Cumartesi cumartesi başka işleri yokmuş gibi Parti Meclisi topladılar.
Tam da 45'inci kuruluş yıldönümü arifesinde...
Tam 5 saat yemeden içmeden, bıkmadan usanmadan, uzun uzadıya konuştular, tartıştılar, atıştılar.
Sonra da 'ret' kararı aldılar.
Neyi reddettiler?
Ankara'nın 'su' taleplerini...
Kimdir be bunlar?
CTP'liler!..
***
45 sene önce, tam da böyle soğuk bir Aralık gününde, dönemin BEY rejimine karşı çıkan bir grup aydın, parti kurmanın yasak olduğu, daha doğrusu 'Siyasal Partiler Yasası'nın bile olmadığı bir dönemde Dernekler Yasası tahtında bir oluşuma gidiyordu.
Ahmet Midhat Berberoğlu isimli avukatın önderliğinde kurulan örgüt, en basit demokratik hakkın bile lüks olduğu, toplumun hem dağınık hem de 'teşkilat kanunları' altında ezildiği o günlerde umut ışığı olmuştu.
Kısa süre sonra 68 kuşağının temsilcilerine de kapılarını açan, sol değerleri Kıbrıs Türk Toplumu ile buluşturan 'hak', 'emek, 'mücadele, 'sosyalizm, 'sosyal adalet' gibi kavramları getto yaşamına rağmen insanların gündemine sokan bu kadroydu.
Kimdir be bunlar?
CTP'liler...
***
CTP'nin ilk Genel Başkanlığı'nı üstlenen Berberoğlu, dönemin TC Büyükelçisi tarafından elçiliğe çağrılıp "Denktaş Bey'in karşısına rakip istemiyoruz, adaylıktan çekil" dediğinde yıl 1973 idi ve ne KKTC, ne KTFD vardı.
Yani ortada 'hukuk düzeni' diye bir şey yoktu. Her şey BEY idaresinin, yani Bayraktar'ın, TC Elçisinin ve de Rauf Denktaş'ın ikişer dudağı arasındaydı.
Buna rağmen Berberoğlu ölümle tehdit edildiği o görüşmeden 'ret' cevabı vererek ayrıldı. Peşi sıra göz hapsinde, günlerce evinden çıkarılmadı.
Güvenebileceği, asılabileceği tek bir dal vardı.
Kimdir be bunlar?
CTP'liler...
***
Tecrit, hiçleştirme, ötekileştirme, nefret edilecek hale getirilme operasyonları hep geldi CTP'lilerin başına...
Özker Özgür'ün elinden pasaportunu alıp onun Türkiye dahil yurt dışına çıkışını engellediler.
Sonra bir lafını bahane edip evini haczetmeye, malvarlığını tüketmeye çalıştılar.
Gün geldi CTP'nin topluma ulaşmasında önemli rol oynayan matbaaya el koymaya kalkıştılar.
Ne Naci Talat'ın Rumculuğu kaldı söyleyip yaymadıkları, ne Kalyoncu'nun KGB ajanlığı...
'Hak' dedikçe CTP'liler, "Moskova'ya" postalandılar, 'kapişari düzeni'ni eleştirdikçe "Rumcu" ilan edildiler, 'barış' dedikçe "kökü dışarıda, hain" ilan edildiler.
Kimdir be bunlar?
CTP'liler...
***
45 sene geçti CTP kurulalı, lakin Kıbrıs'ta 1964 koşulları değişmedi.
Önce KTFD, ardından KKTC kuruldu ama Ankara hala BEY yönetimi varmış gibi davranmayı tercih ediyor.
TC'nin Lefkoşa'daki Elçisi ve ona bağlı Yardım Heyeti, KKTC'de 'gölge hükümet' rolü oynuyor.
Alınacak her kararın 'onay mercii' olmak istiyor.
Ve her yılın son ayı aynı senaryo oynanıyor.
Son birkaç 'yılsonu hediyesi'ni anımsayalım.
"Emekli maaşlarından kesinti yapmazsanız 13. Maaş yok!"
"Ercan özelleşmeden yeni yıla girerseniz para da yok, pul da!.."
"Şu şu şu yasalar 31 Aralık'a kadar çıktı çıktı, çıkmadı protokol imzalanmayacak!"
Ve şimdi bir yıl sonu daha... Bu sefer iki mevzu dayatılmış hükümete:
1. Su yönetiminin özele devredilmesi...
2. 26 bin TC yurttaşına topluca KKTC vatandaşlığı verilmesi...
Haliyle reddettiler.
Kimdir be bunlar?
CTP'liler...
***
Onlar 'saray'da doğup 'hükümette büyümediler ki...