CTP BASIN TOPLANTISI

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), bugün eğitim konulu basın toplantısı düzenledi. “Eğitimi Bitiren İcraatlar” konulu basın toplantısı düzenleyen CTP, “Eğitim Üretim İçindir” anlayışıyla proje hazırlıyor. CTP Genel Başkanı Özkan Yorg

 

 

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), bugün eğitim konulu basın toplantısı düzenledi. “Eğitimi Bitiren İcraatlar” konulu basın toplantısı düzenleyen CTP, “Eğitim Üretim İçindir” anlayışıyla proje hazırlıyor. CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Genel Sekreter Asım Akansoy ve CTP Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Çağlar’ın düzenlemiş olduğu basın toplantısının tam metni şöyle:

 

 

Cumhuriyetçi Türk Partisi

Birleşik Güçler

 

UBP İktidarının 2,5 Yıllık Süredeki Eğitim İcraatları

“EĞİTİMİ BİTİREN İCRAATLAR”

 

 

14 Eylül 2011

Lefkoşa/Kıbrıs

 

2,5 yıllık UBP iktidarı döneminde 3 kez bakan atanan “Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı”nın icraatları “eğitim sistemimizin” dibe vurmasına neden oldu. UBP iktidarının, öğrencileri arkadaşlarının yetersizliklerinden yararlanarak öne çıkartmayı görünmez bir amaç olarak benimsemiş “yarışmacı eğitim anlayışı”, okulların temel işlevlerini kaybetmesine neden olmuştur. Bu durum eğitimdeki yapısal sorunların kronikleşmesine neden olmaktadır. Dahası özel derse ve dershaneye gitmeyi kaçınılmaz kılan “gereksiz bilgileri ezberleme esasına dayanan sınav odaklı” eğitim sisteminin ülke ekonomisine maliyeti 50 milyon TL’nin üzerindedir.

 

2,5 yıllık UBP iktidarı ne yazık ki eğitim sistemimize derin yaralar açmıştır.  Bu 2,5 yıllık sürede ortaya konan plansız, beceriksiz, iş-bilmez ve partizan uygulamalar önümüzdeki günlerde başlayacak yeni eğitim döneminde de yaşanacak olumsuzlukları ve eğitimdeki kaosu şimdiden ortaya koyuyor. İşte UBP iktidarı döneminde “eğitimde” yaşananlar:

 

1.    Usulsüz ve Partizanca Kadrolaşma

UBP’nin partizan anlayışlarına göre atadığı KHK’nun bürokratları daha ilk sınavlarında büyük bir skandala imza attı. İlkokul müdür ve müdür muavinliği sınavlarında yaşananlar, önümüzdeki günlerde yapılacak “öğretmenlik münhali sınavlarında” da benzer olayların yaşanması ihtimali ile halkımız tarafından büyük kaygıyla takip edilmektedir. 2,5 yıllık UBP iktidarı döneminde siyasi yakınlara imtiyazlar sağlayacak biçimde “öğretmenlerin yükselme sınav tüzüğü” tam iki kez değiştirildi.

 

2009-2010 öğretim yılı Genel Ortaöğretim ve Mesleki Teknik Öğretim okullarında bulunan müdür ve müdür muavinliği münhalleri zamanında gerçekleştirilmemiş ve partizan bir anlayışla yine siyasi yakınlar okul müdürü ve müdür muavini olarak okullara görevlendirilmişti.

 

Öğretmen Görevlendirmeleri: UBP iktidarı, 2009-2010 öğretim yılında 103 adet öğretmen atanmasının okullar açıldıktan tam 45 gün sonra siyasi yakınlık derecesine göre usulsüz görevlendirmelerle gerçekleştirildi. Bu görevlendirmeler arasında öğretmenlik niteliği dahi taşımayan siyasi yakınlar vardı.

 

Bakanlık Kadrolarına Görevlendirme: Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı, İlköğretim, Genel Ortaöğretim, Mesleki Teknik Öğretim, Yüksek Öğretim ve Dış İlişkiler dairelerinde boş bulunan müdür muavinliği mevkileri ile yine bu dairelerde boş bulunan eğitim uzmanı kadrolarının yasal süreçler işletilerek doldurulması yönüne gidilmedi. Bu kadrolara tamamen partizanca bir şekilde “görevlendirme” yapılarak siyasi yakınların bakanlık kadrolarına taşınması sağlandı.

 

Türkiye’den Gelen Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmenler: 2010 yılında seçim yasaklarının olduğu bir dönemde, 200’den fazla işsiz bekleyen olmasına rağmen 9 adet Psikolojik Danışman ve Rehber öğretmen getirilerek okullarımızda görevlendirilmiştir.

 

2.    Öğretim Programları ve Ders Kitapları

CTP-BG döneminde kendi akademisyen, uzman ve öğretmenlerimizle eğitim sistemimize kazandırdığımız 83 adet öğretim programı ve ders kitabı hiçbir bilimsel gerekçe gösterilmeden çöpe atıldı. O dönemde eğitim sistemimize dahil edilen; “Yurttaşlık Bilgisi”, “Demokrasi ve İnsan Hakları”, “Bilgi Kuramı”, “Yunanca ” gibi dersler ihmal edilmiş, hazırlanmakta olan “Medya Okur-Yazarlığı”, “Teknoloji –Tasarım” öğretim programları durdurulmuştur.

 

Ders Kitapları Türkiye’den: 19 Nisan 2009’da görev başına geçen zihniyet okullarımızda okutulan “Kıbrıs Tarihi” ders kitaplarını apar topar değiştirmiş, bir sonraki eğitim yılında da bu uygulamayı genişleterek “Matematik”, “Fen ve Teknoloji” ve diğer alanların ders kitaplarını da değiştirmiştir.

 

Kıbrıs Tarihi Kitapları: “Kıbrıs Tarihi” dersi için sadece kitaplar değiştirilmekle de kalmamış dersin adı da Kıbrıs Tarihi’nden, Kıbrıs Türk Tarihi’ne dönüştürülmüştür. Dolayısıyla, daha birkaç yıl öncesi Türkiye Cumhuriyeti milletvekillerinin Avrupa Parlamentosunda gururla herkese göstererek “işte Kıbrıs Türk’ü bu kadar medenidir” dediği Kıbrıs Tarihi kitapları bir çırpıda çöpe atılmıştır. Çöpe atılan kitapların yerine ise alelacele bir şekilde 3 ay içerisinde, hiçbir öğretim programı yayınlamadan ve hiçbir bilimsel yöntem takip edilmeden yanlışlarla dolu yeni kitaplar yazılarak okullarımızda okutulmaya başlanmıştır. Bugün bile bu kitapların öğretim programları bulunmamaktadır.

 

3.    SBS ve Kolej Giriş Sınavları

19 Nisan 2009’da göreve gelen UBP zihniyetinin eğitim anlayışının ilk iş-bilmez uygulamalarından birisi de 11 yaşındaki öğrencilerin psikolojilerini bozma pahasına tam bir siyasi rüşvet anlayışıyla orta koyduğu ilkokul sonrası kolej giriş sınavları oldu. Ancak her uygulamada olduğu gibi çocuklarımız alet edilerek bu sınavda da bazı daire müdürü çocuklarının ve arkadaşlarının ilk sıralarda yer alması, “biz bu soruları dershanede görmüştük” diyen çocukların masum açıklamaları sınavdaki şaibeyi gözler önüne seriyordu. Bir sonraki eğitim yılında ise yarışmacı eğitim anlayışını körükleyen bu uygulama SBS adı altında 4. Sınıflara da genişletildi. Tam bir yarış atı gibi yarıştırılan çocukların 4. Sınıflar için SBS sonuçları açıklanmadı bile… O günlerde tüm eğitimciler tarafından eleştirilen SBS ısrarla savunulurken, ilginçtir ki önümüzdeki öğretim döneminin akademik takviminde yer almıyor. 

