Ayşe GÜLER
Birlemiş Milletler (BM) tarafından ortak zemin bulunamadığı açıklanan Cenevre Zirvesi’nin ardından gözler, Kıbrıs Sorunu ile izlenecek yol haritasına çevrildi. Zirveye katılan siyasi parti temsilcileri, çözüm vizyonunun terk edildiğini, bu yöndeki kazanımların da yitirildiğini söyledi.
Siyasi parti temsilcileri, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın ‘çözümsüzlük çözümdür’ anlayışından vazgeçmesi gerektiğini dile getirdi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne iletilen önerileri basından öğrendiklerini ifade eden siyasi parti temsilcileri, Cenevre’ye davet edilmelerinin de anlamsızlığından yakındı.
CTP Milletvekili Fikri Toros, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu önerilerle adanın resmen ikiye bölünmesinin talep edildiğini, “Adanın resmen bölünmesini talep ediyor. Kıbrıs Türk halkının ada genelindeki ortak hak ve çıkarlarını çöpe atıyor” diye konuşarak, Tatar’ın Kıbrıs Türk halkının 2004 referandumunda ortaya koyduğu federal çözüm iradesine sırt çevirdiğini ifade etti.
Toros, “Adanın resmen bölünmesini talep ediyor. Kıbrıs Türk halkının ada genelindeki ortak hak ve çıkarlarını çöpe atıyor” diye konuşarak, Tatar’ın Kıbrıs Türk halkının 2004 referandumunda ortaya koyduğu federal çözüm iradesine sırt çevirdiğini ifade etti.
TDP Genel Başkanı, Milletvekili Cemal Özyiğit, yaşanan gelişmelerle Kıbrıs Türk halkının belirsizliğe itildiğini dile getirerek, zirvede Kıbrıs Türk tarafının çözüm istemediğinin ortaya koyduğunu, ayrılıkçı tutum izlediğini ifade etti.
Özyiğit, yıllardır ortaya konan yaklaşımların heba edildiğini, çözüm yaklaşımlarının ters yüz olduğunu söyleyerek, Cumhurbaşkanı Tatar’ın seçilmesiyle Kıbrıs Türk tarafının ‘iradesinin’ Ankara’ya geçtiğini vurguladı.
Öte yandan HP Genel Sekreteri, Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu ise Kıbrıslı Türklerin nefes borusunu bir şekilde rahatlatılması gerektiğini söyledi, “Bu da çözümün adını en baştan koymakla değil, iki toplumun birlikte oturup belli pazarlıklar sonrasında yapacakları işbirlikleri ve istişarelerle gerçekleşebilir” dedi.
Manavoğlu, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu 6 maddelik önerilerin ilk maddesinin diğer maddelerin konuşulmasına engel olduğunu ifade ederek, bu durumun hem Kıbrıslı Tükler hem de Türkiye için büyük kayıp olduğunu vurguladı.
Siyasi parti temsilcileri Cenevre Zirvesi’nin ardından süreci YENİDÜZEN’e değerlendirdi.
CTP Milletvekili Fikri Toros:
“Bu bir bölünme talebidir, hakların terk edilmesidir”
CTP Milletvekili Fikri Toros, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu 6 maddelik önerilerini bugün itibariyle Kıbrıs’la ilgili yürürlükte olan tüm BM kararları ve parametreleri hilafına uygun olmadığını dile getirdi.
Toros, Tatar’ın BM Güvenlik Konseyi’nin yeni bir karar üreterek, Kıbrıs Türk tarafının uluslararası eşit statüsünü veya egemen eşitliğini içeren karar üretmesini talep ettiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar ve ekibinin Cenevre’de yalnızca ilk yapılan toplantı sonrasında bilgilendirme yaptığını söyleyen Toros, Kıbrıs Türk tarafının BM’ye sunduğu 6 maddelik öneriye yönelik herhangi bilgilendirme yapmadığını aktardı.
Toros, “Önerileri basına sızdırıldığı şekilde öğrenmiş olduk. Dolayısıyla yazılı olarak BM’ye sunulma öncesinde kabulü imkansız olan önerilerin özü ile ilgili katkı yapamadık” dedi.
Toros, “Adanın resmen bölünmesini talep ediyor. Kıbrıs Türk halkının ada genelindeki ortak hak ve çıkarlarını çöpe atıyor” diye konuşarak, Tatar’ın Kıbrıs Türk halkının 2004 referandumunda ortaya koyduğu federal çözüm iradesine sırt çevirdiğini ifade etti.
