Cumhuriyetçi Türk Partisi, Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar’ın, Kıbrıs’ta bir çözüm konusunda tarihi saptırmaya devam ettiğini vurgulayarak, “En önemli kazanım, Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı binasını terk etmesi olacaktır” açıklaması yaptı.
CTP’den yapılan açıklamada, Kıbrıs Türk halkının 2000’li yılların başında yükselen çözüm ve barış istencinin, 23 Nisan 2003 tarihine kadar kapalı tutulan yeşil hat üzerindeki geçiş noktalarını açtırdığı, Kıbrıs Türk halkının büyük bir çoğunluğunun ve özellikle gençlerin sahiplenmesiyle çözüm sürecinin, Kıbrıs’ı 24 Nisan 2004 tarihinde eş zamanlı referandumlara taşıdığı anımsatıldı.
Açıklamada, Cumhurbaşkanlığı makamındaki Ersin Tatar’ın, diğer konularda olduğu gibi bu konuda da tarihi gerçekleri saptırmaya çalıştığı, kendince bir tarih uydurma çabası içerisine girerek gerçekleri gizlemeye çalıştığı belirtildi.
Açıklamada. uluslararası toplum nezdinde hiçbir biçimde kabul görmeyen, ne olduğu belirsiz bir politikayı “yeni ve milli” diye nitelendirmeye çalışan Tatar’ın, toplumu bölme çabalarına devam ettiği belirtilerek, “Hiç aklından çıkarmaması gereken en önemli tarihsel gerçeklik şudur ki; Annan Planı 24 Nisan 2004 tarihinde eşzamanlı referandumlarda oylanmış ve Kıbrıs Türk halkı yüzde altmış beş gibi ezici bir çoğunlukla bu plana ‘evet’ demiştir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklama şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türk halkı aradan geçen on dokuz yıl içerisinde çözüm istencinden hiç vazgeçmemiştir. Yüzde altmış beşlik evet iradesi halen canlı bir biçimde durmaktadır. Annan Planı sürecine dönemin Türkiye hükümetinin de destek verdiği ayrıca unutulmaması gereken tarihsel bir gerçekliktir. Kıbrıs’ta federasyon temelinde bir çözümün getireceği faydalar toplumun her kesimi tarafından bilinmektedir. Çözüm istencinin yeşil hattın açılmasına yol açtığı ve bunun ekonomiye sağladığı katkılar ortadadır. Her gün binlerce kişi, yeşil hat üzerinden geçiş yapmakta ve bu zor ekonomik koşullarda esnafımızın yüzü biraz olsun bu geçişler sayesinde gülmektedir.”
Kıbrıs Türk halkının uluslararası görünürlüğünün, Kıbrıslı Türklerin çözüm istencinin bir sonucu olduğu belirtilen açıklamada, “Yeterli düzeyde olmamakla birlikte Avrupa Birliği’nin Kıbrıslı Türklere sağladığı mali imkanlar göz ardı edilecek kaynaklar değildir. Tam tersine ilişkiler geliştirilerek artırılması gereken potansiyellerdir” denildi.
Açıklama şöyle devam etti:
“Yeşil hat tüzüğünün Kıbrıslı Türklere sağladığı yeni imkanlar ortadadır. Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün yürürlüğe girmemesi konusu ise tamamen çözümsüzlük siyasetinin bir sonucudur ve bunu gözden kaçırmaya çalışmak da tarihsel gerçekleri gizlemeye çalışmak anlamına gelmektedir.”
Tüm bu gelişmeler karşısında Tatar’ın uyguladığı “yeni ve milli” politikadan kimsenin hiçbir kazanım elde etmediğinin ortada olduğu belirtilen açıklamada, “Bu politikaların uluslararası toplum nezdinde yok hükmünde olduğu açıktır. Burası bir çıkmaz sokaktır ve Tatar istese de istemese de bu çıkmaz sokaktan dönülecek, yeniden çözüm politikalarına geri dönülecektir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi:
“CTP olarak Kıbrıs Türk halkının 24 Nisan 2004 yılında ortaya koymuş olduğu evet iradesinin on dokuzuncu yıl dönümünde tarihi referandum sonuçlarını bir kez daha selamlarız. Cumhurbaşkanlığındaki Tatar’ın ise kimseye izah edemediği, uluslararası toplum nezdinde hiçbir geçerliliği bulunmayan politikalarını terk etmesini, bununla yetinmeyerek Cumhurbaşkanlığı binasını da terk etmesini Kıbrıs Türk halkının son dönemde elde edebileceği en önemli kazanım olarak gördüğümüzü bildirmek isteriz.”