Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, Kıbrıs Türk tarafının olası çözüm sonrası için hazır olmadığını, çok eksikleri bulunduğunu belirterek, eksikliklerin ne olduğuna ilişkin tespitlerde bulunup, nasıl ve ne kadar süreliğine derogasyon talep edileceğinin belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Avrupa Birliği’nin, Türk tarafıyla, siyasi tanınma koşulu olmaksızın, ciddi bir giriş dönemi başlatması gerektiğini de kaydeden Denktaş, “Çünkü bayağı gerideyiz. Gerek sertifikasyon açısından, gerekse laboratuarlama açısından oldukça büyük eksiklerimiz var” dedi.
Güven artırıcı önlemlerin önemine de vurgu yapan Denktaş, “(Rumlarla) Birlikte bir şey yapabildiğimizi göstermemiz lazım. Güven artırıcı önlemler bu olmalı. Güven artırıcı önlem, Maraş’ın verilmesi değil, birlikte bir organizasyonu yapabilmedir. Bu spor organizasyonu olabilir, kültürel organizasyon olabilir ama uluslararası camianın da katılabileceği birlikte bir şeyler yapmalıyız” dedi.
Serdar Denktaş, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine yaptığı açıklamada, devam eden Kıbrıs müzakereleri, turizmde 2014 beklentileri ve tartışmalara neden olan 5. Milli Eğitim Şurası kararlarını değerlendirdi.
“Ayaklarımız daha bir yere basar konumda olalım ”
Kıbrıs konusunda “dışta bir şeylerin piştiğini” ve bunu uzun süredir dile getirdiğine işaret eden Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, her iki tarafa da ABD, AB, BM, Türkiye ve Yunanistan başta olmak üzere dıştan çok yoğun baskı yapıldığını söyledi.
Denktaş, içeride de “Aman bitsin artık çözelim” havası bulunduğuna dikkat çekerek, bu duruşun, özellikle son yıllarda toplumu bu noktaya taşıma maksatlı, o gün geldiğinde hayır denmesin diye yaşanmış şeylerden dolayı oluştuğunu söyledi. Serdar Denktaş, şöyle devam etti:“Baskı var mı? Evet vardır. Bir anlaşma imzalanır noktasına gelir mi? Bunun sonunda referandum vardır. O güne geldiğinde derogasyonlar talep etmeliyiz. Hangi konularda, ne kadar süreyle? Bütün bunların çalışması şimdi yapılmalı”
Gittiği her yerde, Annan Planı’nda olduğu gibi konuyu toz bulutu içinde ele almama çağrısında bulunduğunu kaydeden Denktaş, “Ayaklarımız daha bir yere basar konumda olalım. Evet diyeceksek, neye, niçin evet dediğimizi, hayır diyeceksek neye, niçin hayır dediğimizi bilerek oyumuzu kullanalım” dedi.
“Çok eksiğimiz var”
Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, Kıbrıslı Türklerin çok eksiği olduğunu ve çözüm sonrasına hazır olmadığını söyledi. Denktaş, şöyle devam etti:
“Eksikliklerin giderilmesi için ne yapabiliriz? AB, çözüme kadar ne yapabilir? BM’nin tutumu nasıl değişmeli? Bütün bunları tespit edip, hep birlikte talep etmeliyiz? Esnaftan ve iş adamlarından zaman zaman ‘ben hazırım, rekabet edebilirim’ açıklamaları geliyor. “Hazırım” demek yeterli değil. Sektörler olarak hazır mıyız? Bu çok önemli, çünkü hazır değiliz. Nasıl hazırlanabiliriz? Bütün bunlar aramızda konuşulmalı. Ticaret Odası’nın, Sanayi Odası’nın duruşu çok önemlidir. ‘Aman çözüm olsun da işimize yarayacak’ anlayışıyla hareket edersek, hiçbir çözüm işimize yaramaz. Ama içimizi düzeltirsek, eksiklerimizi tamamlarsak; AB, BM, Türkiye ve Yunanistan bu anlamda katkı koyarsa ve önümüz açılarak yürürsek, o zaman bir çözüm işimize yarar. Bizim de Rumların da.”
“Güvensizlik ortamı daha da katılaşmamalı”
Serdar Denktaş, güven artırıcı önlem oluşturmak için öncelikle Rumların, Kıbrıslı Türklerin yurtdışına açılma girişimlerini engellemekten vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Denktaş, görüşme sürecinin devam ettiği bir ortamda bu gibi hareketlerin, var olan güvensizlik ortamını daha da katılaştırdığından, bu tutumlardan vazgeçmek gerektiğini belirtti.
