Aşağıda okuma fırsatı bulacağınız araştırma, Cinsiyet Eşitliği ve Tarih Merkezi (Center for Gender Equality and History) ismiyle Güney Kıbrıs’ta çalışmalarını yürüten organizasyonun 2020 yılında yapmış olduğu bir araştırmanın küçük bir bölümünün çevirisidir. Oldukça çarpıcı örneklerle zenginleştirilmiş, grafiklerle desteklenmiş bu güncel çalışmanın tamamına İngilizce olarak bu bağlantıdan ulaşabilmeniz mümkündür. Bu araştırmanın ileride daha geniş çaplı, sınırları aşan yeni araştırmalara zemin hazırlaması dileği ile!
Çeviri: Koral Özkoraltay – Müge Göymen Sönmez
Hazırlayanlar: Thekla Kyritsi - Eleni Pashia - Madgalene Andreou
(Center for Gender Equality and History)
Lefkoşa 2020
1- GİRİŞ
Araştırmanın Tanımı:
COVID-19 krizinin birçok ülkede olduğu gibi Kıbrıs’taki toplumda da büyük çaplı etkileri oldu. Birçok kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan bir sağlık sorunu olması yanında, pek çoğunun da finansal ve sosyal konuların tetiklediği fiziksel ve psikolojik sağlık sıkıntılarıyla mücadele etmesine sebep olan bir kriz olmuştur. Toplumu iyileştirip insanların zarar görmesini engelleyici stratejiler geliştirmek için, bizim öncelikle var olan durumu ve bunun etkilerinin kapsamını tanımlamamız gerekiyor. Bunu yapmak için de farklı gruplara, özellikle de sosyal ve ekonomik olarak en savunmasız gruplara, “Pandemi sizin için ne ifade ediyor?” diye sormak lazım.
Bu rapor Cinsiyet Eşitliği ve Tarih Merkezi (Center for Gender Equality and History - KIIF) tarafından hazırlanmış, finansal olarak Kıbrıs Gençlik Kurulunun (Youth Board of Cyprus) “ReCOVer20”.2 programı dâhilinde desteklenmiştir. “Pandeminin Genç Göçmen Kadınlar Üzerindeki Sonuçları: Deneyimler, Düşünceler ve Öneriler” isimli projenin analitik raporudur. Bu araştırma 2020 yılının temmuz ve kasım ayları arasında devam etti ve sorular iki dilli olarak (İngilizce ve Rumca) eylül ayının sonu kasım ayının ortasına kadar devam eden sürede dağıtılıp röportajlarla da tamamlandı.
KIIF’in bu araştırma için hazırladığı soruları cevaplayan 78 kadın dışında, araştırmacıların daha iyi anlayabilmesi için 6 kadınla ayrıca ikinci görüşmeler de yapılmıştır. Görüşme yapılan kadınlar arasında bir sığınmacı, bir Kamerunlu mülteci, iki Suriyeli mülteci ve biri Sri Lanka diğeri de Filipinler’den iki ev işçisi göçmen vardı.
14 Kamerunlu | 2 Zimbabveli |
11 Suriyeli | 1 Belaruslu |
10 Filipinli | 1 Çinli |
9 Nepalli | 1 Kongolu |
6 Hindu | 1 Eritreli |
5 Somalili | 1 Rus |
4 Sri Lankalı | 1 Macar |
3 Filistinli | 1 Sierra Leoneli |
2 Mısırlı | 1 Iraklı |
Araştırmada geçen “genç göçmen kadınlar”, 18 ve 35 yaş arasındaki olan ve aileleri Kıbrıs’a ya göçmen ya mülteci ya da üniversite öğrencisi olarak üçüncü dünya ülkelerinden gelen (Avrupa Birliği dışından) kadınlardır. Öğrencileri de bu gruba dâhil ettik; çünkü üçüncü ülke vatandaşları genellikle burada kalabilmek için yarı zamanlı öğrenci, yarı zamanlı işçi olma durumunda oluyorlar.
Amacımız, pandemiden dolayı daha da yoğun şekilde yaşanan sosyal izolasyon, ekonomik sıkıntılar ve zorlu çalışma koşulları gibi sorunları, online iletişim ve eğitim gibi konularda dayanışma ağı vs. kurarak, birkaçının olsun çözülmesine fırsat yaratmaktır. Bu araştırma organizasyonumuzla farklı sosyal gruplardan genç göçmen kadınlar arasında bağlantı kurmayı ve genç göçmen kadınların, pandemiyle bağlantılı deneyimlerinden ana hatlarıyla bir yol haritası çıkarmayı amaçlamaktadır.
