Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, ülkede Covid-19 vakasının görülmemesinin sevindirici olduğunu, ancak dünyada Covid-19 bitmeden ülkede de bitti denemeyeceğine işaret ederek, “Steril kalmak bize güvenli gelebilir ama esas güvenli olan hazır olmaktır” dedi.
Tabipler Birliği, “Sağlık Bakanlığı’na çağrı ve kamuoyuna duyuru” başlıklı açıklamasında, toplumun sağlığının korunması ve geliştirilmesi için birliğin üzerine düşen sorumluluğun farkında olarak herkesle iş birliği yapmaya hazır ve kararlı olduğu vurgulandı.
Sağlık alanında gördükleri eksiklik ve aksaklıkları belirtmelerindeki amacın; daha iyi ve doğruya ulaşma çabaları olduğunu belirten birlik, “Dayanışmayı ve iş birliğini artırma ve güçlerimizi birleştirme zamanıdır. Daha yapılacak çok işimiz, gidermemiz gereken birçok eksikliğimiz vardır. Sağlık Bakanlığı’nı sürece katkı sağlayanları hedef haline getirmek yerine birlik ve beraberliği sağlayarak yol almaya davet ederiz” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu, toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesini amaç edindiklerini ve bunun için büyük bir sorumlulukla çalışmalar yaptıklarını belirterek, Covid-19 pandemisi sürecinde hem toplumun bilgilenmesi ve bilinçlenmesi için, hem hekimlerin organizasyonu için hem de yöneticilerle işbirliği içerisinde doğru adımlar atılması için büyük bir özveri ve sorumlulukla çalıştıklarını kaydetti.
Tüm dünyayı etkileyen ve halen devam etmekte olan Covid-19 hastalığı ve salgını süresince yapılan çalışmaların özetlendiği açıklamada, şunlar kaydedildi:
“ESAS GÜVENLİ OLAN HAZIR OLMAKTIR”
“Her ne kadar vaka görülmemesi sevindirici görünse de dünyada COVID 19 bitmeden bizde de bitti diyemeyiz. Steril kalmak bize güvenli gelebilir ama esas güvenli olan hazır olmaktır. Bunun için de yeniden hastalarımız olması durumunda kullanmak üzere yatak, test kiti, malzeme, ilaç, cihaz, tomografi, röntgen cihazı, organizasyon ve karantina servislerine- izolasyon odalarına ihtiyacımız vardır. Personelimizi eğitmeye ve artırmaya ihtiyacımız vardır. Yol haritamız elimizde olmalıdır. Ülkenin risk haritasını çıkarmalıyız. Kaç kişinin risk altında olduğunu bilmeden kaç kişilik hazırlık yapacağımızı, yaptığımız hazırlığın yeterli olup olmadığını bilemeyiz. Diğer taraftan açılmayı konuşabilmek için açılmakla oluşabilecek yeni vakalar için hazır olup olmadığımızdan emin olmamız lazımdır. Kaç hastaya hizmet edebilecek hazırlığımız vardır? Hangi riski göze alabilecek durumdayız? Elimizde veri yokken, bunları bilmezken konuşmak dilek ve temennilerden ibaret olur.
“ÇELİŞKİLİ DURUM YARATILDI”
Bakanlığın ülke raporunu tamamlaması, hazırlığımızın ne olduğunu açıklaması lazımdır ki biz de neye hazır olduğumuzu bilerek tartışalım. Oysaki Bakanlık sınırların ve uçuşların açılması ile ilgili toplantıya çağırdığı ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu olarak tanımladığı komitenin görüş ve önerilerini kamuoyuna farklı yansıtmakla çelişkili bir durum yaratmıştır.
Böylesi ciddi bir sağlık sorununun yönetiminde kimin tam yetkili olduğunun belli olmadığı, ülke politikasını belirleyenin kim olduğunun belli olmadığı bir süreci geride bıraktık. Yasal olarak toplanması gereken kurul ve komitelerin derhal oluşturularak toplanması, süreç içinde ilgili tüm kesimlerle işbirliğinin yapılması en doğru ve bizi başarıya taşıyacak yöntemdir.”
Açıklamada, KTTB Başkanı Dr. Özlem Gürkut’un bir gazeteye verdiği özel röportajdan sonra Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ali Çaygür ve Sağlık Bakanı Ali Pilli tarafından “hedef alındığı” savunularak, Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nin Covid-19 salgını sürecinde Covid-19 dışındaki hizmetlerin özel bir hastanede sürdürülmesi kararı ile karantina merkezi olarak belirlendiği süreç anımsatıldı ve o dönem yaşananlar özetlendi.
