Çözüm olacak mı ?

Erdinç Gündüz

 

Planlı programlı değil. Tamamen gelişigüzel. Bakkalda, kasapta, orada burada karşılaştığım insanlara çok basit bir soru sordum. Soru şu:  “Kıbrıs’ta çözüm olacak  mı ?”
İşte aldığım cevaplardan seçmeler...

“Olmaz.”
“Birileri bastırırsa olur.”
“Sen inanın ?”
“Hep show. Yıllardır olduğu gibi.  Çözüm oldu oluyor diye insanları kandıra kandıra yıllar geçti. Hala da kandırmaya devam ediyorlar.”
“Bu su meselesi, petrol meselesi, gaz meselesi var ya... Bu beni biraz düşündürüyor. Bol para planları var bu işin içinde. Para olunca da işin rengi değişiyor. Çok değil ama umutluyum ben.”
“Rumun malıynan zengin olanlar çözüme evet der mi ?”
“Diyelim ki bizimkiler samimidirler. Sen Rum’un çözüm konusunda samimi olduğuna inanın mısın ? Ben inanmam.”
“Ben,  ne bizim tarafın ne de Erdoğan’ın gerçekten çözüm istediğine hiç bir zaman inanmadım. Bundan sonra da inanmam.”
“Ma dalga geçen ? Yoksa ciddisin ? Ne çözümü ya ?”
“Aha Anastasiadis da hastenelere düştü. Güya çözümcüymüşüdü o ? Farkında değil galiba kaç kişiyi yedi bu Kıbrıs meselesi .”
“Çözüm mözümü boş ver. Önce biz adam olalım buralarda da sonra çözüm isteyelim. Ama ne birinde umut var ne diğerinde.”
“Unutmayın. Yıllarca çözümsüzlük çözümdür diyen adamdır çözüm görüşmelerini sürdüren.”
“Ben yarım asırdır aynı şeyleri konuşmaktan bıktım usandım artık.”
“Annan Planı’ndan çok umutluydum. O bile olmadı. Şimdi olabilir mi ? Ne evet derim ne de hayır.”
“Dikilidaşın önünde Ya Taksim Ya Ölüm diye bağırdılardı yıllarca. Aha sana Taksim. Daha ne çözümü ?”
“Türkiye’nin gerçekten çözüm istediğine inanan var mı ? Çok merak ediyorum.”

***

Bu bir bilimsel araştırma değil. Sokak muhabbetleri derlemesi sadece. Ama sanırım sokak muhabbetleri bazen, bilimsel anketlere verilen cevaplardan çok daha samimi, çok daha içten oluyor.
Aynı soruyu siz de sorun çevrenizdekilere. Çok ilginç cevaplarla karşılaşabilirsiniz.  Benim karşılaştığım gibi. Bir not daha.... Küfürlü cevaplar da vardı bol bol. Onları buraya alamadım tahmin edeceğiniz gibi.
Farketmişsinizdir, genelde umutsuzluk hakim. Bir travmayı daha kaldırabilir mi insanlarımız ?  Belli ki yeni bir travma yaşamaya hiç niyeti yok çoğunluğun. ‘Umut’ taa derinlerde gizli duruyor. Ama iş sesli düşünmeye geldi mi tereddütler ön planda.
Bir de kızgınlık var. Kime ?  Kimlere ? Bu soruların cevaplarını da siz verin artık...