Meltem SONAY
Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerde doğru zeminin ‘kendi ayakları üzerinde duran bir yapı’ olduğuna vurgu yapan CTP Genel Başkanı Erhürman, ‘saygın duruşun’ önemini vurguladı, hükümete "Yapamayacağınız taahhütlerin altına girmeyin” uyarısında bulundu.
CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman imzalanan protokolle Türkiye'den gelen kaynağın sadece 9 milyon 400 bin TL'sinin reel sektör ve altyapıda kullanıldığını söyledi, geriye kalanın savunma giderlerine gittiğini belirtti.
Erhürman, "10 Eylül tarihinde açıklanan 750 milyon TL rakamına karşın, o paradan ülkeye 653 milyon 500 bin TL geldi. Bunun 513 Milyon TL'si de savunmada kullandı" dedi.
Erhürman, öngörülen bütçe açığının da Türkiye’den 1 milyar 400 milyon TL geleceği varsayılarak hesaplandığını söyledi.
Saygın duruşun önemine vurgu
Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerde doğru zeminin ‘kendi ayakları üzerinde duran bir yapı’ olduğuna vurgu yapan CTP Genel Başkanı Erhürman, ‘saygın duruşun’un önemini vurguladı.
Başbakanlık Bütçesi ile ilgili meclis oturumunda konuşan Erhürman “Saygın duruşun, yerine getirilmeyecek taahhütlerin altına girilmemesi” olduğuna işaret etti, taahhüt edilenlerin de yapılması gerekliliğinin altını çizdi.
Türkiye Cumhuriyeti İmzalanan Mali İşbirliği Anlaşması’na ilişkin de konuşan Erhürman, 20 Temmuz tarihinde basına servis edilen ve yayınlanan metinle, Resmi Gazete’de yayınlanan metinde tarih ve rakamların farklı olduğuna işaret etti, gerçek tarih ve rakamları istedi.
UBP’nin, muhalefetteyken ‘3 yıllık protokol taslağımız hazır, gelir gelmez imzalayacağız’ sözlerini anımsatan Erhürman, “Ne oldu da 20 Temmuz’da bir metnin imzalandığı beyan edilmişken, Ağustos’ta Türkiye’ye gidilip üzerinde değişiklik yapıldığı söylendi” diye sordu.
İmzalanmış bir anlaşmanın üzerinde değişiklik yapılmasının hukuken mümkün olmadığını vurgulayan Erhürman, ek bir anlaşmanın daha imzalanabileceğinin altını çizdi. Erhürman, 20 Temmuz’da imzalanan anlaşmanın, nasıl olur da 10 Eylül’de Resmi Gazete’de yayınlanabileceğini sorarken, protokolün süresinin de ‘3 buçuk aya’ düştüğünün altını çizdi.
“Sürekli 3 yıllık demenize rağmen hazırlayacağını program teklifi 1 yıllık mı? Hazırlandı mı?” diye soran Erhürman, 3 yıllık protokollerde öngörülerin şaşabileceğini ancak 3 buçuk aylık bir anlaşmada ‘neyin yapılıp neyin yapılamayacağını nasıl öngörülemediğine’ işaret etti.
3 buçuk aylık anlaşmada olan ama ‘icraatta olmayanları’ anımsatan Erhürman, “Bence Ersin Bey de bunların 3 buçuk ayda Meclis’e gelemeyeceğini biliyordu… Peki niye koyuyorsunuz bunları metnin içerisine?” diye sordu.
Kendilerinin Hükümet’te oldukları dönemde karşı çıktıkları ve ‘siyasi düzeyde ele almak istediği’ konuların bu anlaşmaya girdiğine işaret eden Erhürman, bunlardan birinin de KIB-TEK’teki fonksiyonel ayrıştırma olduğunun altını çizdi.
Erhürman, “Geldiniz yazdınız, hani nerede, size sormayacaklar mı?” şeklinde konuştu.
