2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, katıldığı bir TV programında çeşitli konuları değerlendirdi.
Kıbrıs sorununda gelinen aşamayı değerlendiren Talat, son günlerde karşılıklı demeçlerin sertleştiğine dikkat çekerek, çözüm tarifi yapmaktan uzak durulması gerektiğini ifade etti. Talat, “Görüşmeler daha başlamadan çözümün ne olacağını karşılıklı ve kesin çizgileriyle ortaya koyarsanız neleri görüşeceksiniz?” diye sordu.
Kıbrıs konusundaki sorulara cevap veren Talat, Annan Planından günümüze on yıl geçtiğine, insanların kendi yerlerinde daha yerleşik hale geldiklerine, küçük veya büyük yatırımlar yaptıklarına dikkat çekerek; bu durumun da yeni bir oluşumda değerlendirilmesi gerekebileceğini belirtti.
“Taşınmaz Mal Komisyonu tarafından malı iade edilen Kıbrıslı Rumların kendi evlerine yerleşmek için onları engelleyecek ne vardır?” diye soran Talat, bu çerçevede yerleşim konularının yeniden ele alınıp tatışılabileceğini kaydetti. Birçok alternatifin olduğunu söyleyen Talat, ancak müzakere aşamasında bunların masa dışında söylenmesinin doğru olmadığını belirtti.
Başka bir soru üzerine Talat, Türkiye Başbakanlığının yeni planla ilgili açıklamalarının bir beklenti olduğunu, bu açıklamaların Türkiye’nin çözüme hazır olduğu anlamına geldiğini belirtti. Talat, “Önemli olan Rum tarafının hazır olmasıdır” dedi ve bu çerçevede AB üyelerinin teşvik edici olmasının önemine değindi.
TAVİZ DEĞİL ESNEKLİK
Anastasiades’in ortağı DİKO’nun kongresini beklediğinin söylendiğini kaydeden Talat, bunun gerçek olması durumunda yakın gelecekte bir hareketlenme beklenebileceğini ve her iki tarafın da esnek davranmaya hazır olmaları gerektiğini ifade etti. Talat, her iki tarafın da taviz verebileceğini belirterek “Ben taviz sözcüğü yerine esneklik sözcüğünü tercih ederim” dedi.
Başka bir soru üzerine, ortak metnin nasıl hazırlanamadığına hala şaştığını belirten Talat, bu hazırlanamazken, bütünlüklü bir anlaşmanın nasıl yapılacağının haklı olarak sorgulandığını belirtti.
KTFF-KOP
Futbol Federasyonları arasındaki gelişmeleri de değerlendiren 2. Cumhurbaşkanı Talat, bu görüşmelerin Niyazi Okutan döneminde başlatıldığına dikkat çekerek, Annan Planı referandumundan sonra FİFA’nın görüşlerinde de esneklik oluştuğunu kaydetti.
Yapılan görüşmeler sürecinde Federasyonun ortaya çıkan anlaşmaya evet dediğine dikkat çeken Talat, bunun yapılmasından sonra anlaşmayı akamete uğratma yönünde hareket edilmesinin uluslararası alanda büyük bir reaksiyona yol açabileceğini söyledi ve “Artık Türk futbolu dünyaya açılmayı uzun zaman unutur” dedi.
Talat yapılan anlaşmaya göre KTFF’nin KOP Yönetim Kuruluna katılmasının söz konusu olabileceğini belirterek, bunlar üzerinde iyi çalışma yapılması, devletin de destek olması gerektiğini kaydetti.
Talat, bu konuda “Kapıyı kapatan biz olmamalıyız, bu düzenlemeden de azami kazancı elde etmeliyiz” dedi.
