Covid 19 ve aşıları ile eve kapanış bizi ne kadar etkiledi?

Serhat İncirli

Covid 19 veya Covid 19 aşıları bir oyun muydu?

Genç ölümler, ani ölümler, kalp rahatsızlıkları bu salgının ve aşılarının bir sonucu mu?

-*-*-

Bu sorulara yanıt bulabilmek elbette “özgür bilimin” işidir…

Ancak bir çok insan, ciddi şekilde, Covid 19’un ve aşılarının sağlığımızla oynadığını konuşuyor!

-*-*-

Covid 19’un ve aşılarının verdiği iddia edilen kalple bağlantılı ya da ölüme sebep olan “bilinmeyen”lerin ötesinde; aynı hastalık nedeniyle insanların evlerine kapanmasının “ruhsal” sorunları da ayrı bir tartışma konusu!

-*-*-

Hastalıkla doğrudan bağlantılı olmayan ama eve kapanmayla ilgili olarak özellikle çocukların çok ciddi zarar gördüğü öne sürülüyor…

-*-*-

İngiliz uzmanlar bu konuda araştırma yaptı…

The Daily Telegraph konuyu dün manşetinden yayınladı ve eve kapanma nedeniyle, ülkedeki çocukların ve gençlerin en az yarısının ciddi zarar gördüğünü yazdı…

-*-*-

Eve kapanma nedeniyle gençlerin duygusal gelişimine çok ciddi zararlar verildiği belirtilen araştırmada, çocukların ve gençlerin artık daha endişeli ve daha az güvenli oldukları öne sürüldü…

Ve tabii ki bunun aşılması için bir şeyler yapılması gerektiği vurgulanırken, aksi takdirde, sağlıksız bir neslin varlığının söz konusu olacağı uyarısı yapıldı…

-*-*-

KKTC’de mi?

Çocuklar Kuran kursuna gitsin, tamamdır!

İki dua, bir salavat, beş rekat namaz, sorun kalmaz!

Haaa bir de okullardaki bayrakları daha büyük yapalım

-*-*-

Ülkede nüfusu bilmiyoruz!

Çocuklarımızla hiç ilgilenemediğimiz açık!

Depremde kaybettiğimiz şampiyon meleklerin ailelerine bile yalan söyleyen bir devletimiz var!

Hepsi bitti bir de çocukların ve gençlerin Covid 19 kapanmaları nedeniyle yaşadığı ruhsal sorunlarla mı ilgilenelim?

-*-*-

Görevde kalmaya devam edin efendim!

Rüşvetten – komisyondan zengin olanlar bir yanda; bunu bildiği halde sesini çıkarmayan suç ortakları öte yanda…

Dediğim gibi, bayrak var, ezan sesi tamam!

Yürüyelim arkadaşlar!

Bize ne Covid 19’dan ya da çocukların ruh sağlığından!


Ahlaksız insanlık düşmanlarını sessizce izlemek!

Orman arazilerini yatırıma açmak!

Ne ahlaksızlık, ne çirkinlik!

Ve ne pişkinlik!

Ve kesinlikle insanın aklına sadece rüşveti getiren bir ülke nefreti!

-*-*-

Yenidüzen’de dün Serap Şahin’in denizde dört gün yaşam mücadelesi veren Şaban Ekici ile söyleşisini okudunuz mu?

Muhteşem bir hikaye…

Korkunç!

-*-*-

Şaban Ekici, bir arkadaşı ile dört gün su içinde bekledi…

Arkadaşı dayanamadı…

Ölüsünü buldular…

-*-*-

Ve Şaban Ekici, kendilerini görüp de durmayan feribotlardan, gemilerden söz etti…

İsimlerini sıraladı…

-*-*-

Ne ahlaksızlık!

Ne çökmüşlük!

Ne büyük bir insanlık utancı!

-*-*-

Ve sesimizi hiç çıkarmadan izliyoruz bütün bu “ahlaksız, insanlık düşmanlıklarını”…

Sessiz!

-*-*-

Ülke peşkeş çekiliyor!