Ayrıca KIIF olarak niyetimiz, bu çalışmamızın, gelecekte daha fazla araştırmalar ve aktiviteler yapılması yolunda başlangıç adımı olmasıdır. Umarız ki bu rapor Kıbrıs’ta yaşayan genç göçmen kadınların bakış açısını yansıtabilir ve onların güçlenmesinde ve taleplerini karşılayabilmesinde katkısı olur.
2- COVID-19 KRİZİNİN FİNANSAL VE ÇALIŞMA KOŞULLARI BAKIMINDAN KIBRIS’TA YAŞAYAN GENÇ GÖÇMEN KADINLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
COVID-19 krizinin finansal ve çalışma koşulları bakımından Kıbrıs’ta yaşayan genç göçmen kadınlar üzerindeki etkilerine baktığımızda, bu bölümün notlarında kısaca şunlar ortaya çıktı:
- Genç göçmen kadınların iş bulmakta dezavantajlı olduğu.
- Genç göçmen kadınlar arasında işsizlik oranının arttığı ve iş güvencesinin azaldığı.
- Genç göçmen kadınların ücretlerinde negatif bir etki olduğu (azaltıldığı).
- COVID-19‘dan dolayı ortaya çıkan finansal sorunlar ve işsizlik için devlet ve kurumsal destek ihtiyacının artması.
- Bazı göçmen kadınlar resmî olmayan bağlantılardan ya da kişisel yardımlarla dış destek alarak (arkadaş, market, iş yeri sahibi), bazıları ise resmî organizasyonlardan ve kurumlardan (genellikle mülteci ve göçmenlerin dernekleri ve bu hakları savunan organizasyonlar) destek alarak ayakta kalmaya çalışıyor.
Grafik 5. Araştırmaya katılanların çalışma durumu.
Grafik 6. Araştırmaya katılanların çalışma koşulları.
Grafik 7. COVID-19’un araştırmaya katılanların iş durumu üzerindeki etkisi.
3- GENÇ GÖÇMEN KADINLARIN KİŞİSEL ve SOSYAL ALANLARDAKİ DURUMLARINA ETKİSİ
Genç göçmen kadınların kişisel ve sosyal alanlarındaki durumlarına etkisini incelerken, şöyle notlar ortaya çıktı:
- Genç göçmen kadınların psikolojik ve ruhsal sağlığında olumsuz etkileri olmuştur.
- Stres, endişe, depresyon gibi birçok belirti pandemi süresince ortaya çıkmıştır.
- Kendi güvenlikleri, iş güvenlikleri ve finansal durumlarının yanı sıra aileleri ve hatta yurt dışında bıraktıkları aile üyeleri için de endişeleri artmıştır.
- Yalnızlık ve bağlantısız olma duygusu artmıştır.
- Aile hayatlarına olumsuz etkisi olmuştur.
- Genç göçmen kadınların fiziksel sağlıklarına olumsuz etkileri olmuştur.
Grafik 8. Katılımcıların COVID-19 nedeniyle işlerini kaybetme korkusu.
Grafik 11. COVID-19’un araştırmaya katılanların geliri üzerinde etkisi.
Grafik 12. Katılımcıların şu anki gelir durumu.
Grafik 15. Araştırmaya katılanların COVID-19 durumundan olumsuz etkilenen alanları.
Grafik 16. COVID-19 salgınından bu yana duygulardaki değişiklikler.
4- İMKÂNLAR VE İZLENİMLER
COVID-19 pandemisiyle bağlantılı olarak elverişsiz ortam ve zorlukların ötesinde, araştırmamız bu zorlu şartlarda genç göçmen kadınların durumla baş edebilme yollarını, buradan çıkardıkları derslerden ve elde ettikleri imkânlardan ne kadar faydalanabildiklerini tespit etmeyi amaçlamaktadır.
Söz konusu kadınlara aşağıdaki sorular sorulmuştur:
- Pandeminin neden olduğu sizin için olumlu bir tecrübe veya yeni bir imkân var mıdır?
- Tecrübenize dayanarak, göçmen kadınlar üzerinde pandeminin bıraktığı etkileri iyileştirecek yöntemlere bir örnek verebilir misiniz? Bu, devlete, topluma, sosyal örgütlere veya diğer insanlara bir öneri şeklinde olabilir.
