göstermeyen birey vardır. Gerekli özenden kastımız; pahalı giysiler, ayakkabılar takılar değil, bakımlı bir cilt, bakımlı dişler, üzerimize yakışan temiz giysiler, temiz taranmış saçlar, üzerimizdeki temiz koku, aşırı fazla veya az kiloda olmamak, gülümsemek küçük ancak önemli detaylardır.
Bu bağlamda öncelikle çocuğumuza öğretmemiz gereken kişisel temizliğini düzenli olarak yapması, karşısındaki insanın yüzüne bakarak ve gülümseyerek konuşması, aşırı kilolu veya zayıf olmaması, dik durması ve en önemlisi de bunların karşısındaki insanı ilk bakışta etkilediğini sonrasında da karakteristik özelliklerinin her türlü ilişkiyi ( arkadaş ilişkileri, akraba ilişkileri, karşı cinsle olan ilişkiler…) devam ettirdiğini veya ettiremediğini bilmesidir. Çocuğumuza öz bakımını her zaman yapması gerektiği, bu bakımı öncelikle kendisi için yapması gerektiği sonra diğer insanlara kötü görünmemesi için yapması gerektiği aşılanmalıdır. Çocuğumuz öz bakımın genel ve herkesin yapması gereken bir kavramken, güzellik kavramınınsa göreceli olduğunu bilmelidir. Bakımlı olmak kendimiz ve çevremiz için önemlidir ancak karşımızdaki insanlara, insani değerlere uygun bir şekilde davrandığımız zaman çevremizle ilişkilerimizi devam ettirebiliriz. “İyi” kelimesi yerine “İnsani değerlere uygun olarak” kelimesini özellikle kullanmamız gerekmektedir ki çocuğumuz sevilmek için herkesi mutlu etmeye çalışarak iyi bir insan olacağını ya da kendisinden, kendi değerlerine uygun olmayan, hoşlanmadığı bir şey istendiği zaman kötü olmamak adına bu davranışı yapma zorunluluğu hissetmesin.
Çocuğunuza ilk örnek her zaman sizlersiniz. Dışarıda çok bakımlı ancak ev içerisinde kendine dikkat etmeyen ebeveynler çocuğa önce kendin için bakımlı olmalısın dediği zaman bunun pek de işe yarayacağını söyleyemeyiz. Ev içinde rahat kıyafetler giymek olağanken küçük yaşlarda çocuğumuzla birlikte öz bakımımızı yapmalıyız. Birlikte düzenli olarak dişlerimizi fırçalamalı, saçlarımızı taramalı, kirli giysilerimizi birlikte sepete atarak, temizleri dolabımıza asmalıyız.
Özellikler bizim kültürümüzde ebeveynlerin en çok kullandıkları cümlelerden biri de “ bizden geçti artık siz kendinize bakacaksınız” cümlesidir. Biraz empati kuracak olursak en sevdiğiniz varlığınız olan çocuklarınızın sizin şu andaki yaşınıza geldiklerinde kendine bakmayan, sadece çocuklarını düşünen bir birey olmasını ister miydiniz? Bir çoğumuzun “hayır” dediğini duyar gibiyim. Bu sebeple öncelikle biz kendimize değer vereceğiz ki çocuğumuz da hangi yaşta olursa olsun kendine değer vermeyi bilsin. Kendinden geçtiğini düşünerek, yaşama sıkı sıkı tutunma isteğini kaybetmesin.
Bu konuda dikkat etmemiz gereken 3 özellik çelişkili davranışlarda bulunmama, aşırı övgüde bulunmama ve yasaklamamadır.
- Çelişkili Davranışlarda Bulunmama: Söylediğimiz sözle yaptığımız davranışın tutarlı olması gerekmektedir. Örneğin çocuğumuz aşırı kilo aldığı zaman, sağlıksız beslendiği zaman ona kilo aldın ya da sağlıksız yiyecekler tükettiği için uyarıda bulunurken, tabağına gereğinden fazla yemek koymak, acıktığını söylediğinde hemen yiyecek bir şeyler hazırlamak evde çikolata, cips, bisküvi vs gibi sağlıksız yiyecekler bulundurmak tam anlamıyla bir çelişkidir ve çocuğumuzun davranışını düzenlemesini büyük oranda zorlaştırır. Yine ayni şekilde çocuğumuza kendin için bakımlı olmasını söylerken insanlar gözlerini senden alamayacak çok güzel/ çok yakışıklı oldun demek de yine vermek istediğimiz mesajın aksine diğer insanların görüşlerinin önem olduğunu vurgular.
- Aşırı övgüde bulunma: Dış görünümle ilgili yapılan övgü yerinde ve ölçüsünde olduğu zaman özgüvenin artmasını sağlarken, sürekli ve aşırı yapılan övgü bireyi dış güzelliği yaşamamın merkez noktasına koymasını sağlayarak. Karakteristik özellikler, kültür, nezaket kuralları, bilgi gibi dış görünümden çok daha önemli kavramları ikinci plana atmasını sağlayabilmektedir.
- Yasaklar: Toplum içerisinde nesiller arasındaki en çok tartışmaya sebep olan konu yasaklardır. Çocuğumuzu korumak adına doğal olarak çocuğumuza dış görünümü ile ilgili yasaklar da getiririz. Bu bağlamda orta yolu bulmak en önemli faktördür. Dış görünümü için sınırsız bir bütçeye sahip olmadığını bilmeli, ihtiyacı olanları aldıktan sonra beğendiği şeyleri için ne kadar bütçesi kaldığını bilmeli ve ona göre seçimlerini yapmalıdır. Seçimlerini yaparken çocuğumuzun özgürlük alanını tamamen kısıtlamadan sınırlar koyarak istediklerini almasına izin vermeliyiz. Örneğin genç kızımız çok kısa bir etek mi almak istiyor bırakın alsın ancak giyebileceği yere birlikte karar verin. Doğrudan yasak getirmek çocuğun bunu bizden gizli yapmasına sebebiyet verecektir. Bir dönem okullarda kız çocuklarının bellerini katlaması, ya da bazen insanların yaşları ilerledikten sonra gençken giyemediği kıyafetleri giymesi zamanında getirilen yasakların geri dönüşümüdür. Nerede giyeceğine beraber karar verirsek bize öfke duymak yerine saygı duyar. Bunun gibi ruj almak yerine dudak kremi almak, saçlarını boyatmak istediğinde hayır demek yerine yaş sınırı koymak. İsteklerine ağır ve argo cevaplar vermemek önemlidir. Yasaklanan ve katı kurallar koymak her şey gizli yapılan bir davranışa dönecektir.
Ayni şekilde erkekler için de küpe takmak istiyorsa ortak anlaşacağımız yerlerde mıknatıslı küpe takmasına izin vermek, taşlanmış pantolon almak istiyorsa giyeceği yer konusunda anlaşmak, tatillerde saçlarını istediği şekilde kesmesine veya uzatmasına izin vermek ancak okul zamanında tekrar kurallara uyacağına dair söz almak, çocuğumuza göstereceğimiz küçük toleranslar bireysel gelişiminde aktif rol oynamaktadır.
Unutmayalım ki terbiyeli, çalışkan çocuk yetiştirmek kadar özgüvenli çocuk yetiştirmek de çocuğumuzun kendini ifade etmesi açısından bir o kadar önemlidir.