Cuma gün akşam üzeri oldukça uzun bir etkinliğe katıldım. Doğruyu söylemek gerekirse, yoğun ve yorucu geçen bir haftanın son gününde, üstelik bir yığın üst düzey ekonomi ve bankacılık kavramının konuşulacağı bir paneller dizisine katılmak, hele orada 4-5 saat kalmak çok da aklıma yatmış değildi.
Lakin Acapulco Otel'deki 2. Kıbrıs Ekonomi Zirvesi'ne gittikten sonra sonuna kadar dinlemeyi tercih ettim. Çünkü gerçekten de son derece önemli bilgiler ve görüşler paylaşılıyordu orada...
Bankacılık ve ekonomi alanında uzmanların katıldığı panellerden epey not aldım, onların bir kısmını buraya aktaracağım.
Ancak önce şunu not etmekte fayda var: Bugüne kadar ilk kez Kıbrıslı Rum bankacılar bir etkinlikte Kıbrıslı Türk bankacılarla bir araya geldi ve 'çözüm sonrası sektör'ü konuştu. Dahası, zirveye katılan EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) Kıbrıs Temsilcisi de çözümle beraber adada oluşacak pozitif ekonomiye nasıl katkı sağlayacaklarını detaylı biçimde anlattı, bankanın olası kredilendirme sektörlerinden söz etti.
***
Zirvenin açılışında Cumhurbaşkanı Akıncı'nın açıklamaları da vardı ve önemli noktalara değindi ve zaten bu açıklamalar medyada geniş biçimde yer buldu.
Panelde konuşulanlar içinde en çok dikkatimi çeken vurguyu ise Kıbrıslı Rum ekonomist Costas Apostolides yaptı. Müzakere heyetlerinde de yer almış bir isim olan Apostolides, şimdi Malta'da akademisyenlik yapıyor.
Farklı görüşleri içinde kulağa hoş gelmeyen ya da gerçeklerle bağdaşmayanlar olsa da, çok yerinde bir vurgu yaptı Apostolides: "Çözüm bir yatırımdır" dedi!..
Neden söyledi bunu?
"Çünkü" dedi "Kıbrıslı Rumların çoğu çözümün maliyetinin yüksek olacağını düşünüyor."
Oysa asıl maliyeti yüksek olan 'çözümsüzlük'!..
Sırf çözüm olmadığı için bu adada nelerimizi yitirmedik ki biz?
Bu son iki cümle Apostolides'e değil, bana ait ve Kıbrıslı Türkler bakımından bu söylediğinin çok daha doğru olduğu kesin...
***
Zirvede iki panel vardı. Birincisinde 'bankacılık sisteminin AB'ye uyumu'yla ilgili bilgiler verildi. Anladığım kadarıyla bu süreç çok da zor olmayacak, ama atılması gereken önemli adımlar var ve bunlar ihmal edilmiş. Altyapı konusunda süratle bir şeyler yapılması gerek, aksi halde entegrasyon sürecinde sıkıntılar olabilir. KKTC'deki TC bankaları ile yerel bankalar arasında da bir haksız rekabet ortamı var. Bunlara süratle bakmak gerek.
'Çözüm sonrası'nın konu edildiği ikinci paneldeki diğer konuşmacılar da 'çözüm sonrası' oluşacak pozitif atmosferin yaratacağı dinamizmin altını çizdiler. Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros, KEBE'den (Kıbrıs Ticaret ve Sanayi Odası) Syneon Matsis, EBRD Kıbrıs Temsilcisi Libor Krkoska da çözümle birlikte adada ekonominim kısa süre içinde sıçrama yapacağını örneklerle anlattılar.
Dünyanın farklı çatışmalı veya sorunlu bölgelerinde çalışmalar yürüten EBRD'nin Kıbrıs Temsilcisi Krkoska, çözümle birlikte sanayi, turizm, nakliye, inşaat, altyapı gibi sektörlerin canlanacağını ve bankanın buralara destek vereceğini anlattı. Bazı sektörlerin kısa sürede kar oranını ciddi şekilde artıracağından söz etti, Batı ile entegrasyon sürecinde Doğu Avrupa'nın bunu yaşadığını söyledi.
***
Ekonomide bir 'ortak akıl' ortaya çıktı. Farklı toplumlardan ekonomi uzmanları, siyasete çok önemli bir servis yaptılar aslında ve bundan önce de yapıldığı gibi 'çözümün maliyeti'yle beraber 'çözümün karı'nı da ortaya koydular, bilimsel bir lugatla üstelik...
Nasıl ki 'Bütün yollar Roma'ya çıkar'dı bir zamanlar, bizde de bütün yollar 'çözüm'ü işaret ediyor. En başta da 'ekonomik akıl' bunu söylüyor.
Bazen 'denizdeki balığın pazarlığı'na kaptırıp "Aman daha fazlasını alabiliriz" halüsinasyonuyla kıskançlığı ve gözü doymazlığı bir tarafa bırakmak gerekiyor.
Ortada bir 'büyüme' realitesi var ve o büyüyecek ekonomiden herkese pay düşecek.
En fazla da çocuklarımıza...
Onlara ki bu topraklarda tutunabilmeleri için aşa ve işe ihtiyaçları olacak.
Evet, "çözüm yatırımdır."
Çocuklarımızın hesabına, büyük bir yatırım!..