“Virüs vakası zaten yok… Zaten havalar yumuşadıkça ortadan kalkacak. Bu virüsün bize geldiği falan yok. Bu kadar abartı ne, kendi ayağımıza kurşun” dedi Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı da olmuş Ersin Tatar…
Ardından Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Nisan sonuna kadar Bakanlık uhdesindeki kafilelerin sportif ve kültürel faaliyetler nedeniyle ülkeye giriş-çıkışlarının durdurulduğunu söyledi. Yani coronavirüs salgını nedeniyle bu karar alınmış ve 23 Nisan dahil, yurtdışına çıkacak öğrenci ve öğretmen gruplarıyla, yurtdışından gelecek öğrenci-öğretmen grupları gelemeyecek, gidemeyecek.
Bakanlıktan yapılan açıklamada; “Koronavirüs’ün Dünya üzerinde hızla yayılması ve hastalığın ülkemize komşu ülkelerde de görülmeye başlaması nedeniyle, öğrenci ve öğretmenlerimizi bu hastalıktan korumak ve hastalığın ülkemiz sınırları içerisine girmesine önlem almak amacıyla; Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı tarafından organize edilen ve yurt dışı gidiş – geliş gerektiren tüm kültürel ve sportif faaliyetler Nisan ayı sonuna kadar durdurulmuştur” denildi.
Öte yandan Sağlık Bakanlığı da Irak, İran, İtalya, Güney Kore ve Çin’den ülkeye girişlere kısıtlama getirdi. Tabii ki ‘direkt uçuş’ varmış gibi düşünmeyin bunu… Türkiye üzerinden elbette!.. KKTC vatandaşları bu ülkelerden geleceklerse Türkiye’de sağlık kontrolünden geçirilmiş olacaklarından ülkeye girebilecekler.
Peki ama Tatar böyle dememişti!
Hani Başbakan “abarttınız” demişti. “Virüsün bize geldiği yok” demişti. “Kendi ayağımıza kurşun” da demişti.
Kendi bakanları yurtdışı giriş-çıkışı geçici de olsa durdurduğunda, bazı ülkelerden gelişleri yasakladığında onlara da aynısını söylemedi mi?
Çavuşoğlu ve Pilli “abartmış” olmadı mı?
Bakanlıklar bu kararları kendi başlarına mı aldılar?
İlginç bir durum daha UBP-HP hükümetinde… Başbakan başka şey söyler, kendi bakanları başka şey yapar… Önlem alınması elbette ki doğru ama hiç olmazsa aynı zamanda söylenmiş aynı konudaki şeyler birbirini tutsaydı bari…
Özersay’ın dahiyane fikri!
Dışişleri Bakanı ve o da Cumhurbaşkanı adayı olan Kudret Özersay kendine göre bir söylem geliştiriyor Kıbrıs sorununun çözümü konusunda…
Tabii bu söylemden bir çözüm çıkarsa… Öyle bir ihtimal varsa!
Çözüm modelinin federasyon olması ihtimalinin ortadan kalktığını, artık çözümün paylaşım değil, işbirliği üzerinden kurulması gerektiğini söylüyor ama güneyden dört kapının kapatılmasının KKTC’nin ekonomide nefes alışını engellemeye yönelik bir girişim (doğru da olabilir) olarak da yorumluyor…
Yani çözümün Federasyon olmasını artık gerçek dışı bulan Özersay, Kıbrıs Cumhuriyeti ile KKTC’nin işbirliği yapmasını daha gerçekçi olarak görüyor. Yani yasal Kıbrıs Cumhuriyeti, Federasyonu, yanındaki yasa dışı KKTC’yle işbirliği yapmasından daha uzak görecek ve Özersay’ın bu dahiyane fikrine daha sıcak bakacak!
Nasıl bir mantıksa artık…