Kıbrıs Rum toplumunda cumhurbaşkanlığı seçimlerinin birinci turu ret cephesinin yenilgisiyle sonuçlandı. Nikolas Papadopullos ve müttefikleri DİKO, EDEK, Çevreci Hareket ve Dayanışma Hareketi ikinci tura geçmek için canla başla uğraştılar ama sonuç tam bir hüsran oldu.
Kampanya boyunca federal çözüme karşı çıkan, bununla kalmayarak Nikos Anastasiadis’i “Türklere her şeyi vermekle” eleştiren, bir diğer federalist aday Stavros Malas’ın da “Anastasiadis’in yolundan gittiğini” ileri süren Nikolas Papadopullos oyların %26’sını alarak elendi.
Bu, federal çözüm perspektifi açısından son derece önemli bir gelişmedir. Kıbrıs Rum toplumunun büyük çoğunluğu ret cephesinin savlarına rağbet etmedi ve çözümü “öcü” gibi gösteren, çözümle beraber adanın “Türkleşeceğini” ileri sürüp korku-politikası uygulayan Papadopullos’u birinci turda evine gönderdi.
Önümüzdeki Pazar günü yapılacak seçimlerin ikinci turunda Kıbrıs’ta federal bir devletin kurulmasının gereklilik olduğuna inanan Anastasiadis ile Malas yarışacak.
Nikos Anastasiadis seçimden birinci çıkmakla beraber aldığı sonuçtan memnun değil. Stavros Malas’ın %30.03 oranına dayanması, kendisinin de %35.05’te kalması, Anastasiadis’in beklemediği bir sonuçtu.
Göstergeler ikinci turda zorlanacağına ve kamuoyu yoklamalarının ikinci turda Anastasiadis’in seçimi rahat bir şekilde kazanacağı yönündeki tahminlerin artık geçerli olmadığına işaret ediyor.
Psikolojik sınır
Seçim yarışına %15’den başlayan Malas’ın psikolojik baraj sayılan %30’u aşması ve Anastasiadis ile arasındaki farkı %5’e düşürmesi, Cumhurbaşkanının koltuğunun tehlikede olduğunu gösteriyor.
Stavros Malas seçim kampanyasında Kıbrıs Sorununun çözümü konusunda çok net tavır takındı. Guetteres Çerçevesi temelinde çözüm arayacağını sık sık dile getirdi. Garanti Antlaşmasının sonlandırılmasından söz etti ama “sıfır asker” gibi bir slogan haykırmadı. Üstelik, çözümden sonra bir miktar Türk askerinin adada kalabileceğini dile getirdi.
Malas’ın genel olarak Kıbrıs Sorunu, özel olarak da çözüm konusunda net ve açık sözlü olması, kendisini destekleyen AKEL’in dışından da oy almasını sağladı. Hatta Anastasiadis’in tutarsız tavır ve çıkışlarından rahatsız olan bazı DİSİ’liler oylarını Malas’a verdiler. Bir kısım DİSİ’li de Papdopullos’un önünü kesmek için “stratejik oy” kullanarak Malas’a yöneldi.
Anastasiadis şimdi bu oyları geri almak için uğraşacak. Fakat bu oranın %2 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Anastasiadis, ayrıca, seçimden büyük başarı ile çıkan ve adayının %6 oranında oy alan ELAM’a yönelecek. Kurmayları şimdiden ELAM’ın tabanı ile temasa geçmiş bulunuyor. Fakat oradan gelecek oylar da yeterli değil. DİKO’dan sağlam destek almadan başarılı olması imkansız görünüyor.
Şimdi ne olacak?
Malas’ın başarısında dürüst ve samimi kişiliği kadar, açık sözlü olması da önemli rol oynadı. Örneğin Malas, başından beri ikinci tura kalması durumunda ELAM ile temas kurmayacağını söylüyordu. Bu tavrında bir değişiklik olmayacak.
Malas’ın tek handikapı, Hristofyas’dan miras kalan ekonomiye dair olumsuz algıdır.
Ancak burada akıllıca bir hamle yaparak Ekonomi Bakanı’nı seçimden önce açıklaması bekleniyor!
Bu ismin “seçmenin genelinin büyük güven duyacağı” bir isim olacağı da konuşuluyor.
Seçimden ağır bir yenilgi ile çıkan Yorgos Lillikas’ın Malas’ı desteklemesi imkansız değildir. Fakat seçimi kazanması için DİKO ve EDEK tabanından önemli oranda oy alması gerekiyor.
EDEK’in eğilimi oylarını serbest bırakmak yönünde olabilir. Bu durumda EDEK üyeleri ağırlıkla Malas’ı tercih edebilirler.
Fakat belirleyici olan iki faktör vardır ki, şimdilik ikisi de bilinmezdir: Sandığa gitmeyen %28 oranındaki seçme ve DİKO ne yapacak?
Bu da önümüzdeki günlerde netleşecek...
Kesin olan şudur ki, önümüzdeki Pazar günü yapılacak seçimde Malas ile Anastasiadis at başı bir yarış yapacak.
Sonuç son oyların da sayılmasıyla netleşecek.