Bu bağlamda, göçmen kadınlar bazı olumlu tecrübelerini sıralamışlardır:
- Aile ve arkadaşlarıyla vakit geçirebilmiş olmak.
- Sevilen işler, hobiler, yemek yapma, kitap okuma gibi keyifler sürmüş olmak.
- Online eğitimlerle yeni bilgiler edinmek ve dijital cihazlarla daha çok aşina olmak.
- Manevi ve dinî meseleleri, Tanrı’ya inanmak gibi, irdelemek.
- Birbirine gönüllü yardımcı olmak.
Son noktaya özellikle dikkat çekmek gerekmektedir çünkü göçmen kadınlar birbirlerine gönüllülükle yardımcı olmuşlar, özen göstermişlerdir. Örneğin, bir kadın yaşadığı bölgede kendisinin de yardım almış olduğu Bangladeşli bir dükkân sahibinin herkese yiyecek yardımında bulunduğunu belirtmiştir. Diğer bir kadın ise, kendisi çalıştığı için işini kaybeden arkadaşlarına ve başka kadınlara yiyecek yardımında bulunmuştur. İlaveten, birçok kadın da bu durumu değerlendirip, gayriresmî grup organizasyonlarıyla veya STÖ’leri gibi sivil kuruluşlarda gönüllü olarak ihtiyaçlılara yardımcı olmuşlardır.
5- SONUÇ
Bu araştırma kapsamında araştırmacıların gözlemlerine dayanarak Kıbrıs’ta genç göçmen kadınların yaşamlarını iyileştirmek üzerine bazı fikirlerle raporumuzu sonuçlandıracağız.
- Kendiliğinden örgütlenmiş göçmen topluluklarında kadınlar, örgütlenememiş topluluklara göre daha iyimserdirler, daha az yalnızlık hissetmektedirler. Örneğin, Filipinli kadınlar Kıbrıs’taki en örgütlü göçmen topluluğudur. Diğer topluluklarda kadınlar ne kadar üzüntülü, acılı, yalnız hissettiklerini ve kendi yurttaşlarıyla hiçbir bağlantıları olmadığını ifade etmişlerdir.
- Genç göçmen kadınlar farklı durumlar karşısında haklarının ne olduğunu ve izleyecekleri prosedürler konusunda kafa karışıklığı yaşamaktadırlar. Örneğin, çoğu zaman yasal süreçler ve diğer işler için kimden bilgi alacaklarını bilemiyorlar. Bir ipucu olması açısından küçük bir işletme açmak isteyen mülteci bir kadının bunun yasallığı ile ilgili kimden bilgi alacağını bilmediğini belirtmek isteriz. Buna benzer olarak, ev hizmetlisi olanlar ise işverenin işten çıkardığı ve yeni bir iş aramaları durumunda yasal prosedürleri bilmemektedirler. Bu çerçevede, farkındalık yaratma kampanyaları ve yönlendirici bilgi merkezleri, göçmen kadınları ve tüm göçmenleri birleştirmek ve iyileştirmek için çok önemlidir.
- Gözlemlerimizde, Afrikalı ve Müslüman kadınlar emek piyasasına girme girişimleri sırasında çok fazla önyargı ve ırkçılığa maruz kaldıklarını ve bu nedenle iş bulmak için desteğe ihtiyaçları olduğunu belirledik. Birçok mülakatta tesettürlü Arap bir kadının işverenlerin çoğu tarafından olumsuz karşılandığını gördük.
- Mültecilerin temel taleplerinin yerine getirilmesinde hükümetin neden olduğu zaman kaybı da çok büyük sorunlara neden olmaktadır. Buna bir örnek ise, Kamerunlu mülteci bir kadının bir yıl önce makamlara başvurarak yaşı küçük oğlunu yanına alma talebi ve hiçbir cevabın verilmemesidir. Oğlunun yaşadığı yerin ne kadar güvensiz olduğu düşünüldüğünde bu kadın oldukça gergin ve endişeli zamanlar yaşamaktadır. Dahası, pandemi süresince durum daha kötüye gitmiş çünkü onun ifadesiyle “şikâyet etmek çok zor çünkü ilgili makama gidemiyorsunuz, sadece mektup gönderebiliyorsunuz”.
- STÖ’ler ile devlet daireleri arasında iş birliği ve koordinasyon gereklidir ve kaçınılmazdır.
- Genç göçmen kadınların belirli sorunlarını ele alan, araştırma temelli daha çok çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.