“Tatar, gerek Talat-Hristofyas, gerekse Akıncı-Anastasiadis’in vardığı tüm yakınlaşmaları çöpe atıyor. 30 Haziran 2017 tarihli genel sekreterin 6 maddelik çerçevesini çöpe atıyor” diyen Toros, “Bugün itibariye meşru zemin diye tabir edilen BM zeminini tanımadığını, kabul etmediğini ifade ederek, Güvenlik Konseyi’nden iki devletli yeni bir zemin oluşturmasını talep ediyor” şeklinde konuştu.
Toros, Cenevre Zirvesi öncesinde Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin Kıbrıs sorunun yegane çözüm modelinin BM kararları ve parametreleri doğrultusunda iki toplumlu federasyon olduğunu ifade ettiğini hatırlattı.
Buna rağmen Cumhurbaşkanı Tatar’ın önerilerinin çok net şekilde ‘çözümsüzlük çözümdür’ anlamına geldiğini dile getiren Toros, özetle şöyle devam etti: Tatar, önerileri sunarken Kıbrıs Türk halkının federal çözüm ve AB mevzuatına entegre olma iradesi ve elde edilen tüm yakınlaşmalar sayesinde sahip olduğu kazanımları da çok ciddi tehlikeye atmaktadır. Örneğin, Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşı olmalarının getirdiği kazanımlar, AB Yeşil Hat Tüzüğü, Mali Yardım Tüzüğü kanalında elde ettiği kazanımlar, Güven Artıcı Önlemler çerçevesinde kazanılan kazanımlar gibi. Adayının güneyinden giriş yapan ve kuzeyde tatil yapan milyonlarca turistin kuzey turizm sektörüne sağladığı kazanımlar gibi…
Kıbrıs sularında hidrokarbon kaynaklarında hakları riske atıyor. Bu haklar Kıbrıs Cumhuriyeti tahtında ortak egemenlik haklarımız çerçevesindedir. Resmen ikiye bölünmüş Kıbrıs tahtında böyle bir hakkımız yoktur.
Toros, “Kıbrıs Türk tarafı sunduğu önerilerle gerek 2004’te gerek 2017’de siyasi eşitliği, ilgili BM kararından saptırarak, tartışma konusu yapan ve çözümsüzlüğün esas sorumlusu olan Kıbrıs Rum liderliğini de aklamış oluyor” dedi.
Ayrıca Toros, Cenevre’de Kıbrıs sorunun çözülmesi için gerekli resmi müzakerelerin yeniden başlamasını tamamen önleyecek, kendi halkının iradesini temsil etmeyen bir tutuma tanık olduklarını da vurguladı.
“Tatar, ikinci fırsatı halkın hak ve çıkarları doğrultusunda gözden geçirmeli”
Cenevre toplantısı esnasında tüm tarafların sürecin canlı kalmasını istediğini gözlemlediklerini söyleyen Toros, Genel Sekreter Guterres’in herhangi bir ortak zemine varılamamış olsa da süreci canlı tutmaya, kalıcı barış için çalışmaktan vazgeçmeyeceğini ifade ettiğini de dile getirdi.
Toros, Guterres’in ayrıca 2-3 ay sonra yeniden gayrı resmi toplantı yapılacağını bu nedenle de taraflar nezdinde çalışmalarda ortak zemine ulaştırılmasını istediğini ifade etti.
Tatar’ın ikinci fırsatı halkının hak ve çıkarları doğrultusunda gözden geçirmesi gerektiğini vurgulayan Toros, siyasi eşitlik ile güvenliğimizi gözeterek, BM meşru zeminine geri dönmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
TDP Genel Başkanı, Cemal Özyiğit:
“Çözüm yaklaşımları ters yüz edildi”
TDP Genel Başkanı, Cemal Özyiğit, yaşanan gelişmelerle Kıbrıs Türk halkının belirsizliğe itildiğini dile getirerek, zirvede Kıbrıs Türk tarafının çözüm istemediğinin ortaya koyduğunu, ayrılıkçı tutum izlediğini ifade etti.
Özyiğit, yıllardır ortaya konan yaklaşımların heba edildiğini, çözüm yaklaşımlarının ters yüz olduğunu söyledi.
“Bu yaklaşımla, Türkiye ile birlikte Kıbrıs Türk tarafı da mevcut durumun sürmesini istediğini ifade etmiş oldu” diyen Özyiğit, bu durumun Türkiye’ye daha bağımlı hale gelmesini, alt yönetim olgusunun daha da güçlenmesini sağlayacağını vurguladı.
Özyiğit, Kıbrıslı Türklerin dünyadan koparılma olgusuyla karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekerek, “Hem Kıbrıslı Türkler hem de Türkiye açısından bu durum iyi olmayacak” şeklinde konuştu.
Özyiğit, Cumhurbaşkanı Tatar’ın seçilmesiyle Kıbrıs Türk tarafının ‘iradesinin’ Ankara’ya geçtiğini vurguladı, “Ankara’da ortaya bir şeyler konuyor, Tatar’ın eline bir şeyler veriliyor, görüşülüyor” dedi.
“BM Genel Sekreteri, işin boyutunu tespit etmemiş miydi?”
Özyiğit, BM Genel Sekreteri, Geçici Özel Danışmanı zirve öncesinde işin bu boyutta olduğunu tespit etmedi mi de böyle bir organizasyon düzenledi” diye sordu, “Kaç aydır yoğun gel gitler, ziyaretler vardır. Son dönemde hem iki lider hem de garantör yoğun temasta oldu. Türk tarafı, böyle bir tutum içerisinde gireceğini ortaya koymuştu” şeklinde konuştu.
“Genel Sekretere ulaştırılan bilgilerde bunun dışında bir şey mi oldu, böyle bir imaj mı yaratıldı? Halka, tribünlere başka bir şey mi söylendi, merak ediyorum” diyen Özyiğit, dünyanın pandemiyle boğuştuğu, savaşların ve açlıkların yaşandığı bir dönemde BM’nin sonuçsuz kalan toplantıyı organize etmesine vesile olan şeyi merak ettiklerini, bu durumu BM kaynaklarına sorgulayacaklarını dile getirdi.
“6 maddelik öneri öncesinde bilgilendirilmedik”
Kıbrıs Türk tarafının BM’ye sunduğu 6 maddelik öneriye yönelik Cenevre’de bulunan siyasi parti temsilcilerinin bilgilendirilmediğini kaydeden Özyiğit, bu durumu eleştirdi.
Akıncı döneminde yapılan zirve toplantılarında siyasi partilere yaşanan gelişmelerle ilgili doyurucu bilgilendirme yapıldığını söyleyen Özyiğit, “Şimdi neden yok?” diye sordu.
Özyiğit, “BM Genel Sekreteri 2-3 ay sonra yeniden toplantı olacak dedi. Merak ediyorum, 2-3 ay içinde ne gibi bir değişiklik olacak da böyle bir toplantı yapılacak” dedi.
HP Genel Sekreteri, Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu:
“Önerilerde ilk madde, diğerlerini konuşmaya engel”
HP Genel Sekreteri, Milletvekili Gülşah Sanver Manavoğlu, Kıbrıs Türklerinin nefes borusunu bir şekilde rahatlatılması gerektiğini söyledi, “Bu da çözümün adını en baştan koymakla değil, iki toplumun birlikte oturup belli pazarlıklar sonrasında yapacakları işbirlikleri ile ve istişarelerle gerçekleşebilir” dedi.
Kıbrıs Sorunu konusunda çok hassas bir noktada olunduğunu belirten Manavoğlu, Cenevre’de ikinci kez gerçekleştirilecek toplantıya kadar Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın siyasi partilerle bilgi alışveriş yapılması gerektiğini dile getirdi.
Manavoğlu, Kıbrıs Türk tarafının sunduğu 6 maddelik önerilerin ilk maddesinin diğer maddelerin konuşulmasına engel olduğunu ifade ederek, bu durumun hem Kıbrıslı Tükler ve Türkiye için büyük kayıp olduğunu vurguladı.
Cenevre’de siyasi parti temsilcilerinin yeteri kadar bilgilendirilmemesini eleştiren Manavoğlu, 6 maddelik önerinin Tatar’a sorulduğunu, ilk önce ‘asparagas’ olduğunu söylediğini, daha sonra da bu öneriyi sunduğunu hatırlattı.
Manavoğlu, Kıbrıs’ın güneyinin Maraş ve Ercan ile ilgili sunduğu öneriyi de basın yoluyla öğrendiklerini sözlerine ekledi.