CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, CTP’nin Parti Meclisi’nin aldığı karar çerçevesinde elbette Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkaracağını ama ‘aday kim olacak’ sorusundan önce konuşulması gerekenler olduğunu ifade etti.
BRT’de yayınlanan Birinci Boyut’un konuğu olan Sıla Usar İncirli ,Erhürman’ın aday olmasının toplum açısından hüsnü kabul gördüğünü, insanların gerçekten Erhürman’ın aday olmasını istediğini vurguladı.
Sıla Usar İncirli’nin açıklamalarından satır başları şöyle:
“’Aday kim olacak’ sorusunun ötesindedir konuşulması gereken”
“Yaklaşan bir seçim vardır. Elbette ki, CTP Parti Meclisi’nin daha önce almış olduğu bir karar vardır. Elbette ki, CTP de kendi adayını çıkaracak. Ama işte bu aday kim olacak? Ne zaman çıkacak? Bütün bunların ötesindedir aslında konuşulması gereken. Biz hep bunu söylüyoruz. Kıbrıs konusu bu ülkenin ilerlemesini, daha yaşanabilir bir yer olmasını engelleyen bir sorundur. Bu sorunu bizim bir şekilde çözmemiz gerekiyor. Bunun nasıl çözüleceği ile ilgili olarak da iki toplumlu, iki kesimli siyasi eşitliğe dayalı federal çözümdür bizim savunduğumuz. Bunun en gerçekçi olduğunu da söylüyoruz”
“CTP adayını çıkaracak… Bir telaş yok”
“CTP seçim startını verdi demek henüz zor. Parti Meclisi’nin toplanması ve adayını belirlenmesi gerekiyor. Parti Meclisi’nin ne kadar yakın bir zamanda toplanıp aday kararını vereceğini bilmiyorum. Ama çok uzayacağını da sanmıyorum. Evet, CTP aday çıkaracak önceden söylediğimiz bir şeydi. Bu konuda bir telaş yok. Önemli olan vizyondur, o adayın ne yapacağıdır. Kapasitesinin ne olduğudur. Bütün bunların da biz çok önemli olduğunu düşünüyoruz”.
“Erhürman’ın aday olması toplum tarafından hüsnü kabul gördü”
“Erhürman’ın aday olması toplum açısından da çok hüsnü kabul gördü. İnsanlar gerçekten sayın Erhürman’ın aday olmasını istiyor. Parti de aday çıkaracak o zaman. Ama bir Parti Meclisi kararı olmadan benim anons edebileceğim bir şey değil. Lakin çok başarılı bir cumhurbaşkanı olacağına da benim hiç şüphem yok. Ama bu takdir tabi ki Parti Meclisi’nin takdiridir. O yüzden Partisi Meclisi kararı ve değerlendirmesi olmadan bu konuda benim bir anons yapmam mümkün değil. Bizim de sokakta gördüğümüz kadar ile insanlar sayın Başkanımıza hüsnü kabul gösteriyorlar. Ona saygı ve sevgi gösteriyorlar. O da onlara karşılık veriyor”.
“CTP ile düşüncel anlamda siyaset düzeyi daha yukarıya çıkacak”
“İnsanlar alışmışlar bugüne kadar “Kim aday olacak?” deyip de onun çok ötesine bakmama konusunda bir alışkanlık var. İsimler daha çok konuşuluyor. Bugüne kadar böyle idi. Ama sanıyorum ki! CTP’nin vizyonu ile Sayın Başkan Erhürman’ın ortaya koyduğu 3 ayaklı siyaset vizyonuyla insanlar daha da çok politikacıların ne söylediğine, ne yapacaklarına, düşüncelerine bakmayı daha fazla başaracaklar diye düşünüyorum. Bu konuşulanlar, söylenenler çok önemli düzeyi yukarı çekmemize yardımcı olacak diye düşünüyorum. Bizim bu dönemde ortaya koyacağımız çaba buna destek verecek diye ümit ediyoruz. Yani düzeyin daha da yukarıya çekilebilmesi için düşüncel anlamda siyasetteki düzeyin daha yukarıya çıkacağını. Siyasal etiğin ve siyasal kültürün daha yukarıya çıkabileceği. Toplumun aslında hak ettiğinin de bu olduğuna cumhurbaşkanlığı döneminde bizim çok büyük katkımız olacak. Seviye derken siyasetçiler anlamında değil yanlış anlaşılmasın yapılan işin kalitesi anlamında bunu söylüyorum. O yüzden insanların gözlerinde umut, yüreklerindeki cesaret bize de sirayet ediyor. Biz de onlara layık olmak için büyük çaba ortaya koyuyoruz”.
