Coronavirüs aldı başını gidiyor…
Bize bile bulaştı!
Ki kapalıyız, çok açılamıyoruz dünyaya…
Ona rağmen geldi, buldu bizi de.
Henüz yayılmamış ve salgın görüntüsü vermese de yine de ‘salgın’ adı verilmiş virüs sınır tanımıyor… Kuşlar gibi…
Uçuyor, geliyor, konuyor…
Globalleşen, küçülen dünya salgının daha da yayılabilmesine olanak sağlıyor.
Madem öyle o zaman kapayalım kapıları, durduralım uçuşları, herkes yerli yerinde kalsın, işler güçler dursun, saklanalım, evlere stok yapalım, çıkmayalım dışarıya…
Mümkün mü?
Hayat devam ediyor…
Öyle ya da böyle paniğe yol açmadan, yaşamaya, üretmeye ve de tüketmeye tabii ki devam edilmeli…
İnsan tüketmezse de yaşayamaz çünkü…
Hem gıda tüketecek, hem hizmet, hem giyecek… (Keşke lükse kaçmadan olabilse! Bir de stok paniği yaşamadan…)
Sonuçta bunlar da hep para…
Para da nasıl olacak?
Yaşamakla, üretmekle…
Hayatın döngüsü bu.
Bundan vazgeçmekle zaten hayatı öldürmüş oluruz… Hayattan vazgeçilir mi!
O zaman!
Ne yapmak gerek?
Önlemleri alarak, salgının veya salgınların daha da yayılmasına meydan vermeyerek hayatımızı sürdürebilmemiz lazım.
Spekülasyonlarla değil, uzmanları, bilim insanlarını dinleyerek…
Kendimize düşen görevi yaparak…
***
Biz görevimizi yapalım, devlet de yapsın.
Sağlık Bakanlığı tedbirlerini alsın, diğerleri tedbirleri alsın…
Eğitim Bakanlığı örneğin tüm okulları tatil etti. Pazartesi’ne kadar…
Evet, başka bir sorun çıktı ortaya;
Tatildeki çocuklar ne olacak?
Anne-baba çalışıyorsa çocuklar kime/neye emanet olacak?
O da bir sorun ama sorunun büyüğü salgın.
“Acaba abartılmış olunabilir mi okulları kapatmakla?” gibi sorular da olabilir.
Belki ama topluluğun fazla olduğu yerlerde önlemlere daha fazla önem verilmeli…
Topluluk derken, asker de var… Adı üstünde ‘ordu’.
Oralarda peki!
Umarım asker de üzerine düşen görevi yapar ve eğitimlerle birlikte dezenfekte çalışmalarını da yapar.
Seçim çalışmaları dahil bazı etkinlikler de iptal edilirken yine topluluğun fazla olduğu yerler, hem de her tarafı kapalı olan kumarhaneler, bet ofisler de kapatılabilir mi?
Her türlü havanın solunduğu kumarhanelerde alınabilecek önlemler yeterli olur mu? Buralarda alınacak önlemler kumarhane turizmiyle öne çıkan KKTC’yi ‘0’la çarpar mı?
Zaten olmayan ekonomiyi eksiye dönüştürebilir mi?
***
Ya kapılarımız!..
Kapıların kapalı kalması bir önlem midir yoksa bu salgın iki toplumun işbirliği yapmasını gerektiren bir durum mudur?
Salgının kuşlar gibi sınır tanımadığını söylemiştik. Sınırlar daha da sıkılaştırılarak salgını önler mi?
Yoksa uzlaşamamak, ortak çare üretememek salgının boşluk bulmasına, ilerlemesine, sarpa sarmasına neden olur mu?
Bir evde hastalık varsa evin her köşesine, kapısına, penceresine, duvarına, örtüsüne, döşemesine virüsünü bırakmıştır.
Birlikte evin hijyeni sağlanmaz ve herkes odasına saklanırsa virüs de orada pusuda bekler, yaşamaya devam eder.
Birlikte çalışmayı başarmalıyız gibi görünüyor…