Kıbrıs’ın kuzeyinin içerisinden geçmekte olduğu süreç tüm iç ve dış konularda siyasetin kendisini olduğu kadar partilerin ilke ve tezlerini de tartışılır duruma sürüklemekte; özellikle sol partilerde ideolojik tartışmaları da gündeme taşımaktadır. Toplumsal varlığımızın her türlü tehdit altında olduğu, müzakere sürecinde anlamlı bir ilerleme sağlanamadığı, statükonun üretmiş olduğu hantal ve bağımlı ekonomik yapının adım dahi atamadığı, ganimet düzeninin ve uluslar arası kopukluğun yarattığı anomalilerin artık son raddeye geldiği, çalışanlardan iş insanlarına kadar hemen her kesim ve sektörün batma noktasına geldiği, velhasıl KKTC’nin ve Kıbrıslı Türklerin kendi kendini yönetme erkini kullanmalarında hayatın her alanında yaşanan sorunların yaşandığı ülkemizde bir de son dönemlerde yaşanan Hidrokarbon Krizi, siyasetin bir kez daha tezler- ilke ve programlarını gözden geçirmesini zorlamaktadır. İşte bu amaçla, CTP-BG içerisinde de düşünsel boyutta yaşanan bazı tartışmalara referans olması açısından, CTP-BG’nin 20 Şubat 2011 tarihli kurultayında kabul ettiği ve onayladığı tezlerini özce burada açmanın yararlı olacağına inanıyorum.
TEMEL MİSYON
CTP-BG, sosyalist ilkeler ve hedefler doğrultusunda, Kıbrıs sorununun federal bir yapı çerçevesinde çözülmesi ve ülkemizde demokrasinin, özgürlüğün, sosyal adaletin ve dayanışmanın tesis edilmesi için mücadeleye ve Kıbrıslı Türklerin kendi tarih ve geleceklerinin öznesi olması ve dünyayla bütünleşmesi hedeflerine ulaşabilmesi için hayatın her alanında kavga etmeye her türlü zorluk ve sıkıntıya göğüs gererek yılmadan devam edecektir.
ÖZGÜRLÜKÇÜ SOSYALİZM
CTP-BG, demokratik sosyalist değerlerle birlikte özgürlükçü sosyalizm şiarını benimseyen ve adamızdaki, bölgemizdeki ve dünyadaki sorunlara bu ideolojik perspektiften hareketle çözümler üretme arayışında olan bir siyasal partidir.
MÜCADELEDE “BLOK” OLMA
2002’den itibaren yeni bir siyasi projeye dönüşen CTP-Birleşik Güçler (BG) açılımı halkın büyük desteğini almış ve tam da Gramschi’nin salt bir “sınıf” olarak değil bir “blok” halinde demokrasi kavgasının, var olma ve gelişme içeriğini de içeren sosyalist mücadelenin verilebileceği tezlerini pratikte tüm zorluklara karşın doğrulamıştır.
KIBRIS’IN KUZEYİNDEKİ EKONOMİK YAPI
CTP-BG, Kıbrıs’ın kuzeyindeki “ekonomik sistem”in, statükonun sürdürülmesi amacıyla Türkiye’den aktarılan kaynakların dağıtılmasına indirgendiği ve bu durumun üretkenliğe, emek ve iş dünyasına bugünlere değin büyük zarar verdiğini; günümüzde ise toplumsal değerlerin, stratejik öneme sahip kurumların özelleştirilmesi çabaları, denetimsiz nüfus ve vatandaşlık politikalarının ülkedeki istihdam politikalarına ve demografik yapının giderek bozulmasına doğrudan olumsuz katkıları olduğu tespitini yapmış ve alternatif tezlerini üretmiştir.
CTP-BG, kamunun, statükonun ve ülkede kurulan “çarpık ekonomik sistem”in sonucu olarak ortaya çıkmış olan “şişkinliği”nin giderilmesi adına, yine statükonun yaratıcıları ve savunucuları tarafından gündeme getirilen vizyonsuz uygulamaları da ülkenin gerçekleriyle bağdaşmayan, samimiyetsiz girişimler olarak görmektedir.
CTP-BG bu noktada, statükonun sahiplerinin, kendi yarattıkları ‘ucube’ yapıyı sürdürme adına gerçekleştirmeye çalıştıkları sözde reformlara, özde Kıbrıs Türk halkının birikim ve deneyimlerini çökertmeye yönelik uygulamalarına kesinlikte ve tartışmasız bir biçimde karşı çıkmaktadır. Bu uygulamalara karşı çıkılmasının başlıca sebebi, bunların insanımızın yaşam kalitesini geriletecek ve demokratik değerlerimizi erozyona uğratacak, emekçileri ağır sömürü koşulları ile karşı karşıya bırakacak ve Kıbrıslı Türk girişimci ve üreticilerin de saf dışı kalmasını getirme niyeti taşıyan eğilimler olduğunun tespit edilmesidir.
