Henüz hükümetin hangi partilerle kurulacağı belli olmadı. CTP’nin ‘ilk deneme’ için uygun bulduğu adres DP oldu. Ancak bu illa DP ile koalisyon kurulacağı anlamına gelmiyor.
Eğer DP’nin talepleri ‘karşılanamayacak’ düzeyde olursa, CTP bu sefer UBP’nin kapısını çalacak.
Hazır UBP “protokol değişebilir” demişken, ara bölgede “ortak üniversite” de önermişken, bir CTP-UBP dönemi başlayabilir.
Ancak kişisel algım odur ki bu hafta sonuna, en geç gelen haftaya bir CTP-DP koalisyonu kurulmuş olacak.
Ve zaten seçmenin iradesiyle işaret ettiği hükümet de bu...
**
Kurulması muhtemel CTP-DP koalisyonu daha önce de denendi.
Birincisi 1994-96 dönemindeydi. O zaman büyük parti DP idi. Kurulan DP-CTP hükümetleri ‘sürekli bozulup yeniden kurulması’ ile gündemde yer etmişti.
2004’te kurulan hükümette bu sefer CTP büyük partiydi. CTP-DP hükümetinin yerini daha sonra CTP-ÖRP koalisyonu aldı.
Her iki denemede de görev alan iki partinin birçok kilit ismi ve kadrosu hala siyasettedir.
Birinci ve ikinci dönemlerde yaşananları, o dönemlerde ortaya çıkan sorunları ve gelişmeleri yakından bilen kişiler hala iki partide de etkindir. Etkin olmayanlar da en fazla bir telefon mesafesindedir.
**
1994’te ve 2004’te kurulan CTP-DP koalisyonlarının ‘deneyim’ bakımından ciddi bir birikimi içinde taşıması sonm derece değerli bir şanstır.
Her iki parti yöneticileri geride kalmış deneyimlerden yararlanmanın yollarını arayıp bulabilirler.
Eğer bu bakış açısıyla yaklaşılırsa, CTP-DP’nin ‘ustalık dönemi’ başlamış olur.
Her iki parti de ‘çıraklık’ ve ‘kalfalık’ dönemlerini geride bırakmış olmalıdır.
Geçmişte kurulan hükümetlerin deneyimi, birikimi şimdi kurulacak hükümete bir ışık olabilecek donanıma sahiptir.
CTP ve DP’nin en fazla deneyim elde ettiği konu ‘uzlaşı kültürü’ olmalıdır. Zira Annan Planı gibi toplumsal kutuplaşmanın tavan yaptığı bir dönemde referanduma giden süreci iki parti yönetmişti.
Bunun ötesinde sorunları ele alma, çözme, kriz yönetme gibi ortak deneyimler de yaşadı iki parti...
**
CTP’nin de DP’nin de olası bir hükümette ‘ustaca’ davranma olasılığı çok yüksektir. Hatta hükümeti kurma çalışmaları sırasında da bu ustalık sergilenmelidir.
Siyasete ve devlet kurumlarına güvenin zayıf olduğu bir hakikattir. Halkın güvenini kazanmak için doğru işler yapılması gereklidir. Yoksa krizler yaratmak, pazarlıklar yapıp zaman kaybetmek değil!
Halkın “kim kaç bakanlık alacak”, “kim bakan olacak” gibi mevzulara pek ilgisi yoktur.
Ama halkın şuna ilgisi vardır: Çözüm bekleyen sorunlara neşter vurulacak mıdır?
Yolsuzluk ve usulsüzlüklerin üzerine gidilecek midir?
Alım gücü iyileşecek, pahalılık dizginlenecek midir?
Gençlerimizi ve çocuklarımızı bu adada tutacak imkanları yaratacak adımlar atılacak mıdır?
Sokaktaki insanın merak ettiği ve beklediği bunlardır.
1990’larda ‘çıraklık’, 2000’lerde ‘kalfalık’ dönemlerini geçiren CTP-DP ikilisinin artık ‘usta’ olma zamanıdır.
Hele son UBP hükümetinin yıkımından sonra, ‘usta’ bir hükümetin halktan destek görmesi çok yüksek olasılıktır.