 

4.    Eğitimin Bütçesi

CTP-BG iktidarı 2010 yılı için hazırlanması tasarlanan ve okulların kapasitelerine göre belirlenen ihtiyaç ve proje bazlı “Okul Tabanlı Bütçe” anlayışı, tamamen siyasi düşüncelerle terk edilerek,  eğitim yatırımları için genel bütçeden ayrılan pay 2010 yılı için %0.95 (binde 95), 2011 Mali Yılı bütçesinde ise eğitim bütçesinin % 3,14’lük kısmı tüm eğitim yatırımlarına ayrılmıştır. Ancak Gençlik ve Sporla ilgili kısmı düşüldüğünde üniversite öncesi eğitim yatırımlarına kalan miktar Eğitim Bakanlığı bütçesi’nin % 1,86’sı (8,200,000 TL) kadardır.

 

 

 

 

5.    Hazırlık Ödeneği

Son dönemdeki UBP iktidarı, hem 2009-2010 hem de 2010-2011 öğretim dönemi için öğretmenlerin yasal hakları olan hazırlık ödeneklerini zamanında ödeyememiştir. Öğretmenlerin hazırlık ödenekleri 1,5 asgari ücretten, 1 asgari ücrete geriletilmiş ve 6 ayı aşan vadelerle taksitler halinde gecikmeli olarak ödenmiştir. 

 

6.   Tam Gün Eğitim

Partimiz iktidarı döneminde eğitim-öğretim faaliyetleri ile öğrencilerimizi daha çok buluşturmak, daha etkin ve verimlilik çerçevesinde tam gün eğitime geçme çalışmalarının temelini oluşturan OGEM projesi, 2009’da işbaşına gelen UBP anlayışı tarafından ortadan kaldırılmıştır. İlk bakanlığı döneminde “Tam Gün Eğitimi” yaygınlaştırmayı amaçlayan projeyi uygulamadan kaldıran Eğitim Bakanı Sayın Kemal Dürüst, önümüzdeki eğitim döneminden itibaren “Tam Gün Eğitime” geçileceğini söylemektedir. Bu konuda hiçbir proje ve planlama ortaya koymayan Eğitim Bakanının söylemleri ile yaptıkları tam bir tutarsızlık içindedir. Sayın Kemal Dürüst 1. Eğitim Bakanlığı döneminde de bir Türkiye ziyareti dönüşünde, TC Eğitim Bakanlığı’ndan sağlanacak finansmanla Güzelyurt’a “anaokulu”, Girne’de de bir “ortaokul” yaptıracağı müjdesini vermişti. Ancak aradan iki yıl geçmesine rağmen bu söz gerçekleşemedi.

 

Sn. Dürüst TC-KKTC Bakanlıkları arasında, iki ülke arasında imzalanan protokoller dışında kaynak aktarımının mümkün olmadığını bilmezlikten geliyor. Bu örnek “Tam Gün Eğitim” için TC Eğitim Bakanlığı’ndan 19 milyon kaynak beklentisinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını gözler önüne seriyor.

 

7.    Yüksek Öğretim ve Atatürk Öğretmen Akademisi

Üniversitelerimiz Tercih Edilmiyor:  Kuzey Kıbrıs üniversitelerinde başta Türkiye ve Kuzey Kıbrıs olmak üzere birçok ülkeden öğrenci ve öğretim üyesi bulunmaktadır. 2003-2004 akademik yılında Kuzey Kıbrıs’taki öğrenci sayısı 23 bin iken, 2004-2009 yıllarında CTP-BG’nin hükümet döneminde uygulanan doğru politikalar sonucunda bu sayı 2008-2009’da 48 bine yükselmiştir. Ancak 2009’da iktidara gelen UBP’nin eğitim sistemindeki öngörüsüzlükleri ve özellikle Türkiye’de yüksek öğrenim alanlarında yaşanan değişimleri okuyamayıp doğru projeksiyonlar yapamaması nedeni ile öğrenci sayısı 42 bine düşmüş ve bu düşüş halen de devam etmektedir. Sayısal olarak bu düşüşü görmek için son 4 yılın yerleştirme sayılarına bakmak yeterlidir: 2008’de 8143; 2009’da 4273; 2010’da 3940 ve 2011’de 5063. İçinde bulunduğumuz bu yıl sanki geçtiğimiz yıla göre bir artış görülse de gerçek durum böyle değildir. Bu konuda akılcı ve geleceğe yönelik politikalar üretilmezse üniversitelerimizin gelecek yıllarda kapanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı aşikardır.

