Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü’nden yapılan yazılı açıklamada, toplum içerisinde de büyük bir tartışmaya neden olan, belediye çalışanlarının Meclis önündeki eylemleri ve muhalefet vekillerinin komitedeki büyük uğraşları ile ertelenen Belediyeler (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın etkilerinin farklı alanlarda kendini hissettirdiği vurgulandı.
Yapılan yazılı açıklamada, meşru olmayan hükümetin, Anayasaya aykırı olmasına rağmen, haziran sonu gerçekleştirilmesi gereken yerel seçimleri hukuka aykırı bir şekilde engellemek için, Meclis’e bir yasa tasarısı sunduğu anımsatıldı.
Açıklama şöyle devam etti:
“Bu husustaki motivasyonlarını ve telaşlarını daha iyi anlayabilmek için, 23 Haziran 2022 tarihinde, Türkiye Belediyeler Birliği ve Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği arasında imzalanan iş birliği protokolünün açılış gecesinde yapılan konuşmaları ciddiyetle ele almak gerekir.
Protokole göre konuşma sırası dikkate alındığında bile, aslında yerel yöneticilerin adeta birer alt idareci olarak tanımlandıkları görülüyor. Ayrıca hem Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği Başkanı ve Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar hem de atanmış bakan Fikri Ataoğlu, adeta şükran sunma yarışına girerek, diğer konuşmacılar tarafından kendilerine hatırlatılan ev ödevleri olan “belediyeler yasası değişikliğini” en kısa zamanda yerine getirme sözü verdiler.”
Açıklamada, törenin ülkede düzenlememesine rağmen, birer ev sahibi gibi davranan TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in, “öğrencilerine talimat ve ödevler veren birer öğretmen” kararlılığında konuşmalarını gerçekleştirdikleri ifade edildi.
Açıklama şöyle devam etti:
“Sürekli olarak 2002 Türkiyesi’nden bugüne kadar TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özelinde AKP’nin başarılarını sıralamaları, aslında burayı kendi seçim süreçleri için uygun bir platform olarak gördüklerini gösterdi. Ayrıca ecdada ve dine yapılan vurgular da dikkat çekiciydi. “
Şahin’in “Kapalı Maraş’ın açılan kısmını, yaşanan acıları görmezden gelerek, bir ‘açık hava müzesi’ diye tanımladığı ve oranın yatırıma açılabilecek bir mekân olarak kurgulanması gerektiğini buyurduğu” ifade edilen açıklamada, “Belediye seçimine ve yasa değişikliğine ise üstü kapalı bir şekilde değindi: ‘Seçimi düşünmemeli… Kıbrıs belediyelerini inşa etmek zorundayız’ dedi. Hatta ‘silkinip’ –birebir bu kelimeyi kullanarak- kendimize gelmezsek, verimlilikte olan sorunlarımı gideremeyeceğimizi söyledi” denildi.
Açıklama şöyle devam etti:
“Oktay, Türkiye Cumhuriyeti’nin şimdiki iktidarının; yerel politikalar, belediyecilik konusunda dünya çapında örnek gösterildiğini vurguladı. Hâlbuki seçilmiş belediye başkanları yerine keyfi şekilde kayyumlar atayan bir idarenin demokratik yönetimlerce örnek alınabilmesi mümkün değildir.
Uzunca bir zamandır, özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından demokratik manada yaşadığımız yıkım gittikçe geniş bir alana yayılıyor. Belediyeler aracılığıyla yapılmaya çalışılan, kimsenin karşı çıkamayacağı “sayı azaltma” meselesine sıkıştırılarak, esas manadaki yerleşen müdahalenin etkisi görünmez kılınıyor.
Hâlbuki bizim hedefimiz; demokrasinin en önemli ayağı olan yerel yönetimde eşitlik planlarının üretildiği, belediyelerin karar alma organlarında kadınların eşit söz sahibi olduğu ve adil temsil edildiği, sağlık ve sosyal hizmetler anlamında yerel yönetimlerin daha aktif hizmet verdikleri, genç – kadın – lgbti+ - engelli – çocuk dostu belediyecilik anlayışının sağlandığı, yoksullukla yerelde baş edebilme yollarının üretildiği bir belediyeler sistemidir. Şu anki UBP – YDP – DP atanmış hükümetinin önümüze koyduğu yasa değişikliği tasarısı gibi, toplu iş sözleşmelerinin ortadan kaldırılacağı, mevcut belediye çalışanlarının işlerini kaybedebilecekleri, keyfi kayyum atamalarına yasal zemin yaratılacağı ve bir nevi irademizin yerel ayağının da devredileceği bir yok oluş planını kabul etmemiz mümkün değil.”