CTP-BG’NİN ÖZELLEŞTİRMEYE BAKIŞI
CTP-BG açıkça, tekelleşme, işsizlik, sendikasızlık, grev ve toplu sözleşme hakkı olmayacak çalışma koşullarını getireceği bilinen özelleştirme adı altındaki “peşkeş” çekme girişimlerini uygulamaya sokmanın Kıbrıslı Türklerin geleceği açısından ciddi sakıncaları olduğu tespitini yapmaktadır. CTP-BG, en genelde gerek kamu gerekse özel sektöre ait tüm kurumlarımızın etkin ve verimli bir şekilde faaliyetlerini sürdürmelerini, varoluş kavgamızın önemli bir unsuru olarak ele almaktadır.
CTP-BG, etkin, verimli ve teknik bir kamu yönetimi ve kamu işletmeciliği anlayışının yanısıra; çalışanların sosyal güvenlik ve sendikalaşma gibi haklarının teslim edileceği, istihdam olanaklarını çeşitlendirecek, her açıdan güçlü bir “yerel” özel sektör anlayışı üzerinde durmaktadır. Böylesi bir ekonomik yapılanmanın, sosyal adalet ve demokratik hukuk düzeni anlayışı ile bütünleşmesi halinde toplumsal varlığımızın gelişeceği öngörülmektedir.
Özgürlükçü sosyalist bir parti olarak CTP-BG, özelleştirme uygulamalarının tüm dünyada özellikle çalışan kesimler açısından ciddi riskler de içermekte olduğunun bilinciyle bu olguyu ele almaktadır. Bilinmelidir ki CTP-BG, KIB-TEK’in, Telekomünikasyonun, Hava ve Deniz Ulaşımının, Kooperatif ve Kamu Bankalarının ve benzeri temel kurumlarımızın, su ana kaynaklarıyla birlikte kara ve denizlerimizdeki tüm doğal ve canlı kaynakların kullanımının özelleştirilmesine ve taşeron eliyle çalıştırılmasına karşıdır ve bu kurumlarımızın ancak özel sektör paydaşlarıyla birlikte daha verimli hale getirilip insanlarımıza daha iyi hizmet götürmeleri konusunda yapılabilecek çalışmalara mülkiyet ve ana hizmetleri kamunun elinde kalacak şekilde destek verebilir.
NASIL BİR EKONOMİK YAPILANMA?
CTP-BG, önümüzdeki dönemde, sosyalizme geçişin sağlanamadığı koşullarda piyasa ekonomisinden tamamen vazgeçmenin mümkün olmadığının bilinciyle, bu modelin, sosyal devlet uygulamaları, devletin düzenleyicilik ve denetleyicilik misyonuna saygı temelinde ekonomiye kamu yararı amaçlı müdahalesi, sosyo-ekonomik hak ve özgürlükler, özerklik, özyönetim, kooperatifçilik ve ekonomik demokrasi gibi uygulamalar aracılığıyla insanileştirilmiş, olabildiğince sosyalleştirilmiş, zenginlik dağılımı adil ve piyasayı fetiş haline getirmeyen bir biçimini savunmaya devam edecektir.
CTP-BG, toplumumuzu geleceğe taşıyabilecek bir ekonomik yapılanmayı varoluş mücadelesinin vazgeçilmez bir unsuru olarak görmektedir. Bunun için statükonun ürettiği devlet kapitalizmine dayandırılmış ekonomik sistemin dönüştürülerek Kıbrıs Türk emek ve sermayesinin gelişimi temelinde tüm kamu ve özel kuruluşların verimlilik esasına bağlı olarak faaliyetlerini sürdürebilmelerine, bu hedef doğrultusunda çalışanların hak ve menfaatlerinin azami düzeyde korunacağı uygulamaların yaşama geçirilmesi oldukça önemlidir.
İNSAN ODAKLILIK
Özgürlükçü sosyalizmin, demokratik sosyalizmin ve sosyal demokrasinin ortak bir temel amacı vardır. Bu amaç, emeğe değer veren, kaynakların dengeli paylaşıldığı ve zenginlik dağılımının adil olduğu, eşitlikçi, sosyal devlet temelinde örgütlenmiş şeffaf ve adil toplumsal bir düzendir. Bu amacın öznesi ise insandır.
CTP-BG, çalışan insanların çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirme, işsiz insanlara iş koşulları yaratma çabalarını sürdürmeye; toplumsal varoluşumuzun sürmesi amacı ile verilen mücadeleye katkı koymaya devam edecektir.