 

Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Lefke Avrupa Üniversitesi’nde Yaşananlar: UBP iktidarının Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde ve Doğu Akdeniz Üniversitesi’ne bağlı kolej ve okul öncesi kurumlarındaki bilinçli ekonomik zarara uğratarak elden çıkarma planın bir benzeri ne yazık ki Lefke Avrupa Üniversitesi için uygulamaya konmuştur. CTP-BG iktidarı döneminde Lefke Avrupa Üniversitesi’ne 2008 yılında 15 milyon  TL, 2009 yılında 7,3 milyon TL katkı sağlanmışken, UBP iktidarı 2011 yılı için bu üniversiteye sadece 2,5 milyon TL (2,464,000 TL) katkı sağlamıştır. Böylesi bir ekonomik darboğaza sokulan üniversitede öğrenci sayısında ciddi düşüşler yaşanmaktadır. Tıpkı DAÜ’de yapılanlar gibi öncelikle LAÜ’nünde öğrenci yurtları TC-Kredi ve Yurtlar Kurumuna devredilmiştir. Bütün bu uygulamalar “DAÜ’den sonra LAÜ de elden çıkartılacak” sonucu doğurmaktadır.

 

Atatürk Öğretmen Akademisi: 2009 yılında göreve gelen UBP iktidarı Atatürk Öğretmen Akademisi yönetim kadrolarını boşaltmış ve henüz bu kadroları doldurmamıştır. Geçmiş iki yılda Atatürk Öğretmen Akademisi’nde görev yapan öğretim görevlilerini partizan anlayışlarla değiştirmiş, akademinin nitelikli eğitim hizmeti vermesine engel olmuştur. Bütün bunların yanı sıra; 100’ü aşkın ilkokul öğretmeni ihtiyacı bulunmasına karşın ilkokul öğretmen fazlalığı gerekçesi ile bu yıl AÖA’ne öğrenci alınmayacağını duyurmuştur. Ancak siyasi yakınların baskılarına boyun eğildiği ve şaibeli sınavlarla AÖA’ne belirli sayıda öğrenci alınacağı haberleri vatandaşlar arasında konuşulmaktadır. CTP-BG döneminde 4 yaş grubunda okullaşma oranını %100’e ulaştırma hedefi ile AÖA’nde Okul Öncesi programı açılmış buradan gelen mezunlarla 2008-2009 öğretim yılı için bu yaş grubundaki okullaşma %40’a kadar yükseltilmiştir. 2009 yılında işbaşına gelen UBP anlayışı ise hükümet programında bulunmasına rağmen bu yaş grubundaki okullaşma oranını aşağılara düşürecek biçimde sadece 9 adet öğretmen münhali tespit etmiştir.

 

Burslar, GCE-A Level ve LYS Kontenjanları: 2,5 yıllık UBP iktidarı süresince gerek yurt dışında gerekse ülkemizde okuyan üniversite öğrencilerimizin bursları hemen her dönemde sorunlu olmuştur. Üniversite öğrencilerinin yaşam zorlukları ve ihtiyaçları düşünülmeden, kimi zaman bursları oldukça geç, kimi zaman da eksik bir şekilde ödenmiştir. Bir diğer yandan da sadece KKTC’li öğrenciler için belirlenen LYS kontenjanlarına başvurularda ciddi şaibeler yaşanmıştır. TC uyruklu siyasi yakınlar ve yandaşlar alelacele vatandaş yapılarak, bu kontenjanlardan yararlanmaları sağlanmıştır. Diğer yandan da CTP-BG döneminde başlatılan girişimler sonucu elde edilen Türkiye üniversitelerine GCE-A Level sonuçlarına göre öğrenci yerleştirilmesi, beceriksiz bir şekilde UBP tarafından tam bir kaosa dönüştürülmüştür: Hem Güney Kıbrıs’ta okuyan öğrencilerimiz kapsam dışı bırakılmış hem de TC’de Danıştay tarafından bu uygulamaya yönelik olarak alınan yürütmeyi durdurma kararı karşısında Eğitim Bakanlığından hiçbir açıklama yapılmamıştır.