İnsanlar, o kadar bozulmuş ki; geminin kaptanı, denizin ortasında iki insan görüyor; sanki Girne – Lefkoşa yolunda otostop çeken birini görmüş de otomobiline almamış şoför gibi davranabiliyor!


Kıbrıs, üzerinde insan gibi yaşamak isteyen tüm insanların yurdudur

“Kıbrıs 452 yıldır Türk yurdudur…”

Tahsin Ertuğruloğlu söyledi…

-*-*-

Tahsin beyle aynı kafa yapısına sahip bazı Kıbrıslı Rumlar da Ada’nın 10 bini yılı aşkın süredir Elen yurdu olduğunu öne sürer…

-*-*-

Fazla tartışmaya girmenin anlamı yok!

Çok geri gidersek, Ada’nın ya tek hücrelilerin, ya Adem ile Havva’nın ya da maymunların yurdu olduğu sonuçlarına varabiliriz!

-*-*-

Kıbrıs, üzerinde insan gibi yaşamak isteyen tüm insanların yurdudur…

İlla ki “Etnik köken” veya “Milliyetçilik” bakışları ile olayı değerlendirmeye çalışmak, ırkçılıktır, ayrımcılıktır, faşizmdir, düşmanlık yaymaya çalışmaktır…

-*-*-

O zaman çıkıp birileri size sormaz mı?

1571’de Kıbrıs’ı fetheden Osmanlı’nın Sadrazamı kimdi?

Sokullu Mehmet Paşa değil mi?

Türk müydü Sokullu?

Hayır, Sırp’tı!

-*-*-

Sokullu Mehmet Paşa, hem Kanuni Sultan Süleyman’ın hem de Kıbrıs’ı fetheden II. Selim’in en güvendiği kişilerden biriydi elbette…

Ama Türk değildi canlarım benim!

Hatta rivayet edilir ki, kardeşini de o günlerde Kıbrıs Ortodoks Kilisesi’ne yönetici olarak görevlendirmişti…

-*-*-

Bu arada belirtelim, Sokullu, Osmanlı Sarayı’nın damatlarındandır…

Ve Kıbrıs Fatihi II. Selim’in en yakın yardımcılarından biri, Gazanfer Ağa’dır.

Venedik asıllı Gazanfer Ağa, 2. Selim’in Kapı Ağasıdır, yani imparatorluğun en yetkili adamlarının belki de en başındadır…

-*-*-

Haaa II. Selim mi?

Boş verin Ukraynalı Hürrem Sultan’ın oğlu II. Selim’i de, 3’üncü Osmanlı Padişahı kimdir?

Üçüncü Osmanlı Padişahı I. Murat’tır!

Murat’ın babası Orhan Gazi’dir!

Peki annesi?

Holifera!

Nilüfer Hatun canım…

Yunan’dır kendileri…

-*-*-

Sevgili Tahsin abi; bence gerçekten çok geride kaldınız…

O’na buna yağ çekeceksiniz, Türkiye’deki ham humcu sahte milliyetçilere şirin görüneceksiniz diye, ha bir de koltuk uğruna, içine düştüğünüz çukur, komik bile değildir!


Henriet, Vilma, Sofi, Virjin, Rivery, Suzi, Roman Besime, Sonya, Agnes, Sermi, Janet, Mari, Aleksandra, Evemia, Eva, Katrin, Nadya, Anastasya, Helen, Bafo, Rasel, Roksalan, Helga, Kornelya, Despina, Evdoksiya, Veronika, Olga, Horofira, Marya, Theodora, Asporça… Bu isimler, Osmanlı padişahlarının anneleri ve tabii ki eşlerinin isimleridir… Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey dışında, karısı “Türk” olan yoktur… Sadece iki isimle ilgili “bu ikisi Türk olabilir tartışması” söz konusudur… (Tahsin Ertuğruloğlu’nun dikkatine… Fotoğraftaki kadın, bir Türk televizyon dizisinde, Kıbrıs’ı 1571’de fetheden Sultan II. Selim’in annesini yani Hürrem Sultan’ı canlandıran, ünlü oyuncu Meryem Uzerli’dir)…