Yapılan açıklama ve konuşmada KTTB ile UNDP arasında imzalanan fona da değinildiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Bahse konu protokol Sağlık Bakanlığı ile de istişare edilerek KTTB ile UNDP arasında 16 Nisan 2020 tarihinde imza edilmiştir. Protokol ile 14 Nisan-14 Temmuz 2020 tarihleri boyunca 3 ay süre ile pandemi mücadelesinde görevlendirilmek üzere acil ihtiyaç duyulabilecek en fazla 25 sağlık uzmanın göreve başlatılabilmesinin önü açılmıştır. İhtiyaç duyulabilecek uzmanların saptanarak kamu hastanelerinde Sağlık Bakanlığı adına yetkilendirilebilmesi için Sağlık Bakanlığı ile KTTB arasında yapılması gereken ikinci bir iş birliği protokol taslağı Sağlık Bakanlığı’na iletilmiştir. Sağlık Bakanı Sn. Ali Pilli, KTTB ile iş birliği protokolü imzalamak üzere 22 Nisan 2020 tarihli Bakanlar Kurulu’ndan yetki almıştır. Buna rağmen KTTB ile UNDP arasında imzalanan protokolün devamı olacak ve 25 kişiye kadar COVID 19 mücadelesinde hizmetine acil ihtiyaç duyulacak sağlık çalışanının görevlendirilebilmesine olanak sağlayacak KTTB ile Sağlık Bakanlığı arasındaki protokolü imzalamayacağını açıklamıştır. 16.4.20 tarihinde KTTB ile UNDP arasında imzalanan protokole göre ihtiyaç alanları KTTB ile ortak belirlenerek göreve alınacak tüm kişilerin COVID 19 mücadelesindeki çalışmaları, verimlilik ve faaliyetleri düzenli olarak raporlanacak ve denetlenecektir. Bu raporlar doğrultusunda fondan karşılanan para ile KTTB görev yapan personele kamudaki dengi sağlık çalışanlarının maaşı kadar bir ödeme yapacaktır. Ayni kişilerin yatırımları da KTTB tarafından yapılacaktır. İmzalanan protokol 3 ayın sonunda Temmuz 2020’de sona erecektir.
Mevcut imzalanmış KTTB-UNDP Antlaşması böyle iken Bakanlık çalıştırılacak kişilerin kimler olacağına, nerede ve ne yetki ile çalıştırılacaklarına tek başına karar verme yetkisini elinde bulunduracağı bir başka antlaşma metnini teklif etmiştir. Her ne kadar esas çerçeveyi UNDP ile KTTB arasında imzalanan antlaşmanın çizdiği ve bu kişilerin COVID 19 mücadelesi dışında görevlendirilemeyeceği, KTTB’nin bunu sağlamayı ve denetlemeyi taahhüt ettiğini anlatılmaya çalışsak da ortak bir duruş sağlanamadan ülkemizde sıfır vakaya ulaşılmıştır. Bakanlığın zaten önceden işe alma sözü verdiği ve seçim yasakları nedeni ile atamalarını yapamadığı kişilerin bu fon kapsamında göreve alınması yani siyasi istihdam yaratma çabası kabul edemeyeceğimiz konulardan biri oldu. Süresi 3 ay ile sınırlı olan bu protokol ile elde edilecek olanağın heba edilmemesi için ülkemizde acil ihtiyacın kalmadığını ve olası ikinci bir dalgada kullanılmak üzere protokolün askıya alınmasını talep eden bir mektubu UNDP yetkililerine 29.5.2020 tarihinde göndermiş bulunmaktayız.”
“COVID-19 DAYANIŞMA FONU İLE İLGİLİ BİLGİLER ŞEFFAF ŞEKİLDE PAYLAŞILMIŞTIR”
Açıklamada, ülkede yaşanan pandemi mücadelesi boyunca KTTB öncülüğünde Covid-19 Dayanışma Fonu oluşturulduğu da belirtilerek, fonda toplanan paradan 1050 adet PCR test kiti, 1050 adet PCR izolasyon kiti ve 2800 adet swab alınarak Sağlık Bakanlığı’na teslim edildiği, karşılığında fondan 561,750 TL ve 844 Euro ödendiği kaydedildi.
KTTB, fonda kalan mevcut paranın ikinci dalgada gerekebilecek acil ihtiyaçlar için korunduğu ve gereğinde kullanılmaya hazır olduğunu da belirtti.
“BAKANLIĞA VE HÜKÜMETE SORUYORUZ”
Tabipler Birliği, Sağlık Bakanlığı ve hükümete hastane ile ilgili olarak şu soruları da yöneltti:
“Covid-19 için hastanelerimizdeki yatak sayısı kaçtan kaça artırılmıştır? Covid-19 hasta sayıları arttığı durumda öncelikli hangi servisler Covid-19 servisine dönüştürülecektir ve gerekirse hangi hastane pandemi hastanesine dönüştürülecektir? BNDH Covid-19 pandemi hastanesi olması halinde Covid-19 dışındaki diğer hastalar hangi hastanede sağlık hizmeti alacaktır? 2. ve 3. basamak hastanelerde Covid-19 hastalarının artması durumunda gereken izolasyon oda kapasitesi kaçtan kaça artırılmıştır?
Ağır hastaların artması durumunda gerekecek ventilatör sayısı ne kadar artırılmıştır? Bu ventilatörlerin gerekmesi durumunda bu cihazları kullanacak hemşire ve doktor sayısı yeterli midir? Yeterli ise bu konuda eğitim verildi mi? Organizasyon yapıldı mı? Covid-19 şüpheli veya tanılı hastaların görüntülemelerinde kullanılması gereken düşük doz bilgisayarlı tomografi cihazı niye hala daha alınmıyor?
Personel ile ilgili olarak; Sağlık çalışanlarının kullanması gereken kişisel korunma ekipmanları yeterli sayıda var mı? Var ise kaç hasta için ve ne kadar süre için yeterli olacaktır? Sağlık çalışanlarına kişisel korunma ekipmanını kullanımı konusunda eğitim verildi mi? Verildi ise kaç çalışana eiğitim verildi? Sağlık çalışanlarını Covid-19 açısından taramak için testler yapılıyor mu? Yapılıyor ise hangi test, hangi sıklıkta ve kimlere yapılmaktadır? Covid-19 hasta sayısının artması durumunda tedavi ekip sayıları artırılacak mı? Artırılacaksa öncelikle hangi hekimler ve hemşireler görevlendirilecek? Konu ile ilgili organizasyon yapıldı mı? Sağlık çalışanlarına Covid-19 ile iligili tanı ve tedavi için eğitim verildi mi, verilecek mi? 1. 2. ve 3. basamak ve/veya özelde Covid-19 şüpheli bir hasta olması durumunda oganizasyon şeması var mıdır? Var ise eğitimi verildi mi? Covid-19 salgınından sonra kamuda görev yapmak üzere kaç kişi hangi birimlerde göreve alınmıştır? Göreve alınan kişilerin yasal statüsü nedir? Özelde çalışan sağlık çalışanları için kişisel korunma ekipmanı sağlandı mı? Özelde çalışan sağlık çalışanları için Covid-19 ile ilgili eğitim ve organizasyon şeması planlandı mı?
Testler ile ilgili olarak; Covid-19 için test yapma endikasyonları (kimlere, hangi durumda) hangi kriterlere göre belirlenmektedir? Testler hangi bilim kurulunun alınan hangi kararlarına göre yapılmaktadır? Bugüne kadar yapılan testlerde kullanılan test kitlerinin hangileri olacağı nasıl kararlaştırılmıştır? Hangi firmalardan teklif alınmıştır? Bağış olanlar nasıl temin edilmiştir? Günlük toplam kaç adet PCR testi yapma kapasitemiz vardır? Elimizde mevcut veya gelecek kitlerimizi hesaba katarsak günlük ortalama maksimum test yapma (kit) kapasitemiz nedir? Toplumumuzun mevcut bağışıklık durumunu ve belli sürelerde toplum bağışıklığını takip etmek amacı ile ilgili herhangi bir çalışma başlatıldı mı veya planlandı mı? Hastaların ülkemizde üst solunum yolu şikayeti ile başvurması durumunda Covid-19 sürveyansı yapılıyor mu? Yapılyor ise toplum içinde hangi virüsün ne kadar oranda dolaştığına yönelik çalışma başlatıldı mı veya planlandı mı?
Tedavi ile ilgili olarak; Hafif belirtilerle başvuracak hastalar için kaç kişiye yetecek ilaç ve malzeme mevcuttur? Yoğun bakım ihtiyacı duyulacak hastalar için kaç kişiye yetecek miktarda ilaç ve malzeme mevcuttur?
Organizasyon ile ilgili olarak; Temas ekibi ve vaka araştırma ekibi kaç kişiden ibarettir, kimlerden oluşturulmuştur? Temaslı ve hasta sayısı arttığı zaman bu ekibe katılacak kişiler için organizasyon yapıldı mı? Eğitim verildi mi. Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’na göre oluşturulması gereken komiteler oluşturulacak mı? Koordinasyonu sağlaması ve süreçte fikir birliğinin sağlanması için yetkili olan Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi yasaya göre zaten en az senede 2 defa toplanması gerekirken niye hâlâ yasanın emrettiği şekilde oluşturularak toplanmıyor? Covid-19 sürecinin ülkemize ait epidemiyolojik verileri elimizde var mıdır, varsa paylaşılacak mı?”