CTP ÇÖZÜMSÜZLÜĞE GEÇİT VERMEYECEK

Yorgancıoğlu, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacıyla devam eden müzakerelerde girilen bu yeni dönemin mutlaka başarıya ulaştırılması gerektiğini söyledi.

 

CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, 30-31 Ekim tarihlerinde New York’ta gerçekleşen zirvenin ardından başlayan ve Ocak 2012’de yeni bir zirve ile son bulacağı açıklanan sürecin, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum toplumları açısından hayati öneme sahip olduğunu belirtti. Yorgancıoğlu, Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacıyla devam eden müzakerelerde girilen bu yeni dönemin mutlaka başarıya ulaştırılması gerektiğini söyledi.

 

Yorgancıoğlu, “Bu hedefe ulaşılabilmesi için her iki toplum liderinin de tarihi sorumluluğunun bilinci içinde olmalı ve Kıbrıs sorununda yıllar içinde oluşmuş parametreler dâhilinde yaratıcı fikirlerle masadaki yerlerini almalıdırlar” dedi.

 

Yorgancıoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, New York zirvesinin ardından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban ki Moon’un, geride bırakılan müzakere sürecinde ilerleme ve yakınlaşmaların kaydedildiğini belirterek, Ocak 2012’deki yeni zirveye kadar bu ivmenin devamını arzuladığını beyan etmesini ve bu zirvenin ardından uluslararası konferans olasılığına değinmiş oluşunu önemli bir fırsat olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Yorgancıoğlu, özetle şöyle devam etti:

 

“Geride bıraktığımız zamanın liderler tarafından gereken biçimde değerlendirilmemiş olduğu açıkça ortadadır. Hem Derviş Eroğlu, hem de Dimitris Hristofyas, müzakerelerde genel olarak pozisyonlarını koruma gayreti sergileyerek, herhangi bir yakınlaşma çabasından ısrarla kendilerini uzak tutmuşlardır. Dahası, geçmişte üzerinde çok büyük ölçüde mutabakat sağlanan konularda dahi geri adım anlamına gelecek manevralarla, süreci tıkanıklığa kadar götürebilecek bir risk yaratmışlardır. İşte bu koşullar altında gerçekleşen zirve sonunda Genel Sekreter’in değerlendirmesini son derece önemli buluyor ve CTP-BG olarak sürece katkı sağlama konusunda kendimizi her zamankinden daha da sorumlu hissediyoruz.

 

BM Genel Sekreteri Ban, açıklamasında aslında müzakerelerin kendilerinin arzuladıkları biçimde ilerlemediğini, ancak yine de fırsat penceresini açık tutmakta kararlı olduklarını da ifade etmiştir. İşte biz de bu fırsata mutlaka sahip çıkılması gerektiğinin bilinciyle önümüzdeki dönemde müzakereleri çok daha yakından ve aktif biçimde takip etme kararlılığındayız. Kıbrıs Sorununa taraf olan bütün çevrelerle temasımızı sıklaştırmak ve sürecin her aşamasında fikirlerimizle yapıcı bir katkı yapmak CTP-BG için asli bir görevdir. Kıbrıs Türk Halkı’nın müzakerelerin her aşamasında eksiksiz biçimde bilgilendirilmesi ve çözüm çabasına ortak olması şart olduğundan, bu konuda da aktif olarak çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız.”

 

CTP-BG Genel Başkanı Yorgancıoğlu, Kıbrıs Türk halkı’nın çözüme olan gereksiniminin her geçen günle birlikte kendini daha da derinden hissettirdiği bir dönemden geçildiğini ifade ederek, özellikle Kıbrıs çevresinde hidrokarbon yataklarının varlığı olasılığı üzerine başlayan hareketlenme ve uluslararası etkilerinin, çözümün, sadece Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıs Rum halkı için değil, aslında tüm bölge ve Avrupa Birliği için de kaçınılmaz bir gereklilik olduğunu gözler önüne serdiğini dile getirdi.

 

Kıbrıs Türk halkının Annan Planı referandumu ile kanıtlanmış çözüm ve barış isteğinin bugünkü müzakere sürecinin de en büyük motor gücü olduğu kanısında olduklarını aktaran Yorgancıoğlu, “Bu istekliliğin, bugün yeniden daha da belirgin hale gelebilmesi için tüm toplum kesimleriyle, sivil toplum örgütleriyle yakın bir ilişki ve işbirliği içinde olacağız. Güney Kıbrıs’ta da çözüm duyarlılığının daha da belirgin hale gelmesi için siyasi partilerle, sivil toplum örgütleri ve kitle iletişim araçlarıyla temaslarımızı artıracağız. CTP-BG olarak üyesi bulunduğumuz Sosyalist Enternasyonal ve Avrupa Sosyalistleri Partisi üyesi tüm kardeş partilerimizle ve en genelde de uluslararası alanda sahip olduğumuz ilişki ağını sonuna kadar kullanarak, Kıbrıs Sorununa karşı duyarlılığı ve çözüm baskısını artırma çabası içinde olacağız” dedi.

 

Özellikle 23 Mayıs ve 1 Temmuz mutabakatıyla son şeklini alan iki oluşturucu devletin ortaklığıyla kurulacak iki toplumlu, iki bölgeli, toplumların siyasi eşitliğine dayanan, tek uluslararası kimlikli, tek egemenlikli ve tek vatandaşlıklı Federal Kıbrıs, müzakerelerin nihai hedefi olduğunu söyleyen Yorgancıoğlu, açıklamasını şöyle tamamladı:

 

“Bu hedeften başkasını çağrıştıran her türlü önerme, çözümsüzlüğü kalıcılaştırma girişiminden başka bir çaba olamaz.

 

CTP-BG ve Kıbrıs Türk Halkı, çözümsüzlüğe asla geçit vermeyecektir. Umutların tükenmesine izin vermeden, uğraşlarını kesintisiz biçimde sürdüren halkımız, gasp edilen referandum hakkını almasını bildiği gibi, ya da, kaybedilmiş bir davada yeniden eşit taraf olabildiği gibi, şimdi de Kıbrıs’ta barışın mimarı olmayı başaracaktır. Bu başarı sergilenirken yine Kıbrıs Türk Halkının en büyük güvencesi CTP-BG olacaktır.”

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri