Lefkoşa’da insanların yüzleri gülmeye başladı.
Aylardır belediye hizmeti alamayan Lefkoşalılar, hafta başından itibaren yeniden ortaya çıkan LTB araçlarını ve personelini görünce mutlu oldu.
Aynı şekilde, belediyede çalışan emekçiler de yeniden işbaşı yapacak motivasyonu buldular.
Sabah saatlerinde iş makineleri ve araçlarıyla birlikte başkent sokaklarına çıkan LTB personeli, Lefkoşa’yı kokuşmuş, kirlenmiş, enkaza dönüşmüş halinden kısa sürede kurtaracağa benziyor.
Kadri Fellahoğlu’nun Başkanlığa seçilmesiyle birlikte Lefkoşa’da pozitif bir hava oluştu.
Lefkoşalılar uzun süredir haklı olarak ödemedikleri belediye borçlarını da gönüllü olarak gidip ödemeye başladı.
Böylesi pozitif algılara ve duygulara Lefkoşalı’nın çok ihtiyacı vardı.
Ülke genelinde gerek ekonomi, gerekse sosyal yaşamda mevcut zorluklar ve giderek düşen yaşam kalitesi de dikkate alınırsa, Lefkoşa halkının içinde olduğu travmanın derinliği daha kolay anlaşılabilinir.
**
CTP’li diğer belediyelerin dün Lefkoşa’ya yaptığı destek de bu ülkede bazı değerlerin yeniden canlandırılması gereğini ortaya koymuyor mu?
Ülkenin, kurumların imkanlarını birleştirebilmesi, ortaya sinerji çıkarıyor.
Seçim öncesinde Kadri Fellahoğlu partili belediye başkanlarının Lefkoşa’ya destek olacağını söyleyerek güvence vermişti. Şimdi hem bu söz tutuluyor, hem de toplumun her kesimine, özellikle de ülkeyi yönetenlere ‘iyi örnek’ oluşturuyor.
Ülkede Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın kavgalı olduğu, hükümet partisinin ‘ayrık iki parça’ halinde siyaset yaptığı da akla getirilirse, CTP’li belediyelerin Lefkoşa sokaklarına yansıyan iş ve güç birliği daha da büyük bir anlam kazanıyor.
Keşke her kesimde böylesi dayanışma anlayışı gelişebilse...
**
Kıbrıslı Türklerin kendilerine güveni ciddi şekilde hasara uğradı.
Bunun siyasal, ekonomik, askeri, kültürel, tarihsel ve güncel bir yığın önemli sebebi var.
‘Kendi kendini yönetme’ başta olmak üzere, Kıbrıslı Türklerin ‘kendine yetebilme’ sorunu var.
Kıbrıs sorunu kaynaklı ve Türkiye’ye her bakımdan bağımlı olmanın başat rol oynadığı bu psikoloji toplumun kişiliğine işledi.
Toplumsal benlikte uzun birikimler sonucu ortaya çıkan bu algıyı değiştirmek hiç de kolay olmayacak.
Ancak bunun imkansız olmadığına inanmak gerekiyor.
Lafla, ‘yok oluyoruz’ diye dövünmekle bu eziklik psikolojisinden kurtulmak mümkün değildir.
En sert ton ve içerikle sloganlar atarak da ancak kendimizi avutabiliriz.
Bu durumdan kurtulmanın yolu üretmekten, insanımıza güvenmekten ve ‘bu memleket bizim, hepimizin’ demekten geçiyor.
Lefkoşa’da bugünlerde insanların yüzüne yansıyan olumlu gelişmeler buna küçük bir örnek sadece, ama önemli...
Bu tür ‘çok güzel hareketleri’ o kadar özledik ki!..