“Sana ne Simon Aykut’tan” diye mesaj attı biri…
Ne yazdığını buraya yazmam bile ırkçılık olur!
-*-*-
Hiçbir tüccar, hiçbir yatırımcı, hiçbir iş insanı, hiçbir sanayici, hiçbir esnaf; kimsenin gözünün güzelliğine ya da anamızın hayrına “iş” yapmaz!
-*-*-
Elbette tümünün esas amacı para kazanmaktır…
-*-*-
Tamamı kapitalist ya da liberal sınıftan insanlardır…
İdeolojik olarak yakınlığımız hiç olmayabilir…
-*-*-
Ama, öyle ya da böyle, yasalar dahilinde bu ülkeye yatırım yapan herkes; kesinlikle “BAŞIMIN TACIDIR”…
-*-*-
Simon Aykut’u hayatımda hiç görmedim…
İsrail Devleti ve İsrail Hükümeti’ne karşı elimden geldiğince her eyleme, her mitinge katılmaya çalışırım hatta ilk gençlik yıllarım olsaydı, Filistinlilerin saflarında silah da kuşanabilirdim…
Bu yüzden Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının bilinenden çok daha büyük insanlar olduğundan da eminim…
-*-*-
Haaa İsrail Devleti ya da katil Netanyahu’nun kesinlikle düşmanıyım ama İsrailli, Yahudi, Musevi düşmanı değilim…
-*-*-
Simon Aykut, bu ülkeye çok ciddi para dökmüştür…
-*-*-
O’nun gibi onlarca iş insanına benzer eleştirileri ya da saldırıları yapabilir ve “Efendim amacı sömürmektir, çalmaktır, yutmaktır” diyebilirsiniz!
-*-*-
Hükümetiniz hükümet olsun…
Devletiniz devlet olsun…
Ve vergisini doğru ve dürüst bir şekilde alsın; bu ülke de kazansın…
Hem de çok kazansın…
-*-*-
Bu ülkede en başta Asil Nadir olmak üzere; yatırım yapan herkese sahip çıkabilseydik; çıksaydık; doğru ve dürüst hükümetlerimiz – yönetenlerimiz olsaydı; durumumuz şu anda çok farklıydı…
-*-*-
Bu konuda çok iddialıyım…
Bir örnek daha vereyim…
-*-*-
Yatırımcıların tamamının arkasından konuşmayı bırakabilseydik; dedikodu yapmasaydık; gerektiği gibi işbirliği ve vergilendirme yapmayı; insanca istihdamı; nüfusu kontrol etmeyi sağlayabilseydik; becerebilseydik, bir tek Besim Tibuk veya ne bileyim rahmetlik Ünal Çağıner ya da Oscar Grup bile yeter ve artardı…
-*-*-
Her zenginin mutlaka arkasından konuşuyoruz…
Dedikodu yapmaya bayılıyoruz…
Devlet kurduk, asla yönetemiyoruz ve sürekli çalmayı düşünüyoruz…
-*-*-
Nüfusu kontrol edemedik…
-*-*-
Nedense Besim Tibuk, Çağınerler ve Oscarlar gibileri çoğaltmak yerine, bitirmeyi hedefliyoruz…
(Bu yazıyı okuyan bir yığın insan, size yemin ederim ki benim için söylemediğini bırakmayacak mesela…)
-*-*-
Simon Aykut mu?
“Bırakalım hapishanede ölsün ve yatırımına çökelim” diye düşünenlerimiz ne yazık ki çoktur!
Ve ne ilginçtir ki bu “çökücüler” kendilerine “Türk milliyetçisi” demiyor mu?
Bayılıyorum!
Kısacık bir notcuk: Euro!
“Asgari ücrete zam yapmayalım çünkü maaşlardaki artış fiyatlardaki artışı destekliyor” dedi Ticaret Odası…
Bir arkadaşımız, buna karşılık şu savunmayı yaptı; “maaşlar ve asgari ücret artırılmalı ama fiyatlara artış yasaklanmalı!”
-*-*-
Madem öyle, gelin böyle!
-*-*-
Bir başka arkadaş ise şu yorumu yaptı:
“… Boşuna tartışıyoruz. En büyük talihsizliğimiz kullandığımız para birimidir. Kimse bu konuyu gündeme getirmiyor. Getirmeye korkuyor… Eruo’ya geçme yolunu zorlamazsak hep böyle kısır döngü içerisinde öırmalayacayık…”
Kısacık bir notcuk: Okul!
Belediyeler yapabiliyor ama merkezi hükümet yapamıyorsa…
Birkaç zengin hayırseverimiz yapabiliyorsa ama hükümet yapamıyorsa…
O zaman o hükümet, hükümet değildir!
-*-*-
Değirmenlik Akıncılar Belediyesi ve Çatalköy Esentepe Belediyesi’ni, başkanları Ali Karavezirler ve Ceyhun Kırok’u kutluyorum…
Kısacık bir notcuk: Telefon Dairesi!
Dedem “telehon dairesi” derdi…
Doğduğum, büyüdüğüm köyde iki telefon vardı…
Biri önceleri karargah sonraları spor kulübü olan baraka binada, pokerize oynanan büfenin içindeydi…
İkinci muhtarın evinde…
-*-*-
Sonra cep telefonları oldu herkesin…
Şu anda üç telefon kartım var falan…
Biri Kıbrıs Cumhuriyeti – ikisi KKTC’den!
Biri “pay as you go”, ikisi tarifeli!
-*-*-
Ve Telefon Dairesi de var!
Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın telefonları arızalanmış…
Telefon Dairesi onarmaya çalışıyor belki de onarmıştır…
Ama Oda, üyelerine bir sürü cep telefonu numarası gönderdi; “şu işiniz varsa, şu telefonu arayın” gibisinden…
-*-*-
Devletin telefon dairesinin “eksikliğini”, özel sektörün cep telefonları “tamamlıyor…”
-*-*-
Buna – Ersin Tatar’ın uzmanlık alanına girmek gibi olmasın ama “ekonomi biliminde”, “çirkin kapitalizm aha budur” denir!
-*-*-
Devlet ve devletçilik felç; özel sektör kârlarda!
Mevsimi geldi artık… Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), 16 Mart 2025'te 29’uncu Olağan Genel Kurulu'nu yapacak. CTP Parti Meclisi (PM), 9 Eylül'deki toplantısında, tüzüğün verdiği yetkiye dayanarak Kurultay tarihini normal süresinden altı ay öne çekme kararı aldı ve Olağan Genel Kurul'un 16 Mart 2025'te yapılmasını kararlaştırdı. Hayırlı olsun…