 

8.    Devlet Okullarındaki Demografik Değişim

Son dört yılda  devlet okullarına devam eden toplam öğrenci sayısında 2,578 (%7,16) artış olurken, KKTC uyruklu öğrenci sayısı 922 (-%3,59) azalmıştır, TC uyruklu öğrenci sayısında ise 3,242 (%33,47) artış olmuştur. III. Ülke uyruklu öğrencilerde de 258 (%40,07) artış olmuştur. UBP iktidarının görevde olduğu son iki yılda ise özel okullara devam eden öğrenci sayısında ise toplamda %2 civarında artış olmuştur. Bu veriler KKTC uyruklu öğrencilerin özel okullara kaydığını ve devlet okullarındaki demografik yapının gittikçe değiştiğini göstermektedir.

 

9.    Mesleki Teknik Öğretim

CTP-BG iktidarı döneminde Mesleki Teknik Öğretime devam eden öğrencilerin çağ nüfusuna oranın %50’ye yaklaşmış, MEYAP projesi ile Mesleki Teknik Öğretim, mesleki yeterlilikler temelinde modüler anlayışla yeniden yapılanması sağlanmıştı. Ancak 2009’yıldaki UBP iktidarından sonra bu oran %30’lara gerilemiş ve MEYAP projesinin en önemli çıktısı olan “Mesleki Yeterlilik Kurulu” kurulamamıştır.

 

10.  Eğitim Sistemindeki Plansız, Eğitimi Bilimi İlkelerinden Uzak Uygulamalar

Sınıf Geçme Sınav Tüzüğü: 2009’da göreve gelen UBP yönetimi döneminde tam iki kez değişen “Sınıf Geçme Sınav Tüzüğü”, Bakanlar Kurulu tarafından da iki kez geçici maddelerle delinmiştir. Bakanlar Kurulu öğretmenlerin değerlendirmesini beğenmeyerek hangi öğrencilerin bir üst sınıfa geçirilmesi gerektiğine kendisi karar vermiştir.

 

Akademik Sınıflar: CTP-BG iktidarı tarafından eğitim sistemimizde oluşturulan “akademik sınıflarda” ortaöğretime başlayan öğrenciler bugün uluslar arası ölçekli sınavlarda (IGCSE ve GCE-A Level) büyük başarılar elde ediyor. “Akademik Sınıflar” sayesinde kolej programı takip eden ve yönlendirme sınavı ile koleje geçiş yapan öğrenci sayısını çağ nüfusunun %1,4’den, % 16,1’e çıkartan bu uygulama yeni sınıf geçme sınav tüzüğü ile ortadan kaldırılmaya çalışıyor.

 

Meslek Destekli Program:  Zorunlu eğitim dönemindeki öğrencileri, eğitimlerine engel olacak şekilde oluşturulan Sınıf Geçme Sınav Tüzüğü ile oluşturulan Meslek Destekli Program, tüm öğretmen ve okul yöneticilerinin itirazlarına rağmen ısrarla uygulanmıştır.

 

Kuran Kursları ve İlahiyat Fakültesi: “Dini Bilgiler Öğretimi Kursları” maskesi altında yaz aylarında başlatılan Kuran Kursları düzenlenmiş, genç beyinler bilimsellikten uzak yobaz düşüncelerle doldurulmaya dönüştürülmüştür. 2009 ve 2010 yılının yaz aylarında plansız, programsız ve çağdışı materyallerle ilkokul çağındaki öğrencilere dogma fikirler verilmiştir. Öte yandan Türkiye’de yayınlanan raporlarda “Kıbrıs Türk Halkı’nın nüfus bakımından harmanlanması kolay olduğu ve hane hane çalışılarak kültürel değişim programının daha verimli hale getirilebileceği” yargıları ile ülkemiz üniversitelerinde İlahiyat fakültesi açılmasına da çanak tutulmaya başlanmıştır.

 

Hizmet İçi Eğitimler: Öğretmenlerin yükselmelerinde kullanılmak üzere, CTP-BG döneminde gerçekleştirilen yasal düzenlemelerle öğretmenlerin hizmet içi eğitimlerin tamamı; planlanmış, programlanmış ve belgelenmiş bir yapıya kavuşturulurken 2009 yılında göreve gelen UBP anlayışıyla birlikte parayla belge satın alınır haline dönüştürülmüştür. Dahası hizmet içi eğitimler; planlamadan yoksun, profesyonel anlayıştan ve öğretmenlerin ihtiyaçlarından uzak, hiçbir amaca hizmet etmeyen bir duruma getirilmiştir.

