‘Ben yaptım olur’ anlayışıyla hareket eden hükümetin, hedefinin Belediyeler reformu değil, siyasi olduğunu belirten CTP, “Hedefleri siyasidir, reform değil” açıklamasında bulundu.
Hükümetin, ‘ben yaptım olur’ anlayışıyla hareket ettiği, muhalefetin, belediye başkanlarının ve yurttaşların endişelerine kulak tıkadığı ifade edilerek, “Belediyeleri de içinden çıkılmaz bir hale sokmayı amaçlayan bu zihniyetin karşısında en sert şekilde durmaya devam edeceğiz” denildi.
Açıklamada ayrıca, reform hedefiyle yapılması gereken çalışmalara da değinildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Memleketi her alanda kaosa sürükleyen gayrimeşru hükümet, ‘Yerel Yönetimler Reformu’ adı altında belediyeleri de çıkmaza sokmaya çalışmaktadır. Sırf "iş yaptım" diyebilmek için, bu kadar ciddi bir işi bile ciddiyetsizlikle ele alan bu yapı, ayakta kalan belediyelerin de batmasına zemin hazırlamaktadır. Öncelikle bilinmesi gerekir ki, zor durumda olan belediyeler, küçük olduklarından dolayı değil, kötü yönetildiklerinden dolayı bu durumdadır.
Gayrimeşru hükümet, ‘ben yaptım olur’ anlayışıyla hareket etmekte ve muhalefetin, belediye başkanlarının, yurttaşların endişelerine kulak tıkamaktadır. Yapılması gereken, belediyelerin kent ve bölge belediyesi şeklinde iki kademeli olarak düzenlenmesidir. Reform, belediyelerin mali yönden güçlendirilmesi, merkezdeki bazı yetkilerin kent belediyelerine aktarılması, özerkliğin ve mali denetimin sağlanmasıdır. Tüm bunları görmezden gelerek sadece bazı belediyeleri birleştirerek ‘reform’ yapılacağını zannedenlerin amacı tamamen siyasi hesaplardır. Kıbrıs Türk halkının gailesini çekmeyen, yapılması gereken birçok iş varken sadece seçimi düşünen bu zihniyeti, yaptıkları siyasi hesaplar da kurtaramayacaktır. Belediyeler reformunun belediye sayısını azaltmakla mümkün olamayacağını, kriterlere bağlı bir reform çalışmasının kaçınılmaz olduğunu sürekli olarak vurgulamaya devam edeceğiz.
Belediyeler, demokrasinin temel taşı ve halka en yakın olan birimlerdir. Belediyelerin her alanda güçlendirilmesi ve özerkliklerinin sağlanması gerekmektedir. Belediyelerin görev, yetki ve sorumlulukları iyi tanımlanmalı, mali ve idari yapıları güçlendirilmeli, denetim mekanizmaları netleştirilmelidir. Devlet katkısı doğru bir biçimde kullandırılmalıdır. Birleştirilecek belediyelerin taşınır, taşınmaz malların durumu, çalışanların statüleri, intibaklarının nasıl yapılacağı, kazanılmış haklarının devamı konularında çelişkiler ve belirsizlikler vardır. AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartı da bu ‘reformda’ göz ardı edilmektedir.
Belediyeleri de içinden çıkılmaz bir hale sokmayı amaçlayan bu zihniyetin karşısında en sert şekilde durmaya devam edeceğiz. Bu yapıya en sert yanıtı sandıkta, Kıbrıs Türk halkı verecektir.