Bir yanlış anlama oldu sanırım…
Covid-19 mücadelesinde yere serilmedik.
Doğrudur.
Ölüm, yoğum bakım ve vaka sayıları hem yakın coğrafyamıza hem de dünyaya göre iyidir.
Bunun sebebi siyasi ve toplumsal muhalefet kültürü, bir grup hekim, hemşire ve sağlık emekçisinin bireysel özverisi, bir de ülkenin koşullardır.
Tabip örgütlerinden sağlık uzmanlarımıza, hekim vekillerimizden duyarlı insanlarımıza kadar pek çok aktörün bu sonuçta payı vardır.
***
Ülkenin koşuları demiştim…
Toplu ulaşım alışkanlığına sahip olmamak salgın döneminde şansa dönmüştür.
Çok hem de çok önemli etkendir bu!
Dünyanın hiçbir ülkesinden uçak gelmemesi bu süreçte ayrıca bir avantaj olmuştur.
***
Niye yazıyorum?
Çünkü bir süredir görüyorum ki, süreçleri planlamak yerine doğrudan “kendine” bağlayan Sağlık Bakanı, “Ben başardım” egosuyla yaşıyor.
Hükümet kendi ayıbını örtmek için “vaka sayısı” üzerinden poz veriyor.
Oysa marttan bugüne planlama, organizasyon, iletişim anlamında hep kaos yaşanıyor.
Hastane kaç kez taşınmıştır, biliyorsunuz.
Hele servisler arasındaki gel-gitler!
Aylarca hemşire istihdamı dahi yapılamamıştır.
Hep “düşe kalka” ilerlenmiştir.
Pandemi Hastanesi mi dediniz?
Sabah söylenen akşama yalanlanmış, gece söylenen sabaha değişmiştir.
Sağlıkta bir “üst yönetim aklı” yerine “yönetenlere rağmen” yürümüştür süreç, ekonomide hiç yürümemiştir.
***
Adeta “yönetim” dileniyoruz.
Böylece uzaktan yönetiliyoruz!
İyi niyetli ve dürüst olsa da bir bakanın “organizasyon yetersizliğini” görmezsek eğer geleceğe dair rol modellerimiz böyle olur.
Siz denetimi sorarsınız, kendisi “Bu ülkede herkesin bir dayısı var” der, siz aşıyı sorarsınız, “plan bendedir, merak etmeyiniz” der…
“Söke söke” alır!
“Bir telefonla” halleder!
Öyle de…
Geleceği planlama şansınız hiç olmaz.
Kişilerin dudakları arasına hapsolur bir ülke…
***
Dün sabah sabah yaşadığımız “aşı süreci” gibi...
Planlamıyor, sürükleniyoruz!
Yönetmiyor, talimatla yönetiliyoruz!
Yine de hakikat değişmiyor.
Bugüne kadar Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), Avrupa İlaç Ajansı (EMA) ve Birleşik Krallık İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu (MHRA) gibi kurumlar tarafından geçici kullanım onayı almış yalnızca 3 aşı vardır.
Bunlar da Pfizer/BioNTech, Moderna ve AstraZeneca/Oxford aşılardır.
Avrupa Birliği kimliğimizle bu aşılara dört elle sarılmak gerekir.
Türkiye’den gönderilen Çin aşısı CoronaVac’ın olumlu sonuç vermesi bir umuttur.
Umarım iyi olur.
***
Bir de…
İnsanlar Covid-19’dan değil “süreçten” ve “devlet”ten korkuyorlar halen!
Bu korkuyu dindirmeye şimdilik aşı bile yetmez…