Denktaş, “Norveç’ten charter seferleri başlatır başlatmaz ilgili tur operatörü, Rum elçi tarafından çağrıldı ve korkutulmaya çalışıldı. Spor kulüplerimiz ve kültür derneklerimiz, yurt dışı temaslar yapıyor, gittikleri her yerde aynı türden bir karşıt tepki alıyor. Rumlar bundan vazgeçmeli” dedi.
Annan Planı için referanduma giderken Türk tarafının çözüme hazır olmadığını ve bugün de pek bir şeyin değişmediğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Denktaş, ilgili tüm kesimlerle işbirliği içinde olası çözümde dünyayla rekabete girileceğinden eksikliklerin ne olduğuna ilişkin tespitlerde bulunup, nasıl ve ne kadar süreliğine derogasyon talep edileceğinin belirlenmesi gerektiğini söyledi.
“AB, Türk tarafıyla ciddi bir giriş dönemi başlatmalı”
Avrupa Birliği’nin, Türk tarafıyla, siyasi tanınma koşulu olmaksızın, ciddi bir giriş dönemi başlatması gerektiğini kaydeden Denktaş, “Çünkü bayağı gerideyiz. Gerek sertifikasyon açısından, gerekse laboratuarlama açısından oldukça büyük eksiklerimiz var” dedi. Denktaş, şöyle devam etti:
“Türkiye, AB ile Gümrük Birliği anlaşmasını imzalarken, biz de bu anlamda girişim başlatmış olsaydık, bugün dünyanın herhangi bir yerine, Türkiye de dahil, ihracat yapmakta yaşadığımız sıkıntıları yaşamayacaktık. Çözüme kadar bu giriş sürecinin Kıbrıslı Türklerle ayrı olarak uygulanmaya başlanması lazım ki AB’ye yönelik yeniden bir güven tesis olsun”.
“Ekonomi başlıklı yakınlaşma kağıdı sil baştan ele alınmalı”
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, geçmiş müzakerelerde hazırlanan “ekonomi” başlığıyla ilgili yakınlaşma kağıdının sil baştan ele alınması gerektiğini de söyledi.
Denktaş, “Çünkü (bu başlık) inanılmaz şekilde aleyhimizde olan unsurlarla doludur. Diğerlerinde de hatalar var ama bu çok önemli, çünkü geleceğimizle ilgili bir şey” dedi.
Güven artırıcı önlemlerle ilgili öneriler
Serdar Denktaş, güven artırıcı önlem olarak, işadamlarının ortaklıklar kurmasının önünü her iki tarafın açması gerektiğini söyledi. Denktaş, “Türkiye’nin bir tehdit değil, bir fırsat olduğunu anlamaları sağlanmalı” dedi.
Denktaş, araba sporları Avrupa şampiyonasının bir ayağının Rum tarafında, bir ayağının da Türk tarafında yapılmasının yanı sıra, ada etrafında tüm limanlardan geçecek bir uluslararası yat rallisinin gerçekleştirilmesi yönünde öneri hazırladıklarını kaydetti.
Serdar Denktaş, “Birlikte bir şey yapabildiğimizi göstermemiz lazım. Güven artırıcı önlemler bu olmalı. Güven artırıcı önlem, Maraş’ın verilmesi değil, birlikte bir organizasyonu yapabilmedir. Bu spor organizasyonu olabilir, kültürel organizasyon olabilir ama uluslararası camianın da katılabileceği birlikte bir şeyler yapmalıyız” dedi.
“Önümüze sürekli hazır bir şeyler geliyor”
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, devam eden müzakere sürecine de değinerek, tarafların önüne sürekli olarak hazırlanmış bir şeyler getirildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, Ticaret Odası’nın hafta sonu yapılan genel kurulundaki konuşmasında “Eğer biz görüşmezsek, biz konuşmazsak, elbette dışarıdan birileri hazırlayıp getirecektir ve görüşülmediğini, konuşulmadığını, geçmişte de bunun böyle olduğunu, Denktaş dönemine işaret ederek söylüyor bunu” diyen Serdar Denktaş, şöyle devam etti:
“Peki beş yıllık bir görüşmecilik süreci yaşadı. Bu 5 yıllık görüşmecilik sürecinde kendisi görüşmekte olmasına rağmen gelmiyor muydu önüne hazırlanmış belgeler? Geliyordu.