“Siyasette eleştiri değil takdir edilme yer almış”
“Eleştiri aslında çok önemli ve yapılması gerekir. Ama genel olarak insanlar çok çabuk kırılıyorlar. Ve insanlar daha çok takdir edilmeye alışkın bizim kültürümüzde. Bu siyasette de sosyal yaşamda da böyledir. İnsanlar daha ziyade takdir görmeye, onay almaya alışmıştır, bundan hoşlanır. Bu da çok normal bir şeydir. Ama eksik bir şey var ise de bunu duymaya katlanmak gerekir. Çünkü özellikle siyasette yapılan iş siyasilerin kendileri için yapılan bir iş değil. Halk için yapılan birşeydir. Halk için yapılan bir şey de eksik var ise onun dile getirilmesine katlanmak zorundadırlar. Bu işin en iyi şekilde yapılması için de gerekli olan bir şeydir. Yapıcı eleştiriler olmalı. Yandık, bittik kül olduk. Bu memlekette bir şey olmaz söylemleri eleştiri değil yalnızca söylenmedir. Şikayet bir işe yaramaz. Ama eleştiri çok işe yarar. Çok çalışmanın, işbirliğin de bize faydası vardır. Bizde işbirliğinde de bir eksiklik var. İnsanlar böyle kamplara ayrılmış durumdadırlar. Bu küçücük Adada bizim birbirimizle birlikte çalışmaya da ihtiyacımız var”….
“CTP’lilerin yürekleri geniştir. Öyle kırılıp da dökülmezler”
“CTP’ye yönelik dıştan yapılan tüm eleştirileri dikkatle takip ediyoruz, değerlendiriyoruz. Haklı olanlara göre pozisyonumuzu değiştirebiliyoruz. Haksız olduğu zaman da karşımızdakileri nasıl ikna edebiliriz farklı düşünmelerini sağlayabiliriz diye de emek harcıyoruz. Eleştiri olacak elbette. Hele de sol kültürde eleştiri daha da acımasızdır. Böyle de bir gerçek vardır. Ama bizim yüreğimiz geniştir. CTP’lilerin yürekleri geniştir. Öyle insanlara kırılıp da dökülmezler. Benim sevgili babamın da çok büyük bir lafı vardır. “BİZ BİRBİRİMİZİ SOKAKTA BULMADIK” demişti yıllar önce. O yüzden CTP’liler birbirlerini kucaklarlar. CTP’liler de bu yolu birlikte yürürler. Böyledir bizim siyasi geleneğimiz. Bugün de böyledir dün de böyle idi, yarın da böyle olacak. Çünkü CTP’nin siyasi geleneği vardır. Bizim yüreklerimiz geniştir ve herkese yer vardır. Biz zaman zaman birbirimizi eleştirsek de yine kol kola girip de yürüyebilmeyi başarabilmekteyiz”….
“Sadece görüşmek için yapılacak müzakereler artık bizim için bitmiştir”
“Bizim söylediğimiz şu; evet en kısa zamanda kapsamlı bir çözüme ulaşmak. Bu müzakere sürecinin ucu açık olmayacak ve bir zaman sınırlamasının olması lazım. Ve çözüm odaklı. Yani sadece görüşmek için yapılacak olan müzakereler artık bizim için bitmiştir. Biz CTP olarak bunu asla kabul etmeyiz. Ucu açık olmayacak, sonuç odaklı ve bir sonuca, çözüme götürecek olan müzakere sürecidir bizim istediğimiz. Herşeyi yaptık ve yine olmuyorsa o zaman bizi adım adım çözüme taşıyacak formüller üzerinde çalışmak lazım”….
“Buradan oturarak siyaset yürütülmez”
“Birçok sorunu var ülkemizin. Sayın Başkanımız bu hafta Meclis’te de gündeme getirdi. Ekonomiye ket vurma ihtimali olan meseleler var. İşte Atlas Global’in uçuşlarını durdurmuş olması turizmimizi etkileyecek. O zaman bizim derhal hükümetin gidip de alternatif uçuşların ardına düşmesi lazım. Rum Yönetimi’nin yapmaya çalıştığı geçişlerdeki meseleler de ekonomimize çok büyük sorun getirecek olandır. Aynı zamanda iki toplumun yakınlaşmasını da sıkıntıya sokan bir şey. O yüzden bizim bütün bunlara karşı gerek BM nezdinde gerekse muhataplarımızla mutlaka aktif bir siyaset gütmemiz gerekiyor. Bu iş böyle buradan oturarak olmaz”…
“CTP’nin yabancı temsilcilerle temasları daha da artacak”
“CTP olarak gerçekleştirdiğimiz Rum siyasi partilerle, yabancı temsilcilerle görüşmelerimiz cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde daha da artacak.Bütün bunlar yapılması gereken işlerdir önümüzde. O yüzden kimin aday olması gerektiğinin ötesinde yapılması gerekenleri konuşmamız lazım. Bize geleceğe taşıyacak olan düşüncelerdir, doğru vizyondur ve koyduğumuz emektir. CTP’nin gerçekten toplumun birçok kesiminden de Kabul gören bir başkanı var. Gittiğimiz her yerde sayın başkanımıza gösterilen ilgi, alaka çok üst düzeydedir. İnsanlar sevgi ve saygı ile onu kucaklıyorlar.Bu bizi çok mutlu ediyor gerçekten”.
