Çok severim ‘umut’ sözcüğünü… Ve de ‘barış’ı… Hatta hatırlarım, daha gazetede yazmaya başlamadan önce, gençlik, belki çocukluk yıllarımda o ‘barış’ın da özlemiyle ‘Ufuk Barış’ takma adıyla deneme yazıları yazdığımı… Umut’u uzakta da olsa, ufukta da olsa hep sakladım. Onun için de hep umutlu olmaya, umudumu kaybetmemeye özen göstermişimdir. “Ne olacak halimiz?” diye soranlara da hep ‘umudunu kaybetme’ diye yanıt vermişimdir.
* * *
Şimdi de en azından umutsuz girmiyoruz yeni yıla…
Kıbrıs sorununda…
60 yıllık sorunun çözülme olasılığı nedeniyle…
Bu olasılığa bu kadar yakın olmanın kıyısında…
Yeni bir yıla güzel bir beklentiyle…
Umutla, heyecanla, ortak sevinçle…
* * *
Ortak yaşama alışmak, bunun hazırlığını yapmak… Güzeli bu ortak yaşamda aramak…
Bu yılın takvimini iki dilde hazırladık Yenidüzen olarak... Türkçe ve Rumca…
Takvimde kırmızılarla işaretlenmiş Kıbrıs’ın kuzeyine ait resmi tatiller, maviyle belirtilmiş Kıbrıs’ın güneyine ait resmi tatiller… Ortak tatillerimiz de var; Yeni yılın ilk günü gibi, 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı gibi… Kırmızı ve mavinin belirttiği işaretlerle…
Belki bu yıl sarının da katıldığı ortak bir rengimiz olur…
Daha önceki Annan Planı’nda ortaya çıkan bayrakta olduğu gibi… Kırmızı, mavi ve sarı…
* * *
Benim yaşamımda doğduğum zamanlarda ne olduğunu anlamadığım bir gerilim, ardından kısa bir süre normalleşen süreç, ayrı ama birlikte bir yaşam… Sonradan farkındalık…
Somutlaşan bir 15 Temmuz ve 20 Temmuz…
Arayışlar, arayışlar…
Doğru, yanlış.
Görüşmeler, kopuşlar, Planlar, imzalar, belgeler…
Şimdi henüz ortaya çıkmamış bir plan ama umutlu bir arayış…
Son perde mi?
Belki…
Çünkü ortaya çıkmayan bir somutluk, bir kez daha kopan veya sona eren bir süreç sonrasında tekrar toparlanması çok güç günlerin olacağı bir dönem olabilir… Hatta ‘the end’ demek zorunda kalacağımız kötü bir durum.
Sevinecek bazıları, elde ettikleri kazanımlar yanlarına kalacağı için… Savaş sonrasının ganimet düzeninin getirdikleri devam edeceği için… Yoktan var oldukları için… Varlıkları daha da aratacağı için…
* * *
Önümüzdeki bir hafta liderlere desteğin iki toplumlu olarak belirgin bir şekilde artması gereken kısa bir dönem… Yenidüzen, Politis’le birlikte 8 Ocak akşamı bir gece düzenliyor… Lefkoşa Bandabuliya’da… Şarkılı, türkülü… Her iki taraftan katılımla… Barışa, çözüme söylenecek şarkılar, birlikte, türkçe ve rumca söylenecek türkülerle… O sesin Cenevre’ye kadar ulaşması dileğiyle…
Önümüzdeki yıl, ortak takvimde, ortak saatlerde, ortak bayramlarda, ortak renklerde, ortak seslerde buluşmak dileğiyle… Hep umutla…
Acil durumlar
Mühendis Engin Ömer Kunt da 2009 yılında böyle bir geçici çözüm önermişti.
Gönyeli Çemberi yeni yılın da sorunu olmaya devam edecek… Tabii ki Girne dağyoluyla birlikte… Bu iki konunun üzerinde bir süredir duruyorum, daha da duracağım. Şimdi Gönyeli Çemberi’nde kaçış yolları yapılmaya başlandı. Sıkışıklığın azaltılması geçici olarak böyle düşünülüyor. Belki bir süreliğine biraz azaltabilir ancak kalıcı çözüm ne yazık ki değil. Sürekli oralara buralara harcanan, mersedeslere giden paralar hem Çember hem de dağyolu için harcanabilirdi. Cami paraları da buralar için kullanılabilirdi. Dağyolunun bir süre trafiğe kapatılması ve olduğu gibi yenilenmesi, bütün önlemlerin alınması gerekirken, Gönyeli Çemberi için mutlaka önceki ve sonraki güzergâhların da planlanması ile birlikte alt veya üst geçide ihtiyaç var. Çemberin ve etraf mekânın görüntüsünün bozulmaması için alt geçidin daha makul olduğunu da söylemeliyim. Bunlar yapılırken eko-sistemin gözetilmesi de önemli… Şimdi kaçış yolları yapılmaya başlanırken oradaki derenin ve sazlıkların mahvedilmeye başlandığına dikkat çekmek gerekir. Her iki konuda da acil ve kesin çözüm.
SİYASET
Hoş gide, hoş gele…
Azınlık hükümetinin Başbakanı Özgürgün ve Başbakan Yardımcısı Denktaş da 12 Aralık’ta Cenevre’de olacaklarını açıkladılar. Öncesinde Serdar Denktaş henüz ortaya çıkmamış taslağı, Cumhurbaşkanı’ndan istemişti Cenevre’ye gitmesi için ama ortada henüz bir taslak yok tabii… Zaten onun için Cenevre’ye gidilmiyor mu? Özgürgün hiçbir şey söylememişti bu konuda ama gidecekleri açıklandı sonunda… Hayırlısı olsun, belki gelişlerinde kucaklarında bir de taslağın taslağı olur!..
DURUM
Bir defa uğurladım
2016’dan 2017’ye geçerken bu küçücük Ada’nın iki tarafında farklı saatlerde yaşandı yeni yılın ilk saati… Kuzeyinde bir saat önce, güneyinde bir saat sonra… Acaip, komik bir durum… Bazılarımız eski yılı bu tarafta bitirdikten sonra bir kez daha eski yılı güneye geçerek uğurladı… Belki inadına… Belki çift gidiş 2016’yı uğurlamak için… Ne de olsa 2016 çok kötü geçti. Hem burası, hem Türkiye, hem dünya için… Ben de ‘geçtim’ demek isterdim ama bir an önce 2016’yı uğurlamak için bu tarafta uğurladım, bitti. Bir an önce bitsin diye!..
Deneyip de başaramayanları değil, yalnızca denemeye bile kalkışmayanları yargıla.
Anonim