Bir diğer konunun Toplu İş Sözleşmesi’ne ilişkin olduğunu anımsatan Erhürman, ‘hukuken mantığı olmayan ve dünyada da örneği olmayan’ bu düzenlemenin de anlaşmaya girdiğini ve yapılamadığını belirtti.
Türkiye ile ‘doğru zeminde ilişki’ vurgularının tam bu noktada olduğuna işaret eden Erhürman, ülkenin saygınlığını korumanın yolunun, yerine getirilmeyecek taahhütlerin altına girilmemesi, altına girilen taahhütlerin de yerine getirilmesi olduğunun altını çizdi.
“Savunma dışında ülkeye gelen para 9 milyon TL”
Savunma dışında ülkeye gelen paranın 9 milyon 400 bin TL olduğuna işaret eden CTP Genel Başkanı Erhürman, 10 Eylül tarihinde açıklanan 750 milyon TL rakamına karşın, ülkeye 653 milyon 500 bin TL geldiğini, bunun 513 milyonunun da savunmada kullandığını belirtti.
Erhürman, öngörülen bütçe açığının da Türkiye’den 1 milyar 400 milyon TL geleceği varsayılarak hesaplandığını söyledi, açığın aslında daha da büyük olduğunun altını çizdi.
Doğru zeminin ‘kendi ayakları üzerinde duran bir yapı’ olduğuna vurgu yapan Erhürman, Türkiye Cumhuriyeti ile ilişlilerde saygın duruşunun önemini vurguladı. Saygın duruşun, yerine getirilmeyecek taahhütlerin altına girilmemesi olduğuna işaret etti, taahhüt edilenlerin de yapılması gerekliliğinin altını çizdi.
2020 Bütçesi’nde, 2020 maliyesinin doğru düzgün konuşması gerektiğine vurgu yapan Erhürman, Ersin Tatar’ın ‘yardım kabul eder dünyaya dönmesi durumunda’, CTP’nin yardıma hazır olduğunu ifade etti.
Genç Tepe Projesi…
Lefkoşa Domuzcular Burnu'ndaki Başbakanlık'a ait kent park projesi ile ilgili de konuşan Erhürman bütçede bu projeye yönelik kaynak ayrılmadığını ifade etti.
Parkla ilgili geçtiğimiz Hükümet döneminde bütçeye 1 milyon TL’lik kalem konduğunu da belirten CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, önceliğin ‘Genç Tepe projesi’ olmasına karşın, bütçede projenin kalemi dahi olmadığına işaret etti.
Genç Tepe Projesi’nin takipçisi olunması gerektiğine vurgu yapan Erhürman, üzüntüsünü belirtti.
Sanayi Bölgesi’nin de sürekli olarak sel riski altında olunduğunun bilinmesine karşın, bütçede buna ilişkin de bir kalem olmadığına işaret etti.
“Teşviklerin geri dönüşünü bilmek çok önemli…”
Teşviklerin geri dönüşümüne ilişkin (INPUT- OUTPUT) çalışmaları ile ilgili DPÖ altında kalem ayrılmasından vazgeçilmesinin son derece yanlış olduğu görüşünü belirten Erhürman, devletin verdiği teşviklere karşı sağladığı faydayı bilmesinin önemine değindi.
Verilen teşviklerin geri dönüşünün bilinmesinin, teşviklerin doğru yönlendirilmesi açısından son derece önemli olduğunu vurgulayan Tufan Erhürman, 2019 Bütçesi’nde, en sıkışık dönemde INPUT-OUTPUT projesi için 600 bin TL olduğunu, 2020 Bütçesi’nde ise bunun kaldırıldığını belirtti.
İmar Planı… “Başbakan’dan ‘çıt çıkmıyor’…”
Emirname, İmar Planı meselesinin İçişleri Bakanı’nın görev alanında almasına karşın, Başbakan’ın bugüne kadar bu kadar çok tartışılan konuda açıklama yapmamasını eleştiren Erhürman, ‘derin sessizliğe’ işaret etti.
Planla ilgili ‘tarım arazileri’ sıkıntısının sürdüğünü belirten Erhürman, Başbakan’ın bunlarla ilgili değerlendirmelerinin de merak edildiğini kaydetti.
Tarım arazileri konusunda tekrar çalışma yapılması, oranın bu nüfusu kaldırıp kaldırmayacağının, okulun ihtiyacı karşılayıp karşılayamayacağının netleştirilmesi gerekliliğinin altını çizen Erhürman, Başbakan’ın düşüncelerini ve kendine koyduğu hedefi açıklaması beklentisini belirtti.
İçişleri Bakanlığı’nda 3-4 kişinin kendi hükümetleri döneminde de, şimdi de insan üstü bir çaba ile İmar Planı için çalıştığını belirten Erhürman, çabanın sorunlar olmayacağı anlamına da gelmeyeceğinin altını çizdi.
Maraş konusunun normalde Cumhurbaşkanlığı’nın konusu olduğuna işaret eden Erhürman, Başbakan Yardımcısı Özersay’ın Maraş’a ilişkin açıklamalarını anımsattı, ‘envanter çalışması’nın yapılan açıklamalar nedeniyle başka bir boyuta taşındığını belirtti.
“Başbakan’ın dövizle ilgili açıklamaları ile ilgili yorum yapmayacağım”
Akaryakıt ve elektrikte Mart ayına kadar ‘zam yapılmayacağı’nın da nasıl öngörülebildiğini soran Erhürman, dövizin son günlerdeki hareketine işaret etti.
“Kim Sayın Başbakan’a taahhüt etti, Ocak’ta Şubat’a döviz kurlarında artış olmayacağını? Olmayan veri üzerinden taahhüt altına giriyoruz, beklenti yaratıyoruz” diyen Erhürman, bu konuda da bir ‘ciddiyet’ gösterilmediğini belirtti.
Erhürman, Başbakan’ın dövizle ilgili açıklamaları ile ilgili yorum yapmak istemediğini de ifade etti.
“Sözleşmeli ödeneği neden artırıldı?”
Bütçede maaş ödemelerine ilişkin sıkıntı varken, Maliye ve Başbakanlık’ta neden sözleşmeli ödeneğinin artırıldığını soran CTP Genel Başkanı Erhürman, sözleşmeli ödenekleri oranlarının Başbakanlık’ta %47, Maliye’de %74 arttığını söyledi, artışın nedeninin açıklanmasını istedi.
Türkiye ile son imzalanan anlaşmaya “geçici işçi alınmayacak” hükmü konulduğunu anımsatan Erhürman, BRT’de 11 part- time ve 6 hizmet alımı bilgisini aktardı, teyidini istedi.
“Sayın Tatar’ın hangi alêmden seslendiğini ben anlamadım…”
İmzalanan anlaşmada olmasına karşın, Koop Merkez Bankası, Vakıflar Bankası ve KIB-TEK’te profesyonelleşme, yani ‘parti ataması’nın kaldırılması konusunda da hiçbir şey yapılmadığına işaret eden Erhürman, “Ki bu, taahhüt etmeseniz de yapmanız gereken bir şeydi, bu konu ülkenin ihtiyacı…” şeklinde konuştu.
6 aydır yardımcı olmaya çalışan bir muhalefet anlayışı sergilediklerini anımsatan Erhürman, artık Hükümet’ce ‘ne yapılıp, ne yapılmadığını rakamlarla ortada’ olduğunu ifade etti.
Başbakan Ersin Tatar’a yönelik, ‘Sizin hangi alemden seslendiğinizi ben anlamadım… O alem benim bildiğim bir alem değil” diyen Erhürman, rakamların başka, gerçeklerin başka olduğuna işaret etti.