“Yıllardır kapalı bir toplum olduk. Bu bize çok şey kaybettirdi, zarar verdi. Buna müsade etmemiz lazım. Ben Kıbrıslı Türklerin içerisindeki o aydınlık düşünceye çok inanan ve güvenen birisiyim. Kıbrıslı Türklerin içinde çok aydınlık bir düşünce vardır. Bu dönemde de sanırım bizim için de çok büyük kazanç olacak bu”…
“Biz daha ülkemizde yapılan seçimlerde alt yapımızı tamamlayamıyoruz”
“Yurtdışında yaşayan Kıbrıslı Türklere seçme ve seçilme hakkı yönünde bu kadar kısa sürede karar verilmesi doğru değil. Yani bir sayımların, dökümlerin belirlenmesi ve hangi koşullarda bunun olacağı yönünde kafa yorulması gerekir. Böyle apar topar olacak bir mesele değildir. Bu kadar kısa sürede de olmasını ben doğru bulmam. Değerlendirilmesi gerektiğini düşünürüm. Biz daha ülkede yapılan seçimlerde alt yapımızı tamamlayıp da o seçimlerde görev alanları eze eze çalıştırıyoruz. Ülkede yapılan seçimin alt yapısı bile eksik iken seçimde çalışan kişiler büyük güçlük çekerken bir başka açılımı yapmadan önce iyice çalışmak ve hazırlığını yapmak gerekir diye düşünüyorum. Yani böyle bir anda aklımıza geldi de yapalım havası, tarzı doğru değil. Her iş etraflıca konuşulmalı, gerekli açıklamalar yapılmalı ve ona göre hareket edilmeli”.
“Sağlıkta sevkler kara bir kısır döngüye girdi”
“Sayın Olgun Amcaoğlu’nun ağzından bunu duymak benim çok hoşuma gitti. Çünkü ben sendika dönemimden itibaren sevklere ayrılan ücretlerin çok yüksek olduğunu ve sevk ücretlerinin azaltılması için yapılması gereken şeyin sağlıkta yatırım olduğunu anlatmaya çalıştım. Eğer tasarruf etmek istiyorsanız sağlığa alt yapı yatırımı yapmanız gerekir. Ben ülkeye hekim olarak 2002 yılında geldim. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde çalışmaya başladım. O dönemlerde hastanede by-pass ameliyatı yapamıyorduk. Kalp hastalıkları çok sıktı ve çok fazla insan by-pass olmak için yurtdışına sevk ediliyordu. Bu yurt dışı sevkler aynı Olgun Amcaoğlu’nun söylediği gibi o zamanlar fahiş düzeylerde idi. Daha sonra bir ekip kuruldu. Kalp damar cerrahı genç arkadaşlar geldiler ve ülkede by-pass yapmaya başladılar.Şimdi onlar da benim gibi orta yaş oldular tabi. Eğitim alan insanlarımızı ülkeye çekmemiz lazım. Onlara işlerini yapabilecekleri uygun ortam hazırlamamız gerekir. Ameliyathanemiz, malzemelerimiz eksiksiz olacak. Ancak o zaman Sayın Maliye Bakanı’nın söylediği sevklerin önüne geçilebilir. Aksi takdirde bu sevklerin önüne geçmek mümkün değil. Ve bu iş kara bir kısır döngüye girdi.Ne oluyor? Sağlığa yatırım yapılmıyor”.
“Sayın Pilli bu hükümetin üvey evladı mısınız?”
“Sağlık bütçesinin küçülmesini doğru bulmuyorum”
“Bütün dünyada tavsiye edilen genel bütçeden sağlığa ayrılan payın en az % 10-11 olmasıdır. Bizde geçen yılki sağlık bütçesi yaklaşık %8.2 iken bu sene %7.6’ya geriledi. Yani ben Sayın Pilli’ye bunu söyledim. Siz dedim; bu hükümetin üvey evladı mısınız? Sağlığa bütçe artırılacak yerde yaklaşık 50 Milyon TL kesildi. Hangi kalemlerden kesildi diye baktığım zaman bir tanesi 30 Milyon TL sevklerden kesildi. Tabi sevklerin azaltılması hepimizin istediği bir şeydir. Ama sevkleri azaltabilmeniz için sizin yatırım yapmanız lazım. Peki siz yeni yoğun bakım ünitesi, ameliyathane mi açtınız? Yeni hastane mi yaptınız?Doğru bulmuyorum sağlığın bütçesinin küçülmesini”.
“Şu anki teşkilat yasasında çocuk psikiyatrisi yoktur”
“Şuandaki Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Teşkilat Yasasında çocuk psikiyatrisi yoktur. Bu kadar çocuk psikiyatrisinin önemli olduğunu bildiğimiz bir zamanda yaşıyoruz. Çocuk piskiyatrisi arkadaşlar ülkelerine dönerek ülkelerindeki çocuklara hizmet vermeyi tercih ettiler. Ama biz bir tanesini bile kadrolamadık. 10 yıla aşkın süredir çalışıyorlar ve hiçbiri kadrolu değil. Teşkilat yasasının İdari, Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi’nin gündeminde olması gerekir”…
“Sözleşmenin gereklerini yerine getirmemiz lazım”
“Ülkemizin yasal mevzuatında 2010 yılında engellilerin her türlü ayrımcılığa uğramamaları için engelli haklarının yürütülmesi ve var olması için Meclis’imiz bir onay yasası geçirdi. Toplum içerisinde her bireyin sahip olduğu haklara engelli bireylerin de sahip olmasını çok önemsiyor ve bununla ilgili olarak BM’nin yapmış olduğu uluslararası sözleşmeler var. Bizim KKTC Meclisi bu sözleşmeyi 2010 yılında onayladı. Bu geçen sözleşmenin gereklerini yerine getirmemiz lazım. Engellilerin bu toplumun bir parçası olduğunu kabul etmek zorundayız. Yapılacak olan çok maliyetli değildir tamamen niyetle ilgili meseledir”…
“Engellilik düzeyini değerlendiren tüzüğün güncellenmesi gerek”
“Onay yasası ilgili olarak iç hukukta, idarede yapılması gerekenler vardı. Bunlardan bir tanesini geçtiğimiz Erhürman döneminde gerçekleştirdik. Engellilerin sorunları ile ilgilenen bir Koordinasyon Birimi Başbakanlık çatısı altında oluştu. Ve bu koordinasyon birimi de çok önemli çalışmalar yaptı. Bunlardan bir tanesi engellileri değerlendiren sağlıkta kullanılan bir tüzük vardır. Bu da Engelli kişilerin engellilik düzeyini değerlendiren bir tüzüktür. Bu tüzük çok eskidir ve şuanda güncellenmesi gerekir. Eğer onu biz güncellemezsek gerçekten eşit olmayan bir durum ve hakkaniyetli olmayan bir durum söz konusudur. Sağlık durumunu değerlendiren tüzüğün değiştirilmesi ve güncellenmesi gerektiğini uzun zamandan beri söylüyoruz. Bu tüzükle ilgili çalışmalar geçtiğimiz Erhürman döneminde yapılarak, olgunluğa ulaştı ve yürürlüğe girebilecek duruma geldi. Bu tüzük çok önemsiyoruz, yıllarca hekimlik yapmış birisi olarak da bu tüzüğün eksikliklerini ve yanlışlıklarını da çok iyi bilen birisiyim. Bundan dolayı sağlıklı eşit bir değerlendirme yapamıyoruz. Bazı hastalar değerlendirilme hakları olmasına rağmen bu tüzüğün dışında kalıyor. Bu tüzüğün mevzuata girmesi için şimdiki hükümete hatırlatmalarımızı yapıyoruz. Önemli olan bu tüzüğün yaşama geçmesidir. Kimin yapmış olduğu, geçirmiş olduğu meselesi değildir”.
“Engelliler bu toplumun parçasıdır”
“Bir toplumun aslında ne kadar çağdaş ve demokratik olduğunu gösteren o toplumda yaşayan kadınlara, çocuklara, engelli bireylere gösterilen muamele ile ölçülebilinir. Bu konuları çok önemsiyorum ve CTP’nin de sosyal politikalarda çok önemli notları bugüne kadar olmuştur. Bundan sonra da böyle olacak. Engelliler bu toplumun parçasıdır. Engellliler hiçbir şekilde toplumun dışında tutulmamalıdır”….
“Engelli bireylerin özel sektörde çalışabilmelerini teşvik eden tüzüğün hayata geçmesi yeterli değil. Şimdiki hükümetin yapması gereken bu tüzüğün gereklerini, insanların nasıl hayata geçireceğini anlatmak. Belki kamu spotu yaparak, işveren temsilcileri ile konuşmak gibi…Yani bu tüzüğün bir propagandaya ihtiyacı var. İşin o kısmı eksik kalmış gözüküyor. Gerçek anlamda olması nefes alıp verdiğini göstermez.Bununla ilgili bir pr çalışmasına ihtiyaç var”.