ELEKTRİK ZAMMI
Elektriğe getirilen zamların sorulması üzerine Talat, elektrikte strateji belirlenmesinin şart olduğunu ifade ederek, sadece zammın en yüksek oranının konuşulduğunu, yapılan eleştirilerin faturaları ödemeyenlere göz yumulması üzerine yoğunlaştığını söyledi. Faturaları ödemeyen devlet ve diğer kamu kurumlarının hedef olarak seçildiğini söyleyen Talat, halbuki devletin ve kamu kurumlarının ödeyeceği faturaların da sonuçta halkın vergileri ile karşılanacağının unutulmakta olduğunu anlattı.
Elektrik konusunda en önemli hassasiyetin, bu stratejik üretimin devletin yörüngesinde kalması, yani Elektrik Kurumunun özelleştirilmemesi olduğunu, ancak devlet ve kamu kurumlarının azami tasarrufa gitmeleri gerektiğini söyleyen Talat, “nasıl olsa kendisi ödemiyor diye özensiz davranan personel uyarılmalı, olmuyorsa tedbir alınmalıdır” diye konuştu.
Devletin tasarrufu, özel sektörün tükettiğinin tahsili yanı sıra elektrik üretim maliyetinin aşağıya çekilebilmesi için alternatif enerji kaynaklarının kullanımının teşvik edilmesi gerektiğini ifade eden Talat, yasası ve tüzüğü hazır olan güneşten elektrik üretiminin –gerekli gözden geçirmelerle birlikte- gecikmeden hayata geçirilmesiyle, üretimin de halka yayılmış olacağını ve fahiş hale gelen akaryakıt harcamalarının aşağıya çekileceğini anlattı.
Böylece vatandaşın da enerji yatırımcısı olacağını söyleyen Talat, Türkiye’den elektrik getirilmesi politikasının da dikkatle incelenmesi gerektiğini söyledi. Talat, “Türkiye’deki borsa fiyatı on dört kuruş civarında olan elektriğin adamıza getirilmesi kadar mantıklı ne olabilir? Gölgemizden korkmayalım, böylesi bir adım Elektrik Kurumumuza hiçbir zarar vermeyecek, tersine onu güçlendirecek, borçlarından kurtararak halka en yaygın hizmeti verebilecek hale getirecektir. Bugün sokak aydınlatma lambalarını bile değiştirmekten aciz olduğumuz unutulmamalıdır. KIBTEK’in iş yükünü azaltarak daha hızlı ve yaygın hizmete odaklanmak hedefimiz olmalıdır” dedi.
Talat, Elektrik Kurumunun borçlarından kurtulması halinde üretim maliyetinde on kuruşa yakın düşüş olacağı da dikkate alınacak olursa, tahsilatın öneminin daha iyi anlaşılacağını söyledi. Talat, “Dolayısıyla bu hususun da hükümet tarafından incelenip 2009-2013 döneminde terk edilen akıllı sayaç uygulamasının muhakkak bir kural haline getirilmesinin ve yurttaşlarımıza günün belli zamanlarında daha ucuz elektrik kullanımı imkanı sunulabilmesinin, ödemeyenlerin elektriğinin de hiçbir yetkilinin müdahalesine imkan vermeden otomatik olarak kesilmesinin yolu açılmalıdır” dedi.
Bütün bu düzenlemeler yapılıp takvimlendirilerek, akaryakıt fiyatlarının aşırı yükselmesi nedeniyle gerçekten zorunlu olan elektrik zammının hafifletilebileceğini söyleyen Talat, hükümet tarafından açıklanan planın ifade ettiği hususları da içerecek şekilde geliştirilmesi ve uygulanması halinde Elektrik Kurumunun gerçek anlamda kurtarılabileceğini anlattı.
Genel perspektifte yanlış veya eksik olanın ise çalışanların maaşlarına artış yapılmaması, halkın alım gücünün yükselmemesi olduğunu kaydeden Talat, bu çerçevede elektrik zammının ağır geldiğini, bu hususta da hükümetin ekonomiyi geliştirerek yeni kaynaklar yaratmasının soruna çare bulunması için şart olduğunu anlattı.