Başbakan Özgürgün hangi ekonomi uzmanlarına danıştı bilemiyorum. Lakin “Çözüm olursa ekonomimiz çöker” tezini dile getiren bir ekonomist hatırlayamadım.
Aksine, ‘çözüm fırsatları’nı bilimsel verilerle inceleyen, kimi iki-toplumlu, kimi bireysel, bazıları örgütsel çok sayıda rapor bunun tam tersini söylüyor.
Bırakın Kıbrıslı Türklerin ekonomisinin çökmesini, çözüm durumunda Kıbrıslı Rumlara göre daha hızlı bir gelişim yaşanacağı vurgulanıyor.
Ekonomistler turizm, inşaat, eğitim başta olmak üzere birçok sektörün sıçrama yapacağına kesin gözle bakıyor.
Kişi başına düşen gelir bakımından bizden oldukça iyi durumda olan Rumlar’dan daha hızlı bir şekilde gelirimizin artacağı ve iki taraf arasındaki farkın zamanla kapanacağı anlatılıyor.
Gerek Ticaret Odaları’nın yaptırdığı, gerekse yabancıların hazırladığı objektif raporların tümünde buna benzer ifadeler yer alıyor.
Bu yüzden şaşırdım Özgürgün’ün açıklamalarına…
* * *
Başbakan bir konuda konuşacaksa eğer, elinde veriler olmalı…
Yoksa her konuda bu şekilde konuşuyorsa, yandık!
Çözümü kötülemek, toplumsal algıda çözümsüzlüğün devamı yönünde bir çentik atmak niyeti ve gayretiyle “Ekonomimiz çöker” derseniz, size sorarlar…
Şimdi ekonomimiz harika mı?
Başımız göğe mi erdi?
Millet zenginlikten zil takıp oynamaya mı başladı?
Yoksa Nazım Bey’in dediği gibi yüzde 60’ımız lüks Mercedes sürüyor da biz mi yoldakileri ‘Japon’ görüyoruz?
Ve en mühim soru şu: Elinizdeki veriler nedir ki “Çözüm olursa ekonomimiz çöker” iddiasında bulunuyorsunuz?
* * *
‘Olmayan ekonomimiz’ çökmeyeceği gibi, çözümle birlikte bu ülkede ekonominin büyüyeceğini görmemek için bakkaldan alışveriş yapacak kadar bile ekonomiden anlamamak gerekir.
Zira kime sorsanız çözümle birlikte izolasyon koşullarının ortadan kalkacağını bilir. Yani ihracat imkanları artacak. Yani üretim gelişecek. Yani girişimci daha uygun koşullarda iş yapacak.
Turizm tabii gelişecek. Zaten 2 milyona dayanan Güney’deki turist sayısı Kuzey’e de yayılacak. Uçuşlardaki endirekt sorunu ortadan kalkacağından, dünyanın her yerinde ülkemize turist gelecek.
Rekabet edebilecek kaliteyi yakalayan okullarımız daha fazla öğrenci alabilecek.
Çözümle beraber yatırımcının finans imkanlarına erişimi kolaylaşacak. Bugüne kadar kullanılamayan fırsatlar kullanılabilir hale gelecek.
Artık ‘tam üye yarısı’ olacağımızdan AB katkıları miktar ve tür olarak gelişecek. Sektörlerin gelişimi daha kolay olacak.
Standartlar gelecek, ürün ve hizmet kalitesi yükselecek. Bu da daha iyi rekabet şansı demek.
* * *
Bunlar ‘ekonomi bilgisi’ gerektirmeyecek, gözle görülebilecek kadar basit doğrular…
Ama Başbakan “Çözümle ekonomimiz çöker” diyor.
Neden?
Çünkü çözüm istemiyor.
Çözümden -her ne hikmetse- ödü kopuyor.
Zaten aynı demecinde “Çözümün acelesi yok” da diyor.
Ne söylesek, ne yazsak kifayetsiz kalıyor!..