Şimdi bunu niye inkar ediyoruz ki? Sürekli önümüze birtakım belgeler geliyor. Biz bu belgelerde toplumsal haklarımızı korumaya çalıştığımız müddetçe olumsuz damgası yiyoruz. Peki olumsuz damga yemeyelim diye toplumsal haklarımızdan vazgeçip, Kıbrıs Türklerini bireysel haklarla yaşar duruma mı getirmeliyiz?”
“Uluslararası camianın yanlışı gösterilmeli”
Toplumsal hakların, 1960 haklarını doğurduğuna işaret eden Denktaş, bütün bu hakların korunması gerektiğini söyledi. Denktaş, bunu yaparken de önlerini açıcı, yapıcı, çözüme odaklı, ekonomik kazanım amaçlı yaklaşım sergilemek gerektiğini belirtti. Denktaş, şöyle devam etti:
“Bunca yıldır, bizim ayrı kimlik olarak kabul edilmememizdir esas mesele. Kıbrıs Türkü ayrı bir kimlik olarak hep vardır. Var olmaya da devam edecek. Bu şekilde devam edilmesi halinde, gün gelecek, Kıbrıs Türk kimliğini koruma altına alma ihtiyacı hissedecek. Uluslararası camianın bu yanlışını onlara göstermek lazım.”
Serdar Denktaş, “Eşit tutulmamız, bu adanın diğer sahibi olarak görülmemiz lazım” dedi. “
-------------------------------------------------------
“Şura kararlarını olduğu gibi bakanlar kuruluna sunacağız”
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Serdar Denktaş, 5. Milli Eğitim Şurası kararlarıyla ilgili tartışmalara da değinerek, son derece güzel ve faydalı konuların da ele alındığını, ancak And’ın kaldırılması ve İlahiyat’ın kapatılması gibi konuların, bütün diğer güzel kararları geri planda bıraktığını söyledi.
Denktaş, Milli Eğitim Bakanlığı ile bugün bir toplantı yaptıklarını ve şura kararlarını olduğu gibi Bakanlar Kurulu’na sunacaklarını kaydetti. Kararların tavsiye nitelikli kararlar olduğuna işaret eden Denktaş, yüksek öğrenim ve okulların yeni bir idari yapıya kavuşmasıyla ilgili çok iyi kararlar da bulunduğunu ve bu kararları mümkün olduğunca uygulamaya geçireceklerini söyledi.
“Ne andın kaldırılması ne de ilahiyatın kapatılması gündemde değil”
Başbakan Yardımcısı Denktaş, “Çok net olarak söylüyorum. Ne And’ın kaldırılması ne de İlahiyat’ın kapatılması şu an gündemde değil” dedi.
Şura kararıyla ilgili bazı sendikaların duruşunu da eleştiren Denktaş, “Bir taraftan ne paranı, ne pulunu, ne de memurunu isterim diyen bir zihniyet, diğer taraftan orada hazırlanan bir uygulamayı buraya aynen uygulatmak istiyor” diye konuştu.
“Çok güzel kararlar alındı... Biz onların üzerinde yoğunlaşacağız”
Serdar Denktaş, And’ın Kıbrıs’ta yıllardır okunan, özümsenen ve Kıbrıslı Türklerin şikayetine neden olmayan bir uygulama olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
“Benim bir tek sorum olacak. And’ın kalkmasıyla eğitim düzelecek mi? Bu doğru bir yaklaşım değildir. Her toplu ve güzel harekette böyle bir incir çekirdeğini doldurmayacak şeyle iş bulandırılıyor... Bu şurada alınan çok güzel kararlar var. Biz onların üzerinde duracağız. Çok kapsamlı bir çalışma oldu. Toplantıyı istismar ve sabote eden bu tip yaklaşımları bir kenara koyup dikkate almıyoruz ama dikkate alacağımız öneriler de var. Bu öneriler üstünde çalışmaya değer.”
“Turizm bu sezon iyi geçecek”
Başbakan Yardımcısı, Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanı Denktaş, turizm konusuna da değinerek, sezonun bu yıl iyi geçeceğini söyledi. Denktaş, yatak eksikliği sorunu olabileceğini, bu nedenle ikinci ev olarak kullanılan villaları kayıt altına alarak, yıldızlama ve satışa sunma yönünde girişimleri olduğunu belirtti.
Denktaş, “Bu, ülkede yaşayan yabancıların kendi aralarında var ama organize bir şekilde değil. Onları kayıt altına alıp, piyasaya sunabilir miyiz? Dolayısıyla orada kalan turisti de sigorta kapsamına alabilir miyiz? Bir uğraşımız var çünkü belli ki kapasitemiz üstünde bir geliş olacak.”
(tak)