 

Eğitimde Sağlık ve Güvenlik: Okulları yöneticisiz bırakan UBP anlayışı, okulların ve okullardaki eğitim materyallerinin güvenliği konusunda da beceriksizce davranmıştır (gerekli ödenekler sağlanmadığı için okullarımızdaki güvenlik kameralarının sökülmesi basın organlarında sıklıkla yer bulmuştu).  2,5 yıllık süre içerisinde çok sayıda okulumuzda hırsızlık ve zarar verme olayları yaşanmıştır. Öte yandan çocuklarımızın sağlıklı ortamlarda eğitim almaları konusunda da, UBP oldukça başarısız olmuştur. Hatırlanacağı üzere, 2010 yılında yaşanan “Domuz Gribi” salgınına karşın gerekli önlemler zamanında alınamamış ve eğitimin yaklaşık 1 ay süre ile kesilmesine neden olunmuştu.

 

AB Ajandası: UBP iktidarının eğitim adına aldığı en anlaşılmaz kararlardan birisi de AB tarafından hazırlanan ve Avrupa Birliği ile ilgili nitelikli bilgilerin yer aldığı ajandaların öğrencilerimize dağıtılmasının yasaklanması olmuştur.  AB üyesi birleşik bir Kıbrıs için çözüm görüşmelerinin sürdüğü bir dönemde, yasakçı zihniyetle alınmış bu karar oldukça manidardır.

 

 

SONUÇ

19 Nisan 2009’da göreve gelen UBP’nin üç kez göreve getirdiği, iki eğitim bakanı birbirlerinin tersini yapmıştır. Plansız, tutarsız, geleceği ve Kıbrıs Türk Toplumu’nun ihtiyaçlarından uzak bir vizyonsuzlukla 2,5 yıl süre ile yönetilen Kıbrıs Türk Eğitimi; çökme noktasına gelmiş, yine bu anlayışla eğitim bakanı tarafından “eğitim bitmiştir” nitelendirmesiyle karşılaşılmıştır.

 

Uygulanmakta olan ve ısrarla sürdürülen eğitim yapılanmasında toplumsal anlamda ve sektörel bazda ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlara insan yetiştirilmemekte ve bu da KKTC vatandaşlarının yerine ülke dışından kayıtlı ya da kayıtsız işgücünün ülkeye giderek artan bir biçimde gelmesini ve istihdam edilmesini sağlamaktadır. Bir yerde insan yetiştirme sistemi olarak da düşünülmesi gereken eğitim sistemi uygulanan eğitim politikaları nedeniyle ve meslek okullarının olması gereken düzeye yükseltilememesinden dolayı ülkemize uygun insan yetiştirememekte ve yetişmiş insan gücünün ya işsiz kalmasına ya da göç etmesine vesile olmaktadır.

 

UBP’nin 2,5 yıllık iktidarı sürecinde biten eğitim, CTP-BG’nin önümüzdeki dönemde ülkemizin geleceği açısından ve özellikle kendi ayaklarımızın üzerinde durabileceğimiz ekonomik açılımlarımızı destekleyecek olan ve kesinlikle “eğitim üretim içindir” anlayışı ile toplumsallaştırılacak en önemli projelerimizden biri eğitim olacaktır. CTP-BG’nin ortaya koyacağı eğitim vizyonu ve yapılanmasıyla eğitim her alan ve kademesindeki iyileşmeler en kısa sürede kendini gösterecektir. Eğitim sisteminden yetişecek olan çocuklarımız toplumsal anlamda ihtiyaç duyulan mesleklere dönük donatılacaklar ve aynı zamanda evrensel bilgilere de sahip olacaklardır.

 

Önümüzdeki günlerde CTP-BG’nin eğitim vizyon ve hedeflerini daha geniş bir zaman diliminde ve daha geniş ve detaylı bir sunumla sizlerle ve dolayısı ile kamuoyu ile paylaşacak ve politikalarımızı ve eğitim programımızı